25.05.2012

Evlenince Neler mi Oluyor :)




Aslında bu tip yazıların piri Görkem'dir ruzgarligunlervegeceler.wordpress.com blogunun sahibesi. Ev hallerini evlilik hallerini anlatma da onun eline su dökemem. Bakınız son yazısı: Kocamdan Tokat Yedim (hoş bu yazıda kocasının da hakkını yemeyelim) Onun yazılarını okurken ay aynı bizim evin halleri deyip duruyorum. Büyük resim çok benziyor da elbette detaylar hepimizin evinde ve evliliğinde değişiyordur.

Ve bir baktım bir süredir çok ciddi yazan herşeyi ciddiye alan kafaya takan biri haline gelivermişim. Bir de çocuk çocuk çocuk nereye kadar caaanımmmm :) Biraz da ciddiyetsiz yazalım değil mi ;)


Valla ben çok merak ederdim evlilik nasıl birşey neye benziyor diye. Evlenmek için de can atıyordum(yanlız evlenmeye can attığım tek adam kocamdır onu da belirteyim) adamın beyninin etini 6-7 sene yiyince adam da sonunda beyin kalmadı ve evlenmeye karar verdik. Daha önce başından evlilik geçmiş biri olarak bana kızım inan evlilik bir bok değil bu kadar merak etme deyip dururdu lakin hiç etkili olmalı bu cümlesi üzerimde. Evlenelim de evlenelim deyip durdum. Tamam bir bok olmasın ama bizmki bokun bile en güzeli olur diyordum. Zira annemle babam ve etrafımdaki çoğu çift öyle kumrular gibi de değildi. Bol aksiyonlu evliliklerin olduğu bir ailede büyüdüm. Şükür boşanan birbirini gırtlaklamak suretiyle öldüren olmadı ama kapıyı açınca elinde güllerle bulunan kocaların veya ağzı var dili yok kadınların olduğu bir ortamda da büyümedim.

Ama ne hikmetse evliliği öyle bir yere koymuşum ki aman Allahım romantizm dorukları lafı benim koyduğum yerde sığ denizlere benzer. Valla ne hayal ettiğimi yaşıyorum ne de kocama yaşatıyorum. Mutluyuz, keyifliyiz, huzurluyuz ama o benim yerlere göklere sığdıramadığım adama da söz verdiğim şeyleri yaşamıyoruz. Olmuyormuş anacım evlilik öyle doruklarda yaşamaya benzemiyormuş.

Bekarken karşı daireye yeni evli bir çift taşınmıştı kız bir süre sonra pijamalar üstünde pijama dediysek saten pijama deil bildiğin ayıcıklı dizleri yer yapmış pijamalarla saç baş karışmış kapıyı açardı kocasına. Ay derdim ne bakımsız ne özensiz kocaya hem de yeni evliyken kapı öyle açılır mı? Cık cık cık çok ayıp. Ben hiç öyle olmam. Adam beni pijamayla sadece yatakta görür o da ayıcıklı pijama olmaz. Yaa tabii oldu. Sırf pijamayla kapıyı açsam iyi 48 saat o pijamanın üzerimden çıkmadığını bilirim. Saten pijamalarda dolap bekçisi olarak yerini aldı. Kızım olaydı çeyizine koyardım :)

Evlendiğimizde güne şöyle başlayacağımızı sanırdım ben. Kocaman bir gülümseme birbirini öpücüklere boğma ve sırnaşma sevgi sözcüklerinin havada uçuşması bir iş günüyse beraber giyinmece hazırlanmaca hazırlanırken öpücükler kondurmaca iltifatlar havada uçuşuyor tabii sonra birlikte ayaküstü bile olsa edilen kahvaltı beyime çay yapmak evden birlikte çıkıp işlere sıratarak gelme işe gelip mesajlaşma, aramaca birbirini kikirdeyip durmak akşamı iple çekmek falan eğer haftasonuysa arada yatakta kahvaltı etmek tüm gün yorganın altında kalınabilir fanfinifinfon da fanfinifinfon olmadı ev işlerini beraber yapmak yaparken de birbirine gülümsemek sonra mutfakta ben yemek hazırlarken adamcağızı da bana hayrannn hayrannn bakarken bulmak falan. Sonra bir kadeh şarap eşliğinde yemeğe oturulması film izlemece sonra yine fanfinifinfonda fanfinifinfon Pazar sabahına harika uyanmak beraber bile olabilir duş almaca dışarda kahvaltı falan işte hayal ettiğim evlenince kati süretle yaşayacağıma ve yaşatacağıma inandığım tablolardan biri budur. hahahaa kızım çok mu romantik komedi seyrettin sen hangi gezegende yaşıyorsun dediğinizi duyar gibiyim tamam vurmayın yüzüme. Hayaldir insanı yaşatan.

