12.12.2013

Yapma, Etme, Olmaz, Demek Yerine

Bu yazıyı yazmaya dün karar verip yoğun kar yağışı nedeniyle ara vermiştim :) Bu sabah yazıyı tamamlamak için elime nane çayımı alıp, malum zihin açar, bir cafedeki pufuduk koltuğa kurulduğumda ilk iş Perşembe'leri en çok okumayı sevdiğim yazar olan Özgür Bolat'ın şu yazısı ile başladım: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25338232.asp Kelimeleriniz  Çocuklarınızı Nasıl Etkiliyor? İçeriklerimiz farklı  da olsa işin özünü Özgür B elbette benden daha iyi anlatmış
 
 
Bütün bir gün çevrenizdeki insanlardan; iş arkadaşlarınız, eşiniz, dostunuz, ailenizden sürekli olmaz, öyle yapma, böyle deme gibi cümlelere maruz kaldığınızı