20.12.2013

Mit'ler ve Annelik

Evrimsel tarzda çocuk yetişiren bir kadının yazısını okudum, kendim yazmış gibi geldi. Yazının anafikrinden yola çıkarak da aşağıdaki yazıyı yazdım.  Evrimsel tarz da ne demek derseniz aslında "atachement parenting.

Çocuk yetiştirmekle ilgili ciddi mit'ler var; dahası bu mitleri destekleyen araştırmalar, doktorlar ve daha nicesi. Kimi yaşanan bu mit'leri destekliyor kimisi de mit olduğunu kanıtlıyor.Ve ben de bir çok bu mite inandım, dahası kandım ve yaşadıkça mit olduğunu gördüm. 

2,5 yaş annesi olarak artık şundan kesin olarak eminim: Çocuk yetiştirirken bakacağın, dinleyeceğin, izleyeceğin tek yol çocuğun. Kitap oku, hiçbir bilgiden eksik kalma ama tüm o bilgiler senin ana öğünün olmasın, aperatiflerin olsun. 



Beraber Uyuduğumuz İçin: “Asla kendi yatağında yatmayacak ”

Ehhh berbaer uyuyup da bu cümleyi duymayan var mı? Yazarda bunu defalarca duymuş; kızı 3 yaşında ve hala beraber uyumaktan oldukça keyif alıyorlarmış. Yaar, üniversiteye kadar mutlaka kendi odasına geçmek isteyeceğini düşünüyor :) Ve hatta bir kardeşi olursa kesinlikle odasına geçeceğine inanıyor. 

Bizdeki durumda bu; aynı yatakta yatmıyorum bizim odamızda kendi yatağında yatıyor. Erkek çocuk aman dikkat lafını çok kez duydum. Sex hayatımızı merak eden, alttan alta nasıl yani çocuğun yanında mı sevişiyorsunuz demek isteyen çok oldu; ne kadar hayal gücünden yoksun insanlar öyle değil mi? Yatak ve sex ne kadar özdeştirilmiş; Güray ve ben hayal gücü geniş insanlarız, korkmayın sakın olun herşey yolunda hala deliler gibi sevişiyoruz demek isterdim, demedim :) Herşey yolunda deyip geçtim. 

Bizim hiçbir sürecimiz bizi zorlamadı, emziği kendi bırakmak istedi, memeyi kendisi bıraktı ve daha nicesi. Bu akşam eve gittiğimde Arenciğim odanda yatıyorsun dersem itiraz etmeyeceğinden adım gibi eminim. Bu ondan çok benim bizim ihtiyacımız. Çalışıyorum ve uykudaki ilişkiye de inanıyorum. Gözünü açtığında beni ve babasını orada görmenin ona güven verdiğini, aynı odada birlikte uyumanın yaydığı enerjinin güzelliğinin hepimizi olumlu etkilediğini bizzat görüyorum. uykudayken öpmenin, sarılmanın, ona güzel sözler fısıldamanın gücüne %100 inanıyorum. 

Zamanı gelince allahşakına beni bir rahat bırakın ya odamda uyuyayım diyeceğini de biliyorum. Sezgilerime sonsuz güveniyorum, buna henüz tam olarak iki tarafta hazır değil. Ve mitlere asla inanmıyorum bu konuda. Kİmseye de bak benim yaptığım doğru sen de yap demedim. Bu bizim ailemiz için doğru, biz böylesini istiyoruz dedik. Ama aynı saygıyı bir çok insandan göremedim. 

Danıştığım ve fikrini aldığım, Aren'i gözlemleyen hiçbir uzmanda yatakları ayırın; çocuğunuzdaki belirtiler bunun yanlış olduğunu gösteriyor demedi. Psikolojik anlamda binlerce kere şkürler olsunki sağlıklı bir evladım var. 

İlk Bir Yıl Anneye veya Babaya Yapışık Yaşadığı İçin: “Ayrılma tramvası yaşayacak; hiçbir zaman yanınızdan ayrılıp keşfetme dürtüsünü kullanmayacak"
Aren doğduğu andan itibaren hep kucağımızda, göğsümüzde ve hatta sling ile  bize yapışık haldeydi. Hastane bile zorunlu haller dışındaki ya yanında gittim ya Güray'ı da gönderdim, ne bebek odasında kaldı ne de testlerde. Doğduğu anda ciddi kanamam olduğu için bayılmadan 2 dk önce güray'a hemen yanına git ve konuş onunla dedim; sonrasında benim işlemlerim bitti göğsüme yatırış o yatırış. 

İstinasız her tebriğe gelen ve ailem dahil bu kadar kucakta tutulmaz çocuk dedi; dinledik mi? dinlemedik elbette. Her çocuk bir dönem ayrılma tramvası yaşar; ister kucağınızda büyütün, ister büyütmeyin. Bunu her sağlıklı bağlanan çocuk yaşar. 

Aren 2,5 yaşında; bir ortamda arkasına bile bakmadan gider; keşfetme dürtüsünü sonuna kadar kullanan bir çocuk. Kendine güveni o kadar fazlaki cahil cesareti diyebilirsin, misal; bakkala kendisinin gidebileceğine inanıyor: Şudan in şudan geç işte bakkal, giderim anne giderim diyor :)

Pek çok zaman bizim de ona eşlik etmemizi istiyor ki bu harika bir şey; ailesiyle vakit geçirmek istemekten, paylaşmaktan daha güzel ne olabilir ki. 

