31.12.2012

Bir Yıl Bitip Yenisi Başlarken


Benim için en özel en kutlanılası gün Doğumgünleridir ve 2. sırayı da Yılbaşı alır. Toplu kutlanan böyle günler benim için hiçbir anlam ifade etmezken ve saçma bulurken yıllar yıllar önce benden yaşça hayli büyük çok sevdiğim bir iş arkadaşım şöyle demişti:"Yeni yıl neden kutlanılası neden özel biliyor musun? Düşünsene dünya üzerindeki milyonlarca insan aynı anda aynı zamanda hep iyi şeyler diliyor ve hep güzel şeyler düşünüyor. Yayılan enerjinin büyükliğini gücünü düşün, bunun bir parçası olmak istemez misin?" İşte o gün bugündür o enerjinin parçası olurum ve her yıl kendim, ailem ve sevdiklerimin de içinde olduğu YeniYıl Dilek listesi oluştururum.

Geçen yılı da benzer bir yazı ile kapamıştım bu yılı da. Artık bu benim için gelenek. Bu yıl Dilek Agacımı oluşturmaya pek hevesli değildim ama geleneğimi bozmayıp haftalar öncesinden oluşturdum. Geçen yıl dilediklerimden en ama en önemlileri gerçekleşti; sağlık, huzur, aşk, sevgi-mutlu aile.

Bu yıl ki dileklerime gelirsek;

 
 
 

Bereketli, huzurlu, sağlıklı,iyi enerjilerin daima hayatımza çekildiği, dostlarla, akradaşlarla, işimizle gücümüzle, iştahımızla, istediklerimizi gerçekleştirebileceğimiz parayla dolu bir yıl olsun işallah.
 
Dilerim herkesin yeni yılı gönlü gibi geçer. Ve en önemlisi bir önceki yıldaki deneyimlerimizi yeni yıla taşıyabiliriz. Mutluluklarımız katlanarak artar tıpkı yılbaşı agacındaki gibi bir yeni parça daha ekleyebiliriz hayat ağacımıza. Bir sonraki yıla girerken kendi ağacımız deneyimlerimiz, öğrendiklerimiz, mutluluklarımızla biraz daha büyümüş olur.
 
Yeni yılda birlikte öğrendiğimiz,eğlendiğimiz ve keyif aldığımız yazılarla buluşmak dileğiyle.

 



21.12.2012

Mevzu Bahis 2. Çocuk





Başlığın devamını getirirsek ve hatta 3. çocuk ve hatta çok çocuk. Hep diyorum ya bana önceden bu dünyaya gelme amacını ne olarak görüyorsun deseler çocuk yapıp anne olmak için derdim. Öylesi çok inanıyordum ki buna. Sanırım lohusalığımı haddiden fazla ağır geçirmeme sebeb olan şeylerden biri bu inancın kendi içimde kırılmış olmasıydı.

Farkındalığı her zaman yüksek bir insan oldum. Anneliğin de toz pembe bir hal olmadığını çok iyi biliyordum. Tüm zorluklarının farkındaydım lakin en sevdiğim sözlerden biridir: Yolu bilmekle o yolda yürümek aynı şey değil. Hehh işte, buydu tam da başıma gelen. Ben o yolda tökezlemeden, yolu şaşırmadan yürüyeceğime sonsuz inanıyordum; kendime hiç açık kapı bırakmamışım, ve doğurduğumda tüm kapılar çoktan kapanmıştı.


2. çocuğum olacağını biliyorum ama ne zaman ve nasıl olacak onu bilemiyorum bir de asıl mesele 3. yapacak mıyım? 2. çocuğu yaparsam mutlaka 3. yaparım diyordum ki hala bu söylemi sürdürüyorum. 2 çocuğa bakan 2'yle başa çıkan 3 çocuğa da bakar ve başa çıkabilir diye düşünüyorum. Madem büyük bir aile olacağız o zaman 3. çocuk şart bana kalırsa.



Penguen en sevdiğim hayvandır sırf görüntüsü itibariyle değil. Yaşayış biçimleri hamilelik süreçleri, sadakat duygusuna sahip hayvanlar oluşu beni daima etkilemiştir. Blogumda Yolukar ailesi diye 3 çocuklu Penguen ailesi koymam tamamen buna olan inancımdandır.

Çocuk insanın hayatını zorlaştırdığı kadar kolaylaştırıp güzelleştiriyor da. Kolaylaştırmak mı o da nasıl oluyor derseniz bu konu hakkında sonra yazayım eteğimdeki taşları bir başka yazıya saklayayım.

Son zamanlarda düşünüyorum da hayattaki en güzel zorluk en çekilesi zorluk evlattan gelen zorluk. Kaldıki zorluğu yaratan da evladın kendisi değil senin o zorlukla başa çıkma veya çıkamama biçimin. Benim gibi 30'larında anne olmuş insanlar için durum kesinlikle çok daha farklı. Hele bir de bu 30 yılı oldukça dolu ve özgür yaşadıysanız. Dünyaya baktığında dünyadan kendi coğrafyana indiğinde oradan kendi şehrinde oradan kendi mahallene ve en nihayetinde kendi hayatına ulaştığında  gördüğün gözlemlediğin ve kendi içinde yaşadığın sıkıntılardan en güzeli çocuğundan ötürü çektiğinden başka nedir ki? Allah herkese böyle dertler verse keşke misal: Uykusuzluk, yemeyen çocuk, yerinde durmayan çocuk, çocuktan ötürü yapamadıkların veya ertelediklerin.... Dert mi bunlar sahi, sahi bunlar başa çıkılamayacak şeyler mi?

Evet ebeveynlik dünyanın en sorumluluk gerektiren alanı ve fakat alınabilecek en güzel de sorumluluk. İnsanı insan yapan varlığına şükrettiğin ve seni var etmeye aracı olan en güzel şey değil de nedir? Bu yazıyı okuyan bekarlar veya henüz çocuk sahibi olmayanlar Anne olunca, ebeveyn olunca anlayacaksınız bu satırları. Hiç çocuk sahibi olmayı düşünmeyenlere de saygım sonsuz lakin çocuk sahibi olmak istememek de bir tercih ama olur da birgün kararınız değişirse bilinki bir hayrı vardır...

Kısacası, ben 2. çocuğa ve hatta 3. çocuğa varım diyorum. Biliyorum belki akşama belki haftasonu Aren'den gayri Aren'nin vesile olduğu zorlukların neticesinde aman aman aynı film tekrardan mı kalsın diyeceğim. Ama yine biliyorum bunu derken bile 2. çocuğun zamanlamasını düşünüp duracağım. Benim kafamı en çok meşgul eden şey 2. çocuğumun geliş zamanı. Arenimin zerre olumsuz etkilenmesini istemiyorum. Ne ondan ne ona ayrılan zamandan çalmak istemiyorum. Biliyorum kardeş gelirken de geldiğinde de 1. çocuk kaç yaşında olursa olsun hayat toz pembe olmuyor ve yine biliyorum bunu bilmek yetmiyor.

Sosyal medyada arkadaş olduklarımın veya olmadıklarımın hamileliğini öğrenmek hala beni çok sevindiriyor. Her şahit olduğum doğum ve gördüğüm bebek içimi titretip beni heyecanlandırıyor. Bir çocuğum daha olmazsa hayatta eksik kalacakmışım gibi hissediyorum. Aren'le tam olduk hissini yaşadığım halde içimden bir ses bir tane daha olsun tam olmak ne demek asıl o zaman gör diyor.

