8.05.2014

Tam da Niyet Etmişken



Kilo vermeye niyet edersin ve güne bu niyetle uyanırsın; tam kahvaltı edeceğin sırada burnuna nefis poğaça kokuları gelir ama sen diyettesindir biraz bozulursun yine de almazsın o poğaçalardan, yersin 1 halanmış yumurtanı yanında bol yeşillklei karnın hafiften acıkmaya başlar, elinde en sevdiğin gofret ile arkadaşın gelir paylaşalım mı der; ah için gider ama hayır diyebilirsin çünkü diyete başlayalı daha saatler olmuştur; akşam olur eve gidersen ve aman Allahım annen mantı yapmış; yok bu kadarı fazladır artık sana aman bugun az yedim zaten dersin ve mantıya gömülü verirsin. 


Öfkesini kontrol edebilen bir insan olmaya niyet edersin; sabah arabana binersin daha köşeyi dönerken ters giriş yapmış bir arabayla karşılaşırsın niyet ettin ya daha bir kaç saat önce aldırmayaya çalışır öfkeni bastırırsın ama tüm gün olanlar yakanı bırakmaz; sanki her şey öfkelenmen içindir o gün. 

Tam, tamam artık iyi düşüneceğim, olumlu bakacağım ve benzerlerini söylersin bir de bakarsın ki her şey ters gidiyor o gün ve sen yine vesvese kuşu olmuşsun. 

Mesela namaz kılmaya başlamaya niyet edersin; ama bir türlü başlayamazsın veya başladığın gibi bırakırsın, tam secde edeceksin aklına abuk şeyler gelir, tam abdestin vardır hoop o an tuvaletin gelir, abdest bozulur ve sende vazgeçersin. 

Yukardaki örnekleri ve benzerlerini hemen hemen hepimiz yaşamışızdır ve yaşamaktayızdır. Peki hiç düşündünüz mü neden böyle?

Aslında tüm bunlara şükretmek ve olduğu anda sevinmek gerekiyor. Tüm bunlar doğru yolda olduğunuzun bir göstergesi. Bir şeye niyet ettiğinizde niyetiniz sınanır; ne kadar istiyorsunuz, gerçekten niyetinizde kararlı mısınız diye. Aslında bu hayatın kendinizle yüzleşmeniz için size sunduğu bir fırsattır. 


Yapılması gereken çok basit, yavaşlamak ve FARKETMEK. diyete karar verdiğinizde hep en sevdğiniz yemeklerin önünüze gelmesi sizin sınavınızdır; o an şükürler olsun ki doğru yoldayım işte bu benim için fırsat deyip niyetinizde ne kadar kararlı olduğunuzu kendinize ispat edebilirsiniz. 

Sakin bir insan olmak istediğinizde karşınıza hep öfkeleneceğiniz şeylerin çıkması büyük bir şükran sebebi; başka türlü nasıl sakin kalmayı öğrenebilirsiniz ki, elbette sınanacak elbette testen geçeceksiniz. 

Boşuna niyet herşeyden önemli denmiyor; ve herşey bu hayatta zıttıyla var! 

Bugünden itibaren bir şeye niyet ettiğinizde yavaşlayın ve FARKINDALIĞINIZI en yüksek seviyeye taşıyın. Daima niyetinizin enerjisinde kalın. Sınavlarınıza şükredin ve bunların fırsat olduğunu görüp fırsatları iyi değerlendirin. 




6.05.2014

Ebeveyn Yemini




Evlenirken bir yemin edilir; aslında o yemine sadece romantik gözüyle bakılır; hastalıkta ve sağlıkla iyi günde ve kötü günde daima seni seveceğime diye.... 

Evlenince anlarsınki o yemin romantizm'in çok ötesindedir; gerçeğin ta kendisidir. İyi günlerin gibi kötü günlerin olur; hem birlikte hem kendine ait. Bir sabah öylesine doktora gidersin o gün hayatının dönüm noktasıdır mesela. 

Yıllarca beraber yaşarsında sonra evlenirsin ve sanırsınki büyü bozuldu. Farkın imzada olduğunu sanırsın ama aslında öyle değil; beraber yaşarken sen ve o'sundur; evlenince biz olursun ama nasıl bir biz olursun ailelerininde içinde olduğu. Şimdi diyebilirsin ki aileler ölmüş olabilir, görüşülmüyor olabilir ve nicesi ama büyüdüğün aileden getirdiklerin, kodların o evliliğe siner. 

Farkında olmayabilirsin ama evlenince sen biraz annensindir biraz baban belki de biraz babaannen biraz anneannen belki de halan. Hepsi evlilikte kendi bir biçimde gösterir. 

Başa dönersek işte bu yüzden evlilik yemini romatizm'in ötesindir. 

Geçtiğimiz günlerde kendi kendime düşünüyordum; ebeveyn olmadan öncede kesinlikle bir yemine ihtiyaç var. Hatta dedim keşke sağlık ve aile bakanlığı anne baba ve kocalara karınız kızınız hamile haberiniz var mı mesajları dışında; tebrikler hamilesiniz sizi ana-baba okuluna alalım deseler ve romantizm'in dışında neler olacağından bahsedip 9 ayın sonunda yemin ettirip ebeveyn olabilir ehliyetini verebilseler; umitsiz değilim bence olabilir. 

Anne-baba olmak tıpkı evlilik gibi çok romantik; nasıl evlenmeden önce bazı hayallerin var ise ki bunlar gerçekten romantizmden öteye pek geçmez; anne-baba olmakta sevgili blogcu annenin hayatımıza soktuğu gibidir. "Annelik Her Zaman Toz Pembe Değil" Buna baba olmayı da katabiliriz bence. çünkü babalarında pek çok toz pembe hayalleri olabiliyor. 

Aklıma çalekalem gelen yemin şöyleydi; 

Uykuda ve uykusuzlukta sana daima sevgiyle yaklaşacağıma söz veriyorum
Krizlerde ve mızmızlıklarda daima yanında olacağıma söz veriyorum. 
Beni delirttiğinde, çıldırttığında sana karşı sakin kalacağıma söz veriyorum. 
Başarılarında, başarıszlığında daima yanında olacağıma söz veriyorum. 
Seni sen olarak seveceğime, birey olarak kabul edeceğime yemin ediyorum. 




Adı: Çalışan Anne Toplum İçindeki Adı: O Kim?


Çalışan anne konusu bence çok kabak tadı vermiş bir konu; lakin yaz yaz bitmez, konuya sıkıştın mı hoop yazabilirsin. böyle çekirdek konularda var istediğin zaman çitleyebileceğin; malzemeyi sana toplum veriyor ama. 

Bu konuda çok fazla şey yazabilirim, yazmışlığım da var, konuya da sıkışmadım aslında, bekleyen yazılar, aklımdakiler o kadar fazlaki  aslında. 

Çalışan anne'nin özellikle bizim toplumuzdaki karşılığı gerçekten şu kelimelerle ifade edebiliriz: O Kim? 

Az önce Anneysen.com'dan bir mail aldım; Çalışan Anne zirvesi. Konu Çalışan Anne, Zirve hafta içi ve çalışma saatlerinde; söyleyeceklerm bu kadar. Kimseyi kurum veya kişi olarak suçlamıyorum sadece ironiğe dikkat çekmek istiyorum!. 

Zirvenin konusu çalışan anneyken hafta içine koyularak acaba nasıl bir mesaj veriliyor; bana kalırsa tamamen toplumun kanıksaması aman anneyse bir yolunu bulur; çocuğum hasta der işe gitmez, ne kadar önemli bir işi olabilir ki hem. 

Konunun zirvesi bile hafta içine koyulabiliyorken bir okulun veli toplantısını çalışma saatlerine koymasını veya diğer etinliklerin hafta içinde olmasını yadirgamamak gerekiyor. 

Çalışan anne ve hatta anne olmak bir yana bence çalışan kadın kavramı bu topraklarda kabul göremeyecek bir kavram. 

Sanırım Çalışan Anne zirvesi de evde çalışan veya kendilerine ait işleri yapan annelerimize yönelik olacak, pek güzel! 

Çalıştığım şirket son 10 yıldır Amerika'da çalışan annelerin seçtiği en iyi 10 şirketten biri ve ailemde de aynı saygıyı görebiliyorum.  İstanbuldaki ofisimizde de çalışan anneye pozitif ayrımcılık uygulanır ve hayat-çalışma dengesi kurulabiliyor. 

Ama biliyorum ki bu konuda fazlasıyla dertli çalışan anne ve kadın var; bu yüzden aklımda uzun vadede çalışan kadınlar ve anneler için düşündüğüm  ve kurmayı planladığım platformlar var; sanırım birilerinin O kim sorusuna gümbür gümbür cevap vermesi gerekiyor. 