Yazarın 3 yaşındaki kızı da böyleymiş; okula giderken el sallayıp annesini salıveriyormuş. 

Anaokula gitmeyip, evde kaldığı için: “Diğer çocuklarla sosyalleşmeyi bilemeyecek”

Aren de anaokuluna gitmiyor, gitmeli mi hala şüpheliyim ama gidecek. Maşallah sosyallik dedin mi aklına Aren gelsin; bir ortama girdi mi çekinir, biraz utanır ki bunun iyi ve güzel bir şey olduğuna inanıyorum. Etrafını gözlemler ve eğer ortama ve oradaki insanlara güvenirse tamamdır; iişte çılgın Aren karşınızda. Son yazdığım yazılardan biri olan Teknoloji İçin Hiçbir Zaman Geç Değil yazıma Çokbİlmiş çok önemli bir yorum bırakmış; çocukların anaokulunda da sosyalleşemediğine dair; niye mi çünkü hep müdahale ondan, aman birbirlerine vurmasınlar, aman birbirlerinin ellerinden bir şey almasınlar; başlarında hep bir öğretmen ve hep bir engelleme, ders verme halleri. 

Okula karşı değilim ama evde büyüyen bir çocuğun da en az okullardaki kadar sosyal olacağına inanıyorum; hele de geniş ve büyük bir aileye sahipse. 

Her İstediğinde Emzirdiğin İçin: "Arsız, her istediği olsun isteyen bir çocuk olacak"

Bebekler neden emmek isterler; çok net 3 sebebten: açlık, rahatlama isteği, yakınlık. Ve ben bu her 3 isteği de karşılamakla yükümlüyümdür çocuğum olduğunda. Aren'i her istediğinde emzirdim, emzirmeyi bitirmemize yakın ciddi emme delisi bir çocuktu; peki n'oldu? 1 günde şak diye bitirdi, ben şoka girdim o hayatına kaldığı yerden devam etti. Şimdi nasıl bir çocuk; arsız ve her istediği olsun diye kıçını yırtan bir çocuk mu? Asla değil. Sınırlarını bilebilen ama elbette bu sınırları sonuna kadar zorlayan biri. Elbette herkes istediği herşeyin olmasını ister, olmayınca ağlayabilir, sinirlenebilir ve somnunda başa çıkmasını öğrenir. 

Aynı zamanda uzun süre sadece anne sütü alan çocukların, beslenme sorunu olacağına; ek gıdayı sevmeyeceğine ve benzerine inanılır; oysaki örneğin ilk 1 yıl sadece anne sütü alıp, bebeğin kendi isteği ile, sonrasında gayet iştahlı çocuklarda var; yazarın kendi kızıda böyleymiş. Ben bu yaklaşıma sıcak bakan biri değilim; ama insanların tercihine saygılıyım! Böyle bir mit'e de inanmıyorum. 

Yeni bebek sahibi olacağına tek tavsiyemdir: bebeğinizi her istediğinde emzirin!


Sling Kullandığın İçin: Çok geç emekleyip çok geç yürüyecek!

Her yeni anneye tavsiyem hemen sling almasıdır. Sling hayat kurtarıcıdır ve son derece sağlıklıdır. Arende her türlü slingi kullandım ve çok rahat ettim; en son 2 yaşına gireceği zaman yurtdışı seyahatimizde Boba kullandık ve çok rahat ettik. Aren 6 aylıkken emekledi 10,5 aylıkken yürüdü. Sling bebeklerin karın kaslarını da güçlendirir; değil yürüme ve emeklemeyi ertelesin, hızlandırır bil. 








Emerek Uyuduğu İçin: "Asla Kendi Kendine Uyumayı Öğrenmeyecek"


Uyku ah uyku! Uyku eğitimine asla inanmayan biriyim; ama ben yaptım oldu diyorsanız; çocuğunuzun uyuyacağı varmış, oturttuğunuz düzen de işe yaramış diyeyim. Eğer tercih ettiğiniz sistem ağlatmaksa çok üzgünüm ama çok hatalı bir şey yapmışssınız; çocuğunuzun beden haritasına inanılmaz olumsuz bir durum eklemişsiniz; bir bebeğin ağlaması ve karşılığında yanında kimseyi bulamaması yoksunluk ve güvensizlik hissinden başka bir şey değildir. 

Biliyor musunuz bu yöntemle büyüyen çocuklar; birer yetişkin olduklarında beraber oldukları insanları hep kaybeeceklerini düşünür ve sürekli arayan insanlardan olurlarmış. Bakınız ben! Annem bana böyle bir uyku eğitimi vermiş ve evet ben kocam 5 dk geç kalsa felaket senaryoları yazan, telefona sarılan ve panik atak yaşayan biriyim! 

Çocuklar 2'y ayrılırlar uyku konusunda: uyuyanlar ve uyumayanlar!. Uyuyan bir çocuk şanstır, güzel bir şans. Elbette etkileyen çok fazla ebeveyn tarzı var. Ama uyumayacaksa uyumaz. Bunun emzirmekle, onunla bununla hiçbir alakası yok. 

Aren 19 ay boyunca memede uyudu, bıraktığı gün sorunsuz bir biçimde uyudu!. 

Uzun lafı özü; mit'ler daima olacak ve anne olarak çok kez duyacaksınız; her duyduğumuza inanmamak lazım öyle değil mi! 

Okuyun çok okuyun ama sadece yazılana değil yazılanın kalbinizle buluştuğuna inanın. 

Asıl rehber önce çocuğunuz sonra kalbinizdir!



Hiç yorum yok: