30.06.2010

İşte Ben :)



Ay nasıl olmuşum şekerim :) evin tadilatıydı, düğün listesiydi derken hiç kendime bakamadım ama işte bugünü kendime ayırdım tokam nasıl olmuş güzel değil mi :)

Bir kızım olursa şu tatlı şeye benzesin olur mu lütfennnn.

28.06.2010

I FEEL LOW:(


Evet aynen yandaki kedi gibiyim. Kendimi çok yanlız hissediyorum. Düğün dediğin gelinin en özel günü değil midir? Ben mi yanlış biliyorum. Tıpkı lohusa bir kadına gösterilen titizlik gösterilmez mi geline? Bir gelin mutlu olsun diye herkes etrafında pervane olmaz mı? Ben mi yanlış biliyorum.

Ama gelin görün ki herkes bir ucundan kendini düşünüyor. Herkes bana sitem ediyor. Herkes bana kırılıyor. Herkesin derdi benimle.

Aklı olan varsa düğün yapmasın! Aklı olan varsa kaçsın gitsin sevdiği ile başbaşa kalsın.
I FEEL LOW:(
Bugün beni en iyi bu şarkı anlatır:

Lonely, I'm so lonely
I feel so alone
I feel low
I feel so
Feel so low
I feel low,
feel low, low, low
I feel low, low, low
I feel low, low, low
I feel low, low, low
I feel low, low, lowLow,
I feel lowI feel low
I feel lowI feel so lonely
I feel so lonely
I feel so lonely, lonely, lonely, lone
Lonely, lone
I feel so alone, yeahSo lonely...

25.06.2010

Davet bu işi Hallet!



Sorma sevgili okur başım dertte! Davetiyeyi kendimiz hazırlayalım dedik pek iyi etmedik sanırım. Damat beye hiçbir şeyi beğendiremiyoruz. Beni nasıl beğenmiş ben pek bilemedim. Bu ne nazdır sevgili okur bu ne kapristir bu ne tribal enfeksiyon geçirmektir.

Oysa ki ne de güzel olmuş öyle değil mi? Hadi en hızlısından bir anket yapalım ve beğenen elleri görelim....

Taze bir gelin adayının bu kadar üzerine gidersen Allah tependen bakmaz mı damat!!!

23.06.2010

Ready- Start- GO!


İşte o gün geldi. Bugün evimizde tadilat başlıyor. Herşey yıkılacak ve baştan başlayacak. Heyecanlıyız ve sevinçliyiz evimizle ilgili harika hayaller kuruyoruz ve biz o kadar şanslıyız ki mükemmel ailelerimiz var ve çok destek olan eşimiz dostumuz. Hayatta bunlardan daha kıymeyli ne var ki....
Sevgilim çok sevdiği ve belki düğünde de duyacağız o şarkıyla başlamak istiyorum bu güne.
Sen bana müjde misin umut musun sevgili
Kim demiş geçti mevsim ufukta göründü kar
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgilim
Benim yorgun gönlümde aşkının telaşı var
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgili
Benim olgun gönlümde aşkının telaşı var

Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabiki ben böyle oldugum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var

Sen bana vaat misin lütuf musun sevgili
Kim ne derse desin al beni sinene sar
Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili
Benim gönül ülkemde bir tek senin aşkın var
Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili
Benim yorgun gönlümde bir tek senin aşkın var

Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabiki ben böyle oldugum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var

21.06.2010

İşte Ben


Sevgili okur, son günlerdeki halim aynen böyle. Kendimi kocaman bir post-it bloku gibi hissediyorum. Her yerimdende yapılacak iş akıyor. Ev, iş ve düğün hazırlıkları aynı anda ilerliyor. Şikayetçi miyim değilim ama birşeylerin bittiğini görmek istiyorum.

Düğün hazırlıkları en çok kafamı meşgul eden kısmı bu konuda birazcık asık suratlıyım ama biliyorum o gün geldiğinde öylesi mutlu olacağım ki. O anları üşünüp o asık suratı anında gülümseyen surata çevirmeye çalışıyorum.

Bu arada Haftasonumun ne denli yorucu geçtiğini anlatamam. Güray bey ile Modoko'ya gittik ve bilin bakalım kaçıncı mağazada bizimki burası bana göre değil dedi girdiğimiz ilk sokak üçüncü mağazada Güray pes etti :) Haklıydı ama gezilmeliydi.