2.05.2014

Olumlu Düşünmekte Zorlanıyorsan Sebebi Var


Çoğunlukla hepimiz olumsuz düşüncelere saplanır kalırız ki bu zaten hali hazırda zor olan bir durumu daha da zorlaştırır. Oysa kendi kendimizi motive ve telkin etsek olumlu yönde işte o zaman belki de mevcut zor durumu bir nebze olsun kolaylaştırabiliriz. 
Şimdi yazdığıma sevinecek misiniz yoksa üzülecek misiniz bilemiyorum ama oh be diyeceğinize eminim; olumlu düşünmekte zorlanmanızın en büyük sebebi zihniniz; zihinin görevlerinin en başında hayatta kalmak geliyor, hepimizi birer "survivor" olarak doğuyoruz, zihin analiz etmeye, kritik etmeyi, senaryolar üretmeye veya kaçmaya programlı aslında; çünkü hayatta kalabilmesi için bunlara ihtiyacı var, hep tetikte olmalı. Görevi bu olunca zihni motive eden de korkularımız oluyor. Zihnin görev tanımında "mutluluk" yok. O sizin işiniz. 
Bu açıklamadan sonra belki biraz rahatlamışsınızdır ve neden olumlu düşünemediğiniz konusunda kendinizi suçlamaktan vazgeçiyorsunuzdur ama durun bir dakika; zihninizin işi bu olabilir ama sizin işiniz de bununla başa çıkmak, o yüzden "oh be" süreniz malesef kısa sürdü. 
Nasıl başa çıkabileceğinize gelince ;
Zihninizde farkındalık yaratmak
Zihnin düşünce biçimini değiştirmek 
Zihninizi izne çıkarmak


Peki bunları nasıl yapacaksınız işte onlarda burada; 

1. Düşüncelerinizi Farkedin. Olumsuz bir şeyi düşünmeye ve hatta kurmaya başladığınızda durun! Derin bir nefes alın ve o düşünceyi kovmaya başlayın, kendinizi telkin burada çok önemli. Bu olumsuz düşünceyi kurduğumun farkındayım, gerçek değil deyip hemen güzel bir şey düşünmeye başlayın 
2. Düşüncelerinizin Duygularınızı Nasıl Etkilediğini Farkedin. Birden bire aklınıza unuttuğunuz yapmanız gereken bir şey geldi; paniklediniz, iç sesiniz devreye girdi ve kendini hünharca eleştiriyor; aman hiçbir şeye de yetemiyorsun,bir bok da beceremiyorsun. Zaten zor durumdaydsınız işte bu düşünceleriniz durumu daha da zorlaştırarak size kenidnizi berbat hissettirmeye başladı. Bu noktada da durun, düşüncelerinizin nasıl da duygularınızı etkilediğini farkedin. Demek olumlu düşünürseniz duygularınızda olumlu bir biçimde değişecek. 
3. Her Daim Düşündüklerinize Inanmalımısınız. Her düşündüğünüz gerçek değildir; her düşündüğünüze de inanmak zorunda değilsiniz. Özellikle olumsuz düşündüğünüzde durun, bunun sizi nasıl etkilediğini farkedin ve değiştirin! 

Ebeveyn olan herkes korku, endişe ve kaygı taşır; kimisi bununla başa çıkabiliyor farkında olarak veya olmayarak yukarıdaki yolları deneyerek; kimisi ise başa çıkamıyor ve kendini zihninin bu yapısa bırakıyor. Zihniniz sizi değil siz zihninizi ele alacaksınız. Elbette doğal olarak tüm ebeveynler çocukları adına da hayat ile savaşıyor;  baykuş misali her daim gözlerimiz açık en uzaktaki de en yakındaki de tehlikeyi görmeye programlıyız. 

Çocuklarınızla ilgili korku, kaygı ve endişe hissettiğinizde "Ya başına bir şey gelirse gibi" Durun, nefes alın ve o an sadece nefesini dinleyin sadece ama, ve sonra tamam bunun neden olduğunu biliyorum şimdi çocuğumla ilgili güzel şeyler düşüneceğim diyin ve şunları tekrarlayın: Çocuğum ve ben güvendeyiz, çocuğum iyi ve iyi kalacak!