30.05.2011

Kadın Olmak!!

Kadın olmak hayatın her alanında çok zor hem de çok. Böyle gelmiş ve böyle gidiyor. Özellikle iş hayatının içinde kadın olmak başlı başına çok zorlu. İş hayatının içinde kadın olarak adım attığında 1-0 yenik başlıyorsun neye karşı mı, herşeye karşı!.

İyi bir pozisyona gelirsin herkes acaba nasıl geldi der. Kadınsındır ya zekani eğitimin, çalışkanlığın vesile olmamıştır elbet altında başka bir neden vardır.

Bir gün işten izin alırsın. Kadınsındır ya hemen aman işte hemen de hasta olurlar denir.

İş görüşmesinde evli olup olmadığın sorulur kısa bir süre sonra evlenmeyi düşünüyorsan hemen yanına soru işareti koyulur. Ee evleneceksin ya önceliğin ailen kocan olacaktır bu da iş verenin işine gelmez. Haa ya bir de hamile kalırsan.

Sonra kariyer planın yapılırken 2 şeyi mutlaka göz önünde bulundururlar hamile kalma potansiyelin ve kaç çocuk sahibi olduğun. Hamile kalırsan vay haline zaten. Bir anda kariyerin dondurulu verir niye ee hamilesin koskoca 4 ay çalışamayacaksın bir de bunun yorgunluğu var izinleri var. Bebeğin mi var hımmm bak o da düşündürücü.

Ee sonra kriz oldu diyelim. Önce genç veya evli kadınlar işten çıkartılırlar niye miii ee kocası vardır çünkü nasıl olsa bakar ona. Genç bir kadınsa da ailesi var canım babası anası bakar. Zaten kadınlar niye çalışıyor ki öyle değil mi? Bu onlara verilmiş bir lütuf.

Çok zor değil değil mi neden daha çok erkeklerin iş hayatında yükseldiğini anlamak. Neden kadınlar için geçerli olan zorlukların zerresinin erkek için geçerli olmadığı anlamak...

İş hayatı herkes için yıpratıcı olabilir ama kadınlar için çok daha yıpratıcı olduğu bir gerçek!.

27.05.2011

Küçük bir not: Evim



Daha önce burada evim'in meşhur olacağından Haziran ayında Evim dergisinde yayınlanacağından bahsetmiştim. Bir aycık erteleme var bu sayıda değil Temmuz ayında çıkacak.



Olurda dergiyi alırsanız Bodrum evlerini göreceksiniz bu kız Bodrumda mı yaşıyordu Allah allah demeyin :)






24.05.2011

Tatil Bizi Bekler ;)




Sevgiliyle süper güzel bir tatil planı yaptık. İlk kez bu yaz erken tatile çıkacağım. Ee malum gobiş iyice büyümeden ailece tatil yapmalıyız. Bu bizim ilk aile tatilimiz olacak. Bakalım seneye nasıl olacak 9 aylık bir bebecikle tatil deneyimini çok merak ediyorum hayalim onun da çok güzel bir tatil olacağı yönünde ;)






Serüvenimizin başladığı yere de 2 günlük kaçamak yapacağız sevgiliyle hem de öylesi güzel bir yerde kalacağız ki takvimde günleri sayma amacım değişti diyebilirim ;) Gelll tatil gelll gelll. Oyumuzu kullanacağız vatana millete hayırlı olsun, adiyos diyeceğiz ve atladığımız gibi arabamıza ailece Ege kıyılarına vuracağız kendimizi.



Bu tatil 3'ümüze de çok iyi gelecek eminim. Bakalım oğlum annesi gibi denize bayılacak mı yoksa babası gibi nazlı nazlı mı girecek göreceğiz :).



İşte bizden haberler böylesi güzel ;)

23.05.2011

Endişe Etmeden....

Resim der ki(Çok da doğru söyler): Endişe yarının sıkıntılarını alıp götürmez ama bugünün enerjisini alıp götürür!




Endişe'nin korkudan bile tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar sağlamasını kendi hayatımda ve isteklerimde yaptığım üzere endişe etmediğim nasılsa olur dediğim veya sadece hayal ettiğim gerisini evrene allaha bıraktığım herşey oldu. Örnek vermek gerekirse hayatım boyunca hep bir işim olacağına inandım. Ve ne zaman çalıştığım yerde canım sıkılsa kendimi çaresiz hissetsem o gün telefonum çaldı ve yeni bir iş teklifi aldım sanki evren bu konuda kölem gibi gerçekten. Ne zaman öfflesem ne zaman iş değiştirmek istesem biraz korksam ama hiç endişe etmesem telefon çalar. Anlarım o andaki yeni bir iş teklifi alacağım.


Bir kaç konu daha var böyle hayatta hiç endişe etmediğim. Ve bir kaç konu daha var hayatta hep endişe ettiğim ve nitekim endişenin sonucu ters giden olmayan.



Gelelim bir hayalime üzerine hiç endişe kurmadığım konuya. Çocuğumun gideceği okul! Güray'la bile tanışmadan önce birgün bir çocuğum olursa kesinlikle Galatasaray lisesinde okumasını istemişimdir ve hep buna inandım. Çocuğum adı o kuradan çıkacak!. Sonra Güray'la tanıştık. Öğrendim ki o da bunu çok istermiş. Sonra ikimizde bunun hayalini kurduk.



Hatta bu haftasonu Taksim'de okulun önünden geçerken oğlumuza işte okulun oglum dedik :)


Bakalım endişesiz bu isteğim de gerçekleşecek mi bunu bilmek için çnümüzde bir 8 sene var :)


Endişesiz hayaller dilerim ;)

12.05.2011

Kadın Yarışı



Bazı kadınlar var hayatta bazı rollere sahip olamadıkları için diğer kadınlardan rol çalmaya çalışıyorlar ama malesef daha önce o rolü hiç oynamadıkları için ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar.


Kadının kadına yaptığını dünya üzerinde hiçbir tür birbirine yapmıyor malesef! Kendimi bu konuda çok ayrıcaklı bir yere koyuyorum evet tüm ukalalığımla. Bir kadın olarak hemcinslerime karşı fazlasıyla duyarlı ve hassas olduğumu düşünüyorum. Ben ve benim gibilerin sayısının ise bir düzine bile olmadığına iddiaya girerim.


Kadın olarak bir çok rolümüz var hayatta. kız evlat olmak gibi, sevgili olmak, eş olmak, çalışan kadın olmak, anne olmak gibi. Bazı kadınlar var bu rollerden bazılarına sahip değiller. Özellikle mesela sevgili veya eş rolüne sahip olamayan kadın o rolü bir diğer kadından çalmak için çok hevesli oluyor.


Bazı kızlar vardır. Arkadaşının sevgilisine arkadaşından daha cici gözükmeye çalışıyor. Arkadaşının sevgilisinin tarafını tutar. Erkeklerle çok iyi geçiniyorum kısvesi altında hemcinslerini hiç düşünmeden hareket ederler. Bu kızlarında nedense hiç sevgilisi olmaz. Bunun nedeni olarak da ben erkeklerle hep kanka modunda olduğum için bir türlü sevgili olamıyoruzu gösterirler. Ama içten içe en büyük arzuları sevgilileri olmasıdır. Ehhh yanlış ve çirkin stratejileri doğrultusunda yani bir başka kadının hayatından rol çalma uğruna kendi hayatlarını ıskalarlar bu kadınlar.


Erkekler bu kadınlar hep masum ve cici bulurlar çünkü erkekler biz kadınlar gibi yaratılmamıştır ve onların aklı kadınların bu ucuz oyunlarına ermez. Sevgiliyle, kocayla bu kadınlar için kavga etmeye hiç değmez. Göstermek isterseniz kıskanç olursunuz. Ne var canım gayet iyi bir kız samimi kıskanma hemen denir. O yüzden konusunu açmaya bile gerek. İlla ağzının payı verilecekse bu tip kadınlara onlar gibi davranılarak verilebilir.


İşte bu tip kadınlar, kadının en büyük düşmanı yine kadındır söylemini doğrulayan cinstedirler. Sevgilisi olan veya evli olan arkadaşlarıma karşı daima çok hassas olmuşumdur. Kocalarıyla arkadaş dahi olsam mutlaka empatiyle düşünürüm. samimi olmadığım belki de hazmetmediğim kadınlara karşı da tutumum hiçbir zaman için değişmez. Yani hiçbir kadının rolünü çalmam hayatta.


Bu tip kadınlar rol çalmaktansa oturup bu rolü kendi hayatlarında nasıl kazabilirler onu düşünseler sanırım kendi hayatlarında daha mutlu olurlar. Çünkü çalmaya çalıştıkları rolü gerçekten çoğu zaman iyi oynamayı beceremiyorlar.

11.05.2011

Bilmem ki Başlık Ne Olmalı

Hayatımdaki güzelliklere odaklanamadığım bir dönemdeyim. Tahammül gücümün hiç kalmadığı aynı zamanda. Sonra neden odaklanamıyorum diye oturup üzülüyorum. Neden sorusunu o kadar çok soruyorum ki bir çok alanda nedenine bakmaksızın hem de.

Zor be blog bazen gerçekten çok zor. Biliyorum hemen elimin altında içimde dünyanın en güzel şeyine sahibim. Ama olmuyor be blog bazen çok zor oluyor.

Hele tahammülüm hiç kalmadı bir takım şeylere. Geçer değil mi blog? Normal değil mi bu halim.
Gerçekten bir takım insanlara tahammülüm hiç yok artık. Öylesi acımasız oldum ki. Bir üstünlük müdür yoksa safi kendini kandırmak mıdır bilemiyorum ama gerçekten insanların niyetlerini ne derken ne demek istediklerini çok net algılar oldum artık. Dedektör gibiyim ve bu durum huzursuzluğu da beraberinde getiriyor. Acıma duyduğumu bir takım insanlara karşı kaybettim. Zaten acıma duygusu olmalı mı onu da bilmiyorum.

Aman be blog sen bana bakma işte öylesin yazdım bu yazıyı. Geçer de diye.

6.05.2011

Herkes Baba Olabilir ama Babişko Olamaz :)




Anneler günü yaklaşırken yazının konusu anne olmaydı ama ben bir değişik yapıp annelerin anne olmasına vesile olan Baba'lardan daha doğrusu Babişkolardan bahsetmek istiyorum.


Son zamanlarda, belki de algıda seçicilik, sosyal platformlarda dikkatimi çeken ve çok hoşuma giden bir durum var. Artık erkeklerde baba olanlar, çocuklarından fazlasıyla bahseder haldeler. Hatta eşlerinin hamilelik dönemini bile takip ediyorlar. Hafta hafta neler olacağını biliyorlar. Tıpkı kadınlar gibi heyecanla bekliyorlar ve doktor kontrolünde hazır ve nazır bulunuyorlar.


Facebook'da profil resmini çocuğunun resmini yapan erkeklerin sayısı hiç de az değil veya çocuğundan bahsedenlerin. Bu konuda profesyonel blogger babalar bile var. Bu o kadar çok hoşuma gidiyor ki. yüzyıl öncesine gitmeye hiç gerek yok şundan bir 20 yıl öncesinde çoğu baba çocuğu ile asla bu kadar ilgili değildi. Baba olmak para kazanmak, evin geçimi sağlamak, çocuk için çekilenecek bir profil olmaktan pek de öte değildi. Şöyle çocuğuna sarılıp öpmek mıncıklamak sosyal platformlar yoktu belki ama kaç babanın çalıştığı masada çocuğunun çocuklarının resmi vardı. Şimdi bilgisayar ekranları, masalarda aile resimleri veya çocuklarının resimleri var erkeklerin. çok güzel birşey bu.


Sanki artık Babalar sadece Baba değil Babişko aynı zamanda. Çocuğu yetiştirme konusunda anneye destek olma oranı da çok arttı. Bildiğim bir çok ailede anne ve baba vardiyalı çalışıyor. Belli bir saatten sonra anne de biraz nefes alsın diye çocuğa baba bakıyor buna süt vermek de elbette biberondan :) dahil. Bu değişen erkeki baba profili benim çok hoşuma gidiyor.