Bu sefer kapılarım sonuna kadar açık ne kendime ne anneliğime güveniyorum. Herşey daha kolay olur demiyorum, diyemiyorum. Şayet olursa yine yeniden çaylak anne olacağıma eminim bu sefer. Hazır 2. hatta 3. düşünürken bir ikiz hamileliği olsa beni 3. kere doğurmaktan ve hamile kalmak, sonuna kadar hayırlısıyla ulaşmak zahmetinden 1 kerede kurtarsa beni hayat hımm nasıl olurdu :) Kısmet öyle değil mi? Neden olmasın öyle değil mi?

NOT: Hayır hamile değilim :) veya öyleyse de yemin ederim bilmiyorum. (yemin ederken ayağımı kaldırmadım :))




20.12.2012

Kendin yap-Eldiven


Bugünün anlam ve önemine daha başka nasıl bir yazı yakışırdı bilemedim. Aslında bunu yapar mısınız onu da bilemiyorum. Sanırım elde çorap taşıma hissi pek hoş gelmeyecektir ama paylaşayım dedim yinede. Mesela şuan tipi yağışı nedeniyle eldivensiz bir şekilde ofiste mahsur kalmışken çoraptan olsun eldivenim olsun diyorum ben :)

Buyrunuz efendim, ne dikiş ne ekstra yetenek gerektiren çoraptan eldiven yapımı.

 Öncelikle çorabımızı elimize geçiriyoruz. Kukla oynatır gibi. Bakın yazarken aklıma geldi eski çorapla şu oynayan gözlerden ve pompomlardan koyarak çocuk eğleyebiliriz. Bunu da yapalım bir ara. Neyse nerede kalmıştık. Çorabı elimizden çıkarıyoruz, elimizi üstüne koyup hımmm parmağım şuraya denk geliyor hımm şu kadar önünden kesersem iyi olur falan diyoruz. Bunu yapan ablanın eli biraz dombiliymiş o yüzden az mesafe bırakmış. Siz ne kadar uzun veya kısa istiyorsunuz ona karar verip kesiniz efenim. Parmaksız eldiven olduğunu söylememe gerek yok herhalde değil mi ?


Kesip ettikten sonra ters çeviriyoruz ve elimizde üst kısımdan yine istediğiniz kadarını kıvırıp dikiyorsunuz. Başparmak kısmını da öyle. Nasıl ya demeyin üzerime gelmeyin, ben dikişten anlamam. Ama bana kolay yapılası geldi. Nasıl ya demeyin deneyin vallahi yaparsınız bence.


İşte eldiveniz hazır. Hiç çoraba benziyor mu canımmmm? Aaa nerden çıkardınız hiç de bir kere çorapla alakası bile yok :) Çorapların yıkanıp ütülendiği güne denk getirin bunu yapma işini olur mu :)





 Baktınız ki yeterince süslü değil çorap hissidende kurtulmak istiyorsunuz. O zaman keçeden kalp kesiyorsunuz bence mesela çocuk için yapıyorsanız adının başharfini falan kesip dikin hep kaybeder ya çocuklar ve üzerine dikiyorsunuz.



Taaam tammm işte hazır. Neydi ne oldu di mi :) Hey gidi çorap heeyyyyyy hiç aklına gelir miydi birgün eldiven olacağın. Ayağa giyilirken ele giyileceğin.


Yapan kişi birçok poz vermiş eldiveniyle yazıktır emeğine saygı gerek dedim o fotoları da paylaştım. Bakmayın latife ediyorum ben gerçekten beğendim.

Elleriniz sımsıcacık kalsın.

19.12.2012

Kavanoz Deyip Geçme

Bence harika


Kavanozlardan yapılabilecek şeyler saymakla bitmez. Atmayın, saklayın. Mutlaka ki değerlendireceğiz bir zaman gelecektir. Cam ürünlerin atılmasına çok üzülüyorum, cam bana kalırsa mutlaka geri dönüştürülmesi gereken bir ürün.

Hangi birini paylaşayım bilemedim. Binlecesinin içinden seçtiklerim aşağıdaki gibi.