Karo için taaa Gebze'ye gidişimiz ise tam bir maceraydı. Adamcağıza kızamadık bile öyle saftı ki :) Ama sona baştan beri düşündüğümüz yeri tesadüfen bulduk ve ben bir kez daha içimden tekrarladım ilk bulduğun ilk içine sinen en iyisindir. Sevgilim çok hoş bir karo modeli çizdirdi artık evimde görürsünüz ;)

Kısa kısa... Arabama arkadan çarptılar ve kafama toka girdi. Çok yorulduğumuz için babamın hediyesini almayı unutarak döndük. Ve tüm bu koşturmacının içinde günlerdir en yakın arkadaşımın düğünü için elbise telaşına girdim ve yaklaşık 90 tane elbise giydikten sonra 1 tane bulabildim. Ikea'ya Pazar günü gitme gafletinde bulundum.

İşte böyle....

18.06.2010

TO DO OR NOT TO DO işte tüm mesele de bu :)


Yazmıyayım yazmıyayım diyorum içiniz sıkılmasın diye sevgili okur ama gelin görün ki yazmayınca olmuyor. Yapılacakların listesi aşağıdaki gibi daha da fazlası da var da bu sıcaklarda daha da sıkıntı yaratmayayım diyorum. Haftasonu itibariyle maratonumuz başlıyor.

Gelelim yapılacaklara :)


* Güray bey nüfus kağıdını değiştirecek
*Evlilik başvurusu yapacağız
* Karo'lar için Gebze'ye gidilecek
*Tadilatla ilgilenilecek
*Perdeler seçilecek
*Masko&Modoko gezilecek
* Düğün davetli listesi oluşturulacak ve işte tam da bu aşamada kriz geçirilecek.
*Düğün detayları planlanacak
*Dans dersi alınacak
*Düğünde çalacak müziklere karar verilecek

Bu haftasonu bu listenin 3 maddesi için adım atacağız işallah....

İşte böyle sizin haftasonunuz daha renkli ise lütfen bildirin :)

16.06.2010

Küçük Bir Kız Çocuğu...



Sevgili okur, N'olucak benim bu halim :) Hamile miyim yoksa evlilik hazırlığı içersinde miyim bilemedim. Herşeye gözlerim doluyor nasıl bir duygusallık var üzerime bilemezsiniz. Sevdiklerime kocaman kocaman sarılıp bırakmak istemiyorum bu arada evlenmeme 2,5 ay var ve ailemle aynı apartmanda oturacağım. Tüm bunlara rağmen duygusallığım had safada...

Bir yandan da nasıl mutluğum nasıl içim içime sığnımyor bilemezsiniz. Anlatmak istesem edebiyatım henüz o seviyede değil. Ruh halim bu iki duygu arasında gidip gelmekte hatta aynı anda her ikisinde de...

Ben hamileyken yandınız diyorum :)

Hazırlıklardan neden bahsetmiyorsun dersen bahsedipte sıkmak istemiyorum kimseyi. Evlilik hazırlığının romantik bir süreç olduğunu düşünenlerin hayallerini yıkmak istemem. Ama şunu söyleyebilirim ki, hayat adil olmasa da çok güzel hele bir de sevdiklerin yanındaysa...

8.06.2010

My Man, My Love...


Mavinin en çok gökyüzüne mi yakıştığını düşünüyorsunuz ya da denize. O zaman siz henüz benim sevgilimle tanışmadınız demektir :)
İşte benim aşkım. Mavinin en çok yakıştığı insandır kendisi :) Ve tıpkı gökyüzüne benzer. Bazen güneşi kucaklar bazense şimşekler çakar. Bazen yağmular yağdırır gözlerine gözlerime bazen bulutsuz o masmavi gökyüzü gibi duru ve sadedir size de öyle hissettirir.

Bu adamı 6 yıldır tanırım. Bazen sanki doğduğum günden beri yanımdaymış gibi hissederim bazense sanki 1-2 saat önce tanışmışım gibi. Zaten en güzeli de bu değil midir? Hem hergün keşfedebilmek sevgilini hem de doğduğun günden beri annen gibi babam gibi güvenebileceğin biri. Elbette bazen şaşırmak hiç bilmediğin yönlerini görüp bazen sinirlenmek bazen tahmin edemeyeceğin kadar mutlu olmak.