Benim sevgilim ise doğuştan bir Babişko. Çok iyi bir baba harika bir babişko olacak eminim!. Geceleri uyanma konusunda tereddütlerim var ama yine de güveniyorum kendisine :)

Asla yapmayacağı şey alt değiştirmekmiş ama iyi bir babişko onu da yapar öyle değil mi:)


Benim babam bir çok açıdan babişkodur ama babişkoluk konusunda sınıfta kaldığı alanlarda çoktur. Net hatırlarım her yıl kızım sen kaç yaşındaydın diye sorardı :) Sizn kız kaça gidiyor dendiğinde orta1 miydi kızım diye sorardı yok baba o 2 sene önce derdim :) Veya babamın anneme herhangi bir konuda büyümemiz sırasında yardımcı olduğunu hatırlamıyorum buna dair hiçbir anı da dinlemedim. Sevgi yönünden açlığımız hiç olmadı. O konuda tam bir babişkoydu kucağından indirmez, geceleri uyurken mutlaka gelip öper güzel sözler söylerdi.


Anneler gününe gelince. Ahh ahh dilimin ucunda klavyemin tuşlarında neler var neler ama kocacığım demokratik haklarımı bir süreliğine erteliyor. Ehhh saygıda kusur olmamalı deyip demokratik hakkımı yeniden kullanabileceğim günleri bekliyorum ben de :)


Bu arada Anneler gününde babalarımızında yanağına kocamanından bir öpücük kondurmayı unutmayalım ve anneysek kocalarımızın çünkü onlar olmasaydı ne annelerimiz anne olurdu ne de biz katkıları şekilde küçük mana da büyük öyle değil mi :)


Hımm bir de evlatlarımıza veya hamileysek içimizdeki minnağa da teşekkür etmeliyiz zira onlar da bizleri seçmeseydi yine anne olamazdık ;)

5.05.2011

Evimiz Meşhur Oluyor :)

Bugün evimizde dergi çekimi vardı hoş biz evde değildik o da ayrı. Haziran ayından Evim dergisinde bizim evimiz de yer alacak.

Evimizin beğenilmiş olması ve okuyuculara örnek olarak sunuluyor olacak olması çok hoşuma gitti. Çünkü Güray ve ben evimiz için çok fazla emek harcadık. Düğünümüzden, balayımızdan ve evliliğe dair bir çok detaydan daha çok evimiz için çalıştık. 4 duvar bırakılmış evi aile dostumuz mimarimizle birlikte baştan yarattık. Bu konuda kocamın hakkını hiç yiyemem aslında işin başında iş bölümü yapmıştık o ev işleriyle ben düğünle ilgilenecektim. Ama sonra her ikimizde her iki konuyla da ilgilenir hale geldik. Güray ev konusunda 4/4'lükti. Bir ara yeniden üniversiteye girip iç mimarlık mı okusam diye bile düşündü :)

Araştırdık, gezdik, pazarlık ettik ve en önemlisi elimizi, yüreğimizi bu işe bulaştırdık. Zorlu bir süreçti zaman zaman çıldırtan bir süreçti. 100 metrekarelik evimize yalı dairesi kadar özendik ve önem verdik. Ve çıkan sonuçtan bizim kadar işin ehlilerin de memnun kalması elbette bizi gururlandırdı.

İkimizde en huzurlu yerin evimiz olduğunu düşünüyoruz. Günün en güzel saatleri evde olduğumuz zamanlar. Şimdilerde evimizin tek eksiği ağlamasının, kahkasının, kıçın kıçın emeklemesinin, paytak yürüyüşünün ve süt kokusunun her daim olacağı minnak. O da geldimiydi aramıza bizim evimiz olacak bir cennet!

Tavsiyeleri sevmem ama evlenecek olanlara benden naçizane bir tavsiye düğünmüş oymuş buymuş bunları koyun bir kenara en büyük enerjinizi evinize harcayın düğün 1 gün sürüyor ve en güzel düğün bile stresli ve inanın kötü düğünler bile bir yerinden iyi hatırlanıyor ve unutuluyor. Ama evinize hergün gidiyorsunuz ve sizi yanısıtıyor. Bir evliliğin en güzel yanlarından biri ortak kurulmuş bir ev.

Ehh bu yazının sonunda şu cümleyi kurmasaydım olmazdı: Evim Evim Güzel Evim :)