Gelelim mevcut duruma. Eğer hafta içiyse hadi kalk yok olmaz önce sen kalk nidaları off akşam çok horladın offf yorganı çok çektin muhabbeti ile başlıyor.  Sonra tuvalet kavgası önce ben gireceğim yok olmaz senin işin uzun ben gireceğim. Olmaz ya ilk ben kullanacağım tuvaleti sen hazırlan benim servisim beklemez sen arabayla gidiyorsun. Bu tuvalet mevzuyu evlilikte çok başka bir boyuta taşınıyor benden söylemesi. Ne sevgiliyken birlikte bile kalınma veya birlikte yaşansa da hiç hiç alakası yok hazır olun bekarlar!. Detaylara girmeyeyim yaşayıp görün ama şu kadarını söyleyebilirim hani bekarken sevgiliyken çişinin geldiğini bile söylemekten çekinirsin ya hani çişinin sesini bile duymasını istemezsin kaç dk kaldığının hesabını yaparsın tuvalette heehhh evilikte hiç öyle olmuyor içerde neler oluyor alenen biliyorsun.

Hazırlanma kısmına gelince off bir çekil ya ben giyineceğim sen git içerde giyin. Yaa benim gömleğim nerde? Ne bileyim ben? Ee sen bilmeyeceksin de kim bilecek git Ayşeye sor (Ayşe temizliğe gelen kişi) Kızım ben Ayşeyle mi evliyim seninle mi? Ee ben asmıyorum ki onları sen asacaksın işte sorun orada zaten. Off başka gömlek giy. Bu arada ben sence bu bluz olmuş mu? hee olmuş ee bakmadın ama gördüm ben aynadan onu olmuş olmuş yok ya giymeyeceğim ben bunu. Bana şurdan kravatımı versene veremem kendin al ben geç kalıyorum. Aaa servis gelmiş ben kaçıyorum sevgilim. Kahvaltı hazırlamak mı? Birlikte çay içmek mi? Hele portakal suyu falan sıkmak hahahaha güldürmeyin beni lütfen.

Gün içinde de şu sebeblerle birbirimizi ararız.
-Naber nasılsın iyi misin?
-İyiyim sen?
-Ben de iyiyim; Tuten bak o giynme odası çok dağınık hiçbirşeyi bulamıyorum.
-Tamam sevgilim toplarız.
-Toplarız değil kızım toplayacaksın.
-Dur ya sana ne dicem bu akşam ne yiyelim
-Bilmem onu sen bileceksin
-Dışardan söyleyelim mi? Film de izleriz.
- Tamam olur. (Bu konuda hiç sorun çıkarmaz kocacığım saolsun)
-Bu arada gelirken markete uğrayıp şunları şunları al tamam mı?
-Tamam
- Bak hep tamam deyip unutuyorsun lütfen yaa bir kerede al gel lütfennn
-Kapatıyorum çok işim varrrrrr

Akşam olur eve gelinir. Kadın kıyamaz birşeyler hazırlar yiyecek birşeyler dediysem makarna et falan işe. Adam gelir.:
-Ee yani dışardan sipariş verecektik.
-Ay beğenemedin mi yaptık işte.
 -İyi tamam.
-Ya kaldır şu ayakkabıları ortadan herşeyi ortada bırakıyorsun ben senin hizmetçin miyim?
-Önce sen kendi eşyalarını kaldıracaksın, evinin kadını olacaksın sonra laf söyleyeceksin.
-Güray bak deli etme beni evinin kadını falan.
-Yalan mı kızım evinin kadını değil misin? Kadınısın işte.
- Masayı kurmama yardım eder misin?
-Hiç vallahi 2 tabağın çatalın lafını etme bana ben yemek sofra hazır olana kadar 2 maç attıracağım.
-Offff.
Neyse yemeğe oturulur
-Açsana bir müzik aman uykum geliyor benim öyle müzik falan.
-Aman boşver. Sofrayı kaldırmama yardım etsene ben duşa gireceğim
-Aaa ben girecektim duşa ama.
-Yaaa olmaz lütfen. Hangi filmi seyredeceğiz
-Ya bilmem sen karar ver
Ben de bilmem ki yarın akşam mı seyretsek benim çok uykum geldi.
-Ay ben de maçı bitirememiştim ona devam ederim.
-Aman iyi tamam, masaya yardım et sen getir ben bulaşık makinasını doldururum.
-Tamam ama bir şartla çay yapacaksın tamam mı?
-Tamam ama sallama poşet yaparım. ,
-Tamam o da olur.
-Günün nasıl geçti
-aman nasıl geçsin işte bildiğin gibi
-senin nasıl geçti
-aynı işte iş güç uğraş dur.

.....

Haftasonlarına bu tablonun çocuk olduktan sonraki haline hiç değinmiyorum. Velhasıl bekar kızlarımıza sesleniyorum. Eğer siz de romantik komedi tadında birşey sanıyorsanız evliliği yok anacım hiç öyle değil benden söylemesi. Aman ben hala iyi ki evlenmişim güzel şey ya evlilik diyebiliyorum. Kocamı da tüm uyuzluklarına rağmen seviyorum. Bu arada elinde çiçekle geldiği de oldu. Tüm günü pijamalarla saten olanlarıyla :) geçirdiğimiz de oldu. Lakin hani 5 dk film arası olur ya bu muhabetler öyle işte 5 dk geri kalan film yukardaki gibi.

Hadi herkese keyifli haftasonları! Of bekar olacaktım haftasonu neler neler yapardım :)



15.05.2012

Annelere Karışmalı mı Karışmamalı mı?


Annelere karışmalı mı karışmamalı mı yoksa bu işe hiç bulaşmamalı mı? :) Bir yemin ettim ki dönemem sevgili okur, kimsenin anneliğine karışmayacağım dedim ama içimden de hep bir dakika ya karışabileceğim konular var dedim ama sustum içime attım.

Prensip olarak ne diyoruz herkesin çocuğu kendine. Bazı konular var ki gerçekten karışılmamalı ama bazı konular da varki kesinlikle karışılmalı. Karışmak gerekiyor daha sağlıklı bir nesil için toplumun geleceği için. Belki bunlar artık anlamını yitirmiş duyunca insanı irite eden beylik cümleler ama gerçekten böyle. Düşünüyorum da oğlumla yaşıt olan aynı dönemi paylaşan çocuklar var ee oğlumun arkadaşının nasıl yetiştiği benim için önem taşıyor. Sonra gerçekten çocuklarımız toplumun bir parçası dolayısıyla belli sınırlar içinde belli başlı şeylere karışmalı bazı şeylere de hiç karışmamalıyız.

Benim karışmayacaklarımın listesi şöyle;

  • Taa işin en başına gidersek hiç bir kadının nasıl doğuracağına karışmam. Doğal doğumu desteklediğimi korkulacak birşey olmadığını bebek ve kendisi için en iyisi olduğunu söylerim. Ama gırtlağına dizimi dayayıp doğal doğum yapacaksın anladın mı hee anladın mı hee diye çöreklenmem. Ben çok korkuyorum yapamayacağım diyorsa kabusum bu benim derse sırtını okşar hakkınızda hayırlısı olsun derim.

  • Doğum gerçekleşti iş emzirmeye mi geldi. Bir önceki tutumumu aynen gösteririm. Emzirmesini sonuna kadar desteklerim ama emzirmek istemiyorsa sen bilirsin arkadaş derim. Çocuğun için kendin için en iyisi emzirmek ama sen en iyisini tercih etmiyorsan bana sana eyvallah demek düşer derim. Kınamam yadırgamam arkasından da konuşmam. Bak görüyor musun bir emzirmedi bebeğini demem.