Bunu yapmayan kaldı mı? Varsa hemen yapsın :) Boş kavanozların kapağını siyah veya başka renk tahta boyasıyla boyayıp üzerine tebeşirde içindeki yazmak. Ben bile yaptım o kadar basit.


Eğer kapakları kullanmazsanız aynı işlemi üzerine de yapabilirsiniz. İhtiyacınız olan tek şey daha öncede yazdığım üzere Karatahta boyası ki bunu Türkiyede de bulmak oldukça kolay.



Çocuğu olan herkesin yapabileceği kullanışlı olduğunu düşündüğüm birşey. O minik oyuncaklar var ya hayvanlar işte onları renkli renkli boyadığınız kapakların üzerine silikon ile yapıştırıyorsunuz bu kadarcık. Boya işlemi için akrilik boya kullanmanız en iyisi.



Gördüğüm en ilginç değerlendirme biçimi buydu. Yapılacaklar listemde. Bir kavanozun içine önce fotoğrafı camına değecek şekilde yerleştiriyorsunuz sonra da içini zeytinyağ ile dolduruyorsunuz işte bu kadar.


Bu da bir diğer alternatif  adına Zaman Kapsülü de deniliyor. Sadece foto koymakla kalmayıp o yıla veya kişilere özel şeylerde koyulabiliyor.


Bu da kavanozda resim sunmanın en basit hali. Beğenmedim :) Ama örnek teşkil etmesi açısından koydum.



Eğer resim koyulacaksa benim en beğendiğim bu oldu. Kavanozun dibine biraz kumi biraz sahili hatırlatacak şeyler, ve kavanozun kapağına iple tutturulup sarkıtılan yazdan kalma resimler.





Veee gelelim benim en sevdiğime, en değişik bulduğuma. Bunu ip tutacağı olarak yapmışlar ama bence delik delmeden içine de istediğinizi yerleştirerek kullanabilirsiniz.




Malzemeler şöyle: 

Kavanoz
Şarap mantarı 2
Delici alet
Makas
Maket Bıçağı
Yapıştırıcı
Boya
Silikon tabancası

Nasıl süsleyeceğinize bağlı olarak: 
Kalem
Keçe
Oynayan Gözler
Fırça
Akrilik Boya



Hazırsanız başlıyoruz.


Önce kavanoz kapağına ufak bir delik deliyoruz. Ve Şarap mantarını tam ortadan ikiye bölüyoruz.


Kavanozu veya kavanozları boyuyoruz istediğimiz renge ve kurumasını bekliyoruz ki en sıkıcı kısım bence hep bu oluyor.

Yukarıdaki resimdeki iki kavanozun iki ufak ayağı olacak şekilde mantarları kavanozlara silikon tabancası ile yapıştırıyoruz. Mantarları da iyice yapıştıktan sonra kavanozun rengine boyamak gerekiyor.



En zevkli kısmı başlıyor süsleme kısmı. İster yukarıdaki gibi isterseniz de yaratıcılığınızı kullanarak sülüyorsunuz kapakları. 


Kaş göz çizerek de kapakları süsleyebilirdiniz. Eğer tavşan yapacaksanız kulakları kapağın arkasına yapıştırıyorunuz.




İçine ipi koyup kapağa açtığınız delikten geçiriyorunuz veeee



Taaatammmm hazırlar artık. Çok mu çok tatlılar bence.

18.12.2012

Kendin Yap-Paketleme


Bence verilecek hediyeye insanın el emeğinin değmesi çok güzel. Ben daima kart koymaya çalışırım hediyelerimin içine. Yeni yıl vesilesiyle gördüğüm bu kendinizin yapabileceği paketleme alternatiflerini paylaşmak istedim, ben hepsinin çok beğendim ve değerlendirmeyi düşünüyorum.

Sanırım anneanneler, babaanneler böyle bir hediye paketi alınca içindekinden çok pakete kilitlenip kalırlar ve hatta gözyaşlarını tutamazlar. Ben bu fikre bayıldım; yakın aile dostlarının hediye paketlerinden bazıları böyle olacak.