Ama zaten hayat iyiye kötü arasında giden bir sarkaçtır bana göre. Ve insanda o sarkacın ucundakidir. İyi ve kötü olan herşeyin birgün değişeceğini bilerek yaşamalıdır insan. Farkındalıkla. İşte iyi ve kötü arasında geçen bir ömürde yanında seninle sallanan birinin daha olması bazen sen kötüye sallanırken seni iyiye çekmesi Allahın lütuflarından biridir. Bazen bu iki insan farklı bir yöne doğru sallansa da bir salıncakta iki ayrı insan olmak aynı salıncağı paylaşabilmek paha biçilmez bir hediyedir insana.

Biz 6 sene boyunca aynı salıncakta sallanmadık kimi zaman ayrı salıncaklarda olduk kimi zaman tahtiravellide birbirimizi zıplattık kimi zaman kaydırak sırası için kavga ettik ama hiçbir zaman oyun bahçesinden vazgeçmedik.

İşte benim mavi sevgilim... Çocuk ruhunu hiç kaybetmemiş sevgilim.

Biz şimdi bir aile olmaya karar verdik. Bu çocuk bahçesinde bu büyülü bahçede bize eşlik etmesini istediğimiz biri daha var. Vaktini bekleyen tam zamanında aramıza katılacak biri.. İşte biz bir aile olmaya karar verdik. Mutlu, huzurlui, sağlıklı, neşeli, komik ve eğlenceli bir aile. Hayatımızı bu çocuk bahçesinde geçirmeye karar verdik....

Bahçemize yaramaz çocukları da uslu çocukları da davet ediyoruz... En nihayetinde hepmiz aynı gök kubbenin altında yaşamıyor muyuz.

Seni seviyorum mavi'lim.

4.06.2010

Gülümseyinnnn çekiyorum :)


Bu resmi gördüğümden beri sevgili okur aklım başımdan gitti :) Bu arabayı bu pozu ben de istiyorum. Damat bey de beğendi. Ama gelin görün ki biz arabanın yanına böyle sığabilir miyiz hiç bilmiyorum. Dahası benim gelinliğim arabanın tümünü kaplayabilir. Ama istiyorum. Çok güzel bir poz değil mi? Zaten oldum olası düğün resimlerinin stüdyo'da çekilmesinden hoşlanmam. Böyle fikirlere ise bayılıyorum.

3.06.2010

Yupiii ;)


Bu blog bana uğurlu geldi sevgili okur. Ettiğim dualar ve tüm olumlamalar kabul oldu. Temmuz ortasında çıkacak olan kiracımız 2 hafta sonra çıkmaya karar vermiş. Mutluluktan havalara uçtum. İşler yetişir mi diye çok endişe ediyordum ama iyi düşünmeyi ve başka şeylere konsantre olmayı da ihmal etmiyordum.

Dün bu haberi alınca ağzım kulaklarıma vardı.

Diyorum ki; evim evim benim canım evim ;)

2.06.2010

Ve Sonunda....


Kaç yıl oldu saymadım desem yalan söylemiş olurum :) Yıllardır dost meclisimizin yegane konusuydu. Üzerine dedikodu yaptığımız konuları sıralasak ratinglerde açık arayla birinci olurdu.

Biz 3 silahşörler , Pepi, Es ve Tüti kim daha önce evlenecek, kiminle evlenecek, nasıl evlenecek diye çoookkk konuşmuş çok oturum açıp kapamışızdır. Peki kim haklı çıktı. Ben tabii ki :)

Önce Es, sonra Pepi ve şimdi de sıra ben de....


32 yaşında biraz değişik oluyormuş bu işler :) Blog yapmamdan bile belli değil mi ne kadar değişik olduğu :) Çocuk olayı da böyle çok geçe kalırsa ne yaparım bilemiyorum.


Şimdilik bu kadar... Damat beyle nasıl tanıştık, nasıl buralara geldik. Düğün hazırlıkları nasıl gidiyor. Nasıl deliriyoruz nasıl eğleniyoruz ve nasıl sinirleniyoruz hepsi yakında yayında :)


Bu blog 4 ay boyunca canlı olacak ve bir Eylül günü aramızdan ayrılacak...


Tüten ben,

kafayı evlilik hazırlıklarıyla bozmuş sevgilisine ve arkadaşlarına günde 1000 mail gönderen gelin adayı