  • Çocuğunu nasıl uyutacağına karışmam. Ayağında mı sallar evin içinde kucağında koşturur mu, Ağlatmayı mı tercih eder, nasıl istiyorsa öyle uyutur. Fikrimi sorarsa söylerim ama doğrusu bu demem. Elbette genel geçer doğruların farkında değilse örneğin bir bebeğin gece 12.00 uyumasının abesle iştigal olduğunu bilmiyorsa geç uyursa geç uyanacağını düşünüyorsa yok arkadaş öyle değil (miş) derim ama gerisini ona bırakırım. Doktoru değilim ya doktoru uyarsın gerekirse doktoru ukalalık etsin benim ne haddime hadi bir adım ileri de gideyim banane!

  • Çocuğunu çalışarak mı büyütecek yoksa çalışmayarak mı hiç karışmam. Ne çalışan anneye b.k atarım ne de tek başına bakan anneye. Fikrim sorulursa ki daha önce de söylemişliğim var; yardımsız hiç yardım almadan çocuk büyütmek çılgınlık biraz da egosantriklik bana kalırsa; işin uzmanları bir çocuk bakmak için bir köy insana gerek var derken....

  • Çocuğunu asosyal mi büyütecek sosyal mi buna da karışmam. Çocuğun sosyal olmasına gerek olmadığını düşünen ebebevynler var muhtemelen kendileri de asosyal zaten. Hele bazıları var ki bebek dediğin dışarı mı çıkarmış diyor. Evde 4 duvar arasında çocuk büyüten çok. Çocuğun da kendi boyutlarında birileriyle vakit geçirme ihtiyacını saçmalık gören de çok. Buna paralel olarak çocuğunu dizinin dibinden ayırmayan bırakın 24 saati 2-3 saat bile kimselere bırakmayanlar var. Ben doğru olmadığını düşünüyorum ama bu şekilde büyütene de karışmam. Zira herkes tercihlerine göre yaşar. Ama bu şekilde büyüyen çocuklara da üzülürüm. Henüz böyle büyüyüp mutlu olanını göremedim veya özgüveni gelişmiş bir çocuk da görmedim. Yeri gelmişken hatırlatmak isterim ki siz kendinize etrafa çocuğunuza güvenmezken sosyal ortamı kapı dışarısını tehtit olarak görürken çocuğunuzun farklı görmesini beklemeyin.

  • Giyim kuşam konusunda çocuğun sağlığını tehtit edecek bir durum söz konusu değil ise karışmam. ama bakınız aşağıya eğer sağlık tehtitdi var ise karışırım ;)


Genel hatlarıyla kabaca karışmayacaklarım böyle. Dilimi tutamayıp karışacaklarıma hatta herkesin karışması gerektiğine inandıklarım ise;

  • Bir annenin&babanın veya çocuğa bakan kişinin çocuğa vurduğunu görürsem veya sürekli küfürlü konuşuyorsa hiç dayanamam olaya dahil olurum. Hem de hışımla ve sinirle. Hiç annesidir babasıdır aman banane diyemem. Noluyoruz napıyorsun sen çocuğa şimdi ben de sana vurayım mı gücün çocuğa mı yetiyor deyiveririm. Çocuğu kendi tarafıma çeker gel yavrucum şöyle diyebilirim. Ülkemizde bu tip haklara saygı olsa aileyi takip eder şikayet de bile bulunurum. Küfürlü konuşma çocuğua şimdi bir patlatırsam görüsün aptal manyak salak gibi cümlelerin kullanılmasına bunlar bir kenara çocuğun sürekli aşağılanmasına dalga geçilmesine küçük düşürülmesine de tahammülüm hiç olmaz her kim olursa olsun müdahalede bulurum.

  • Ortada bariz tehlike varken örneğin korkuluğu olmayan bir balkondan sarkıtıyorsa, asansör kapısının önünde tek başına bırakıyorsa alışır&kapanır kapılarla oyun olsun misali çocuğu oynatıyorsa yürüyen merdivenlerin bol olduğu yerde başıboş bırakıyorsa parkta bahçede salıncağın önünde arkasında durmasına müdahale etmiyorsa arabada öne oturtuyor dahası babanın kucağına veriyorsa kemerini bağlamıyorsa hemen oracıkta biterim çocuğu güvenli alana alırım. Bunun farkında olmayan insanı da uyarırım. Olası felaket senaryolarını sıralar hatta bak birinin çocuğu bu yüzden ölmüş ona göre der terör bile estiririm.

  • Daha yaşına bile gelmemiş ki yaşındaki çocuğa bile karışabilirim. Çikolata cips şeker yediriyorsa haa bir de ikram olayına giriyorsa direkt karışırım. Hanım hanım çocuğuna şuan zehir veriyorsun haberin ola derim. Sanane derse yok ya daha doymazsan beni ye derim :) Çirkefleşebilir çirkinleşebilirim. Çocuğa da tükür çabuk onu evladım bunlar çok zararlı pipin küçük kalır saçın uzamaz çirkin bir kız oluverirsin evde kalırsın falan diyerek bir daha çikolata şeker yemesini engellerim :)

  • Yazın ortasında çocuğa battaniye sarıyorsa 2 kat çorap giydirmişse direkt karışka olur, n'apıyorsun sen derim. Çocuğu oracıkta soymaya başlayabilirim. Doktorum diye yalan bile atabilirim. Kısacası ortada çocuğun sağlığını ciddi manada tehtit edecek bir durum varsa müdahalede hiç gecikmem.

  • Küçük bir kız çocuğuna makyaj yapıyor topuklu ayakkabı giydiriyor erkek çocuğunu da kız hevesiyle büyütüp giydiriyor ise müdahil olurum uyarırım ve bunun getirisinin hiç iyi olmayacağını bildiririm. Kafasının etini yer bititiriim. Sen niye karışıyorsun hanım çocuk benim derse yok ya karışırım derim.

  • Çocuğun yanında sigara içiyor kola tüketiyor ise olaya el koyarım daha ileri gider anne&babayı çocuğa şikayet bile ederim. Telefonumu bırakır aynı şeyi yaparlarsa ara beni evladım der rüşvet bile teklif ederim o çocuğa yeter ki buna şahit olmasın.

  • Cinsel taciz istismar ve benzeri ciddi konulara şahit oluyorsam kesinlikle müdahale eder işin ucunu kesinlikle bırakmam. Kendi çocuğuma yapılmış yapılıyor yapılabilir zihniyetiyle hareket ederim.

İşte karışacaklarım bir çırpıda listesi de böyle.  Bu arada karışmayacaklarım konusunda bana da karışılmasını istemem. Ama bunun dışında çocuğumun ve benim iyiliğim için karışan herkese sonsuz saygı ile yaklaşırım. Anne olmak herşeyi bilmek değildir. Çocuğun için de en doğrusunu bilemiyor olabilirsin. Egoyu bir kenara bırakmak gerekir bazen. Birinden birşey öğrenince küçülmez büyürüz. Herşeyi bilmek söz konusu değil. Dahası olayın içindeyken yakınındayken mesafemiz öylesi azki uzaktan göremiyoruz. Bir başka bir başka açı her zaman gerekir.

Sanırım önemli olan nasıl yaklaşıldığı karışma biçimi de önemli. Ama bazı konular var ki gerekirse kaplan gibi karışmak gerekiyor şiddet gibi, taciz gibi.

Hep söylüyorum anneler dünyanın tüm çocuklarına kendi çocuğuymuş gibi o gözle bakmalı. Bügün senin çoucğunun başına gelecek olan yarın benim çocuğum başına da gelebilir iyi veya kötü. Ben çocuğum için iyi birşey yaparsam seni de buna teşvik edersem çocukklarımızın büyüyeceği ortam da güzelleşir doğru bir hal alır bunu kim istemez ki. O zaman banane demiyelim yeri geldiğinde karışalım birbirimize yol gösterelim. Parmağımızı gözümüze değil olaya sokalım oldu mu?







11.05.2012

Kendini Farklı Zanneden Anneler

Bir anneyi bir diğer anneden ayıran özellik veya özellikler nelerdir gerçekten soruyorum bunu. Emzirmek mi, uyutma biçimimi, yedirme biçimimi, taşıma şekli mi ? Nedir? Bunların ve daha nicesinin toplamı olan yaklaşım biçimimi ?

İnternet anneleri güne Bismillah Times dergisinin kapağı ile başladı. 4 yaşına yaklaşmış bir çocuğu emziren bir kadın resim belli ki kapak resmi olarak bilerek seçilmiş yani çok sattırsın konu olsun diye seçilip koyulmuş. Bir de konu Attach Parenting adı altında işleniyor ki alakası yok resmin Attach Parentingle,  herhalde Attach Parenting'i yansıtmayacak tek resimdir.

Bir anneyi diğer bir anneden ayıran tek bir özellik vardır o da çocuğu. Başka da hiçbir özellik yoktur. Yani herkesin çocuğu kendine. Herkes çocuğu kadar anne işte!

Ama bazı anneler var ki kılıç, kalkan ve hatta silah kuşanırcasına emzirmesini yedirmesini içirmesini veya tam aksi yedirip içirmemesini ve taşıma biçimini diğer bir anneye karşı kullanıyor. Nasıl mı oluyor? Diyelim ki bir anne uzun uzun uzun emzirmeyi savunuyor. Diğer annenin karşısına geçip sen nasıl olur da emzirmeyi bırakabilirsin diyor. Dahası hiç emzirememiş bir anneye acıyabiliyor. Birine acımak hele de bir anneye acımak bence acıma halinin kendisinden çok daha acıklı bir durum. Sonra işin içine alt metinler giriyor. Bir üsten bakma bir hıhhh sen 6 ay mı emzirdin benim sütüm boldu şekerim çocuğum da kilo alıyordu ben 10 ay çocuğum ağzına diline su bile değdirmedim diyebiliyor. Ve çok daha ileri gidip kendi doğrusunu evrensel bir doğruymuş gibi sunup 3-5 makale ile destekleyip karşısındaki anneyi kılıcıyla kalkanıyla yaralıyor hatta bazen daha da ileri gidip bunu silah gibi kullanıp bir diğer anneyi vuruyor. Diğer anne sanki az vicdan azabı varmış gibi kahrından ölüyor. Çocuğunu emziremediği veya emzirmeyi bıraktığı için kendini suçluyor. Bunun kime neye katkısı var ki. Noluyor diğer anne bunu yapınca eline ne geçiyor.

Ey sen çocuğunu bilmem kaç ay emzirmiş ve bunu kendine silah yapmış anne kendini farklı zannetme evet bir farkın var ama inanki seni üstün kılan bir fark değil bu!


Çocuğunu taşıma biçimi bile böbürlenme konusu olabiliyor. Farkında mısın acaba dünyada milyonlarca engelli anne var çocuğunu ayakta taşıyamayan sence senden daha az mı anne? Senden daha az mı çocuğunu seviyor? Dudağına anne sütü değememiş çocuklar var hepsi mi kendine güvensiz bu çocukların hepsi mi arızalı? Hepsi mi hayata 1-0 yenik başlıyor. Sonra uyku konusu var. Kimisi çocuğu ile aynı yatakta uyumayı tercih ediyor ama tercih etmekle kalmıyor bunun en doğrusu olduğunu savunuyor. Çocuğunun odasını ayırmış anneye üsten bakıyor ve suçluyor. Veya aynı şey çocuğunun odasını ayırıp ayrı uyuyan ve yine beraber uyuyanı kınayan eleştiren de var. Dünyada tek bir doğru mu var sanıyorsun sen. Anneliğin Kuran-ı Kerimini yazacaksın sen. Vahiy mi geliyor sana. Sahi sen böyle mi sanıyorsun kendini farklı zanneden anne?



Bir anneyi anne yapan şey insanlığından geçer bence. Eğer iyi bir insansan sen eğer karşındaki insanı düşünüyorsan bir başka insanın hemcinsinin kırılıp kırılmaması üzülüp üzülmemesi seni ilgilendiriyorsa, başka birinin derdine ortak olabiliyorsan birine acımak yerine ona destek olabiliyorsan paylaşabiliyorsan derdini bunlar seni erdemli insan yapar erdemli bir insan da iyi bir anne olur. Anneler aynı takımın oyuncuları olacağı yerde pek çok ama pek çok konuda çarpışan savaşan iki takım gibi ve zaferin ne olduğunun farkında bile değil. Neyi kazanacaksınız sahi? Bu bitmek bilmeyen tartışmayı kazandığında ne kazanmış olacaksın sen kendini farklı zanneden anne?


Anne dediğin duyarlı insandır. Anne dediğin dünyanın tüm çocuklarına kendi çocuğu gibi o gözle bakabilendir. Anne dediğin insanları kategorize etmeden düşünebilendir. Anne dediğin daha çok şeydir.

Ve sen kendini farklı zanneden anne yakklaş bir kulağına birşey söyleyeceğim: Hiç farklı değilsin silkelen kendine gel!