Basit ama bence bir o kadar da tatlı gözüküyor. Rengarenk lastikler hem sonra o lastikler evde de kullanılır. Bence lastiklerin arasına notlar veya ufak şeylerde iliştirilebilir.


İsterseniz hediyeyi vereceğiniz kişinin adının başharfini keçeden kesip paketin üzerine yapıştırabilirsiniz. İsterseniz de bu resimdeki gibi kartondan harfi keser üzerini yün ile kaplarsınız. Hem bu birçok paketin karışmasını da engeller.

Bu da balonlarla süsleme çocukların çok sevineceğine eminim.



Küçük bir pompom gülen güzler ve ağız paketin havasını birdenbire değiştirmiyor mu sizce de?




Bu biraz el oyalar ama ortaya güzel bir sonuç çıkar. hediye paketini chalkboard dedikleri kara tahta boyasıyla boyayıp üzerine istediğinizi yazıyorsunuz. Ben denemeye değer buldum.


Sizde hediyenin içindekinden çok gönülden olup olmadığına, paradan daha çok emek verilip verilmediği ile ilgileniyorsanız denemelisiniz derim.

Ve hepimiz biliyoruz ki HAYAT EN GÜZEL HEDİYE! Kiymetini bilelim.

17.12.2012

Kendin Yap- Kapı Süsü


Ne tatlı değil mi?


Bu zımbırtının Türkçesini bilemedim. Kapı süsü deyiverdim. Çember, mini çelenk diye çevirilebilir ama o zaman da anlamı  kalmıyor. İngilizcesi Wreath. (Arama yaparken wreath veya kapı süsü derseniz sayısız alternatifle karşılaşacaksınız)

En Basit Kapı Süsü 

Yapabileceğiniz en basit kapı süsü aşağıdaki gibi. Neden en basiti çünkü extra hiçbir malzemeye ihtiyaç yok.

Malzemeler: 
Karton
Büyük ve küçük kase
Makas
Kalem
Yapıştırıcı veya silikon
Süs




Önce büyük kaseyi kartonun üzerine koyarak bir yuvarlak kesiyoruz. Sonra küçük kaseyi koyarak bir tane de küçük yuvarlak kesiyoruz. Bir yuvarlak oluşturabilmemiz için küçük olanı büyük olanın ortasına yerleştiriyoruz.



Bu görüntüyü elde ettikten sonra üzerini istediğiniz süs ile süsleyebilirsiniz.



Bunu yapan kişi hediye paketlerinde kullanılan süsü kullanmış. Hepsini silikon tabancasıyla yerleştirmiş.


Ve işte bu da son hali...



Bunun dışında yapacağınız tüm kapı süslerinin ana malzemesi strafor çember. Bu çemberleri online olarak hobi marketlerden alabilirsiniz, kağıt vs'de de satılıyor. Duyduğuma göre Bauhaus'da da satılıyormuş. Ben online olarak almıştım. Boyutları da mevcut.

İşte Strafor çember böyle birşey. 


Bu strafor çemberleri süslemek tamamen size kalmış. İster kumaş sarın üzerine isterseniz pompomlarla süsleyin isterseniz renk renk keçelerle sarın. Balonlarla süsleyin. oyuncakları sıralayın. Yani tamamen hayalgücünüze, yaratıcılığınıza ve zevkinize bağlı. Tabii ki de süslerken size eşlik edecek olmazsa olmaz malzemeniz silikon tabancası olacak.


Yaratıcı Kapı Süsü




Ben buna bayıldım. Kasnağa iliştirilmiş yılbaşı kartları. Ben Kart yerine aile fotoğraflarını kullanmayı tercih ederim. İhtiyacınız olan şey kasnak, fotolar, ve küçük mandallar. Asmak için de ister kurdele kullanın isterseniz de başka birşey. Ben bunu ev dekorasyonunda kullanmayı düşünüyorum.

















Çocuğuma Söylediğim En Acaip 5 Şey




Blogunu takip etmekten çok zevk aldığım, çocuk yetiştirme biçimine hayran olduğum Görkem'in yazısı üzerine ben de yazmaya karar verdim. Ayrıca Görkem'in de BabyCenter okuyucusu olmasına çok mu çok sevindim. Her annenin anne adayının takip etmesi gerektiğini hep söylüyorum ya.

 Görkem'in yazısına şu linkten ulaşabilisiniz:Görkem'in blogu. (Uzerine tıklayınız)

Ebeveynlik hayatımda söylediğim en saçma cümleler: 

  • Lütfen Arenciğim O'nu ağzından çıkar, yalama,yeme. Buradaki "o" o kadar çok şey için kullanıyorki bizim evde: Terlik, ayakkabı, tuvalet fırçası,çöp,kendi bezi,taş, yaprak,çiçek, vbvbvb.
  • Pipinle daha yavaş oynar mısın lütfen? Evet pipisini keşfettiğinden ve çekiştirdiğinde bir takım değişikliklerin farkına vardığından beri neredeyse işkence ediyor pipiye. Çekiştirip duruyor, kopar mı kopmaz mı onu test etmeye de çalışıyor sanırım, şaşkın.
  • Çorbayı kafana sürme lütfen, brokoliyi mıncıklama rica ederim. Yemekleri yere atmıyoruz ama. Evet her yemeği önce kafası yiyecek veya elleriyle mıncıklayacak ve elbette yere atacak. 
  • Meme ısırılmıyor Arenciğim, hayır cimciklenmiyor da lütfen. Bunu oyun sanıyor Aren ve çok keyif alıyor olan bana ve memelerime oluyor tabiiki de :)
Bu %66 içinde olmak isterdim :)

  • Hayır Aren annenin altını bağlayamazsın, anneler çişini kakasını tuvalete yapar. Benim altımı bağlamaya çok meraklı elinde bezle gelip ıhh ıhhh diyerek altımı bağlamaya çalışıyor ki bunu genelde ben tuvalete gideceğim dediğimde yapıyor. Ne gereği var gel bezleyelim seni de demek istiyor sanırım. Tuvalette harcanan zamanı gereksiz görüyor, bez bağlayıp oynamaya devam etmek varken tuvalete gitmek de nereden çıktı ki şimdi ama :) 

Tuvalete beraber girdiğimizi söylememe gerek yok sanırım değil mi? Umarım bu birliktelik tuvalet eğitimi sırasında olumlu bir adım olarak geri döner bize. (Bu arada babasıyla girmez benimle girer.) Henüz kendi pipisi haricinde cinsel anlamda herhangi bir uyaranın farkında olmadığı için de benim hiçbir yerimle ilgilenmez çişe el sallar bye bye yapar o kadar. Ayrıca herkesin hayatı kendini ilgilendirir eleştirilerinizi içinizden yapabilirsiniz ;) 

Sizin en acaip 5 cümlenizi de duymaktan keyif alırım ;)

12.12.2012

Yasama Yürütme Yargı...


4N 1K Ne,Niye,Neden,Nerede, Kim

Hayır bu bir Hukuk yazısı değil :) (Sadece en uygun başlığın bu olacağını düşündüm)

34 yaşındayım hayat sana ne öğretti derseniz çok şey öğretti örneğin duygunun her türlüsünün çok kıymetli olduğunu ve boşa harcanmaması gerektiğini öğretti. Acımak, iyi niyet göstermek, sevmek, kabullenmek, affetmek, bağışlamak, aşk aklınıza gelecek insana ait her türlü duygunun yerinde kullanılması gerektiğini boşa harcanmaması gerektiğini.

Yaklaşık olarak 15 senedir iş hayatı içersindeyim iş hayatı sana neler kattı derseniz yine çok şey derim ama en önemlisi bana sorgulamayı öğretti. Bence bu çok önemli bir özellik aile içinde ve okulda kazanılmaya başlanmalı. Aile içersinde sorgulama bana öğretilmeye çalışıldı. Klasik bir amerikan kültürünü temel almış bir kolejde okudum sorgulama soru sorma bize pek öğretilmedi belki öğretildi de ben kavrayamadım ama bizimkisi çok temel bir öğrenme biçimiydi. Öğren- geç modeli diyebilirim.

Ne zamanki iş hayatına başladım ve yıllar geçti öğrendim ki yaptığın işi yaptırdığın işi dahası önüne gelen herşeyi önce sorgulamalısın. Sorular sormalısın ve sonra aksiyona geçmelisin.Bu biri hakkında karar verirken de geçerli İş hayatım içersinde çok fazla seminere ve eğitime katıldım; belki de en güzel şanslarımdan biri sürekli yabancı insanlarla çalışmak böylece farklı kültürleri ve düşünme, çalışma biçimlerini öğrenmek oldu. Gördüm ki Türkler verilen işe hemen başlıyorlar yabancılar ise önce düşünüp plan yapıp vaktin çoğunu planmala ve atılacak adımları hesaplamayla geçirip sonra harekete geçiyorlar. Yani sorguluyorlar sorular soruyorlar ve soruların cevapları aslında onları sonuca götürüyor.Bu sizi tanımak için de uyguladıkları bir yöntem. Sizinle ilgili herhangi bir karar alacaklarsa o kararı almak için son derece güçlü donelere sahip olmaya çalışıyorlar. Nedense bizim kültürümüzde soru sormak sorgulamak ayıp kabul ediliyor. İnsanlar bunu çoğu zaman kişisel saldırı olarak bile algılayabiliyorlar.

İnsanların birbiriyle samimi olan insanların bile çoğu zaman açık iletişim kurmakta sıkıntı çektiğini gözlemliyorum. Sıkıntı bir kenara çoğunlukla soru sormadan sorgulamadan yargıya varmaya çok meraklıyız. Ve bunun sebebini anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Cebimde böyle bir öğreti varken bir insanla ilgili yargıya varmak benim için son derece zor oluyor. Sorgulama ise herkesin kaldırabileceği şey olmuyor. Soru sorduğunuzda alınganlık, kırılganlık, kulis ve benzerleri oluşabilir. Ama ben yine de şahsen yargıya varmadan ve bu yargıyı diğer insanlarla paylaşmadan önce oturup düşünmeyi hatta emin olmayı tercih ediyorum. Oysaki gördüğüm ve zaman zaman illa bana yapılması gerekmiyor başkasına yapıldığında da üzüldüğüm nokta insanların birbirini çok kolay yargılaması üstelik hiç sorgulamadan. En basit soru olan NEDEN? diye bile sormadan.....

Konuyu bir yere bağlamamı isterseniz, bu yazının bir altmetni var mı diye merak ederseniz. Hayır bir alt metni yok. Bir yere bağlamam gerekiyorsa evet anneler ve kadınlar bunu daha çok yapıyor :)

Yılbaşı Sofralarına Renk Gelsin



Yılbaşı sofrası için yapımı kolay hem sizi hem çocukları sevindirecek tarifler... Yapanların eline sağlık yiyenlere afiyet olsun. 


Sebze ağacı yaşasın Yılbaşı :)
Sebzeler yılbaşında daha şık sunulabilir mi söyleyin bana. Bence sunulamaz. Tek ihtiyacınız olan evinizde yoksa düz bir tabak onu da alın çok işe yarıyor. Aynı resimdeki gibi brokoli ve karnabaharları diziyorsunuz. Eğer benim gibi dizmekte zorlanıyorsanız ya şekli karşınıza alın ve bakarak yapın ya da kurşunkalemle tabağa taslağını çizin ve üzerinden gidin :) Tabak biterse foyanız ortaya çıkar o yüzden belki de bitmeden hooop sofradan kaldırırsınız :) yanına da kaseyle yoğurt koymayı unutmayın. Fotodaki sebzeler çiğ sebzeye benziyor ki bence sebzenin en güzel hali hafifi 5-10 dk haşlayıp sunabilirsiniz. Çocuklarınızın cda böyle yemesine izin verin bence. Aradaki ise çubuk kraker çok belli ki.Tepedeki de sarı biber. 

Bunu yemeye kıyamaz ki insan :)

Evet çileğin mevsimi değil, mevsiminde yiyelim içelim kuralı 1 kerecik bozulabilir bence. Yapımı da çok kolay. Birazcık tombik çilekler seçilir, kafası kesilir kremşanti sıkılır hop kesilen kafa üzerine konur onun da üzerine ufacık kremşanti daha eklenir aynı fotodaki gibi. Gözler mi hiç dert etmeyin çörek otu ne güne duruyor öyle değil mi? Ne alaka çörek otu'yla kremşanti derseniz yemek zorunda değilseniz ki yerken gözlerle vedalaşabilirsiniz. Ama bence yiyin çörekotunun faydaları saymakla bitmez. 

Hoşgeldin soframıza

Yılbaşı illa akşam kutlanacak diye birşey yok. Sabahtan itibaren çocuklarınızla birlikte her anlamda kutlamaya başlayabilirsiniz. 5-10 dk'da hazırlanabilecek bir sandaviç(böyle mi yazılıyordu:)) Şapka kırmızı biber. Şapkanın üzerindeki taze kaşar. Yuvarlak kesmeniz için yapmanız gereken sadece çay bardağı ve benzerleri kullanarak peyniri veya hangi malzemeyi kullanacaksanız onu kesmek. Mesela bu tabaktaki gövde tost ekmeği bir su bardağı ile kesmeniz yeterli olacaktır. Gözler yine peynir. Yanaklar turp sakallar ve saçlar rendelenmiş kaşar. Gözler mi gıda kalemi kullanılmış ama bence hiççççç gerek yok yine ve yine çörekotu diyeceğim. Burun mu o da minik domates. 

Merhaba Kardan adam


Tataammm. Bunun adı Snowman Pizza. Tost ekmekleri yuvarlak kesildikten sonra üzerine kaşar ve hop fırına. salam sucuk kullanmayı özellikle çocuklar için sevmem ben o düğmeler domatesten veya canınıza göre herşeyden olur bence. Şapka için yeşil biber de olur salatalık da ben salatalık kullanacağım. Gözler zeytin, burun havuç ve en altta da kaşar peyniri. 



11.12.2012

İyi Fikir!


Kolayi hızlı, herkesin yapabileceği fikirlerden bir tanesi daha bugün yayında!.... Kolay olduğu kadar hoş da öyle değil mi?

Yılbaşı sofrasında çok şık durur diye düşünüyorum. Uzun kürdanlara geçirdiğiniz bu Karper üçgen peynirleri, marka vemekte sakınca görmüyorum RTUK kontrolünde değiliz ne de olsa, üzerini hoş bir şekilde kapladığınız strafora dik bir biçimde koyabilirsiniz. Yap da görelim derseniz vallahi de billahi de yapacağım ;)


Afiyet olsun .....


Yılbaşı ağacım yok demeyin masanızda bunlar olsun. O yıldızı nasıl kondururum derseniz mesela elmadan güzel olur bence;)

10.12.2012

İyi Fikir

Haftaya keyifli bir röportajla başladık iyi bir fikirle Pazartesi'yi yolculayalım. Kurabiye kaseleri sizce de iyi bir fikir değil mi? Ben bu kaselerin içine meyve koyarım mesela. Ama Nutella'yla da fena olmaz hani :)

Denerseniz ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz artık değil mi ;)

Herkese iyi haftalar!

Sanırım tüm kurabiye tarifleriyle olur. Tek yapılması gereken muffin kalıplarını kullanmak elbetteki tersinden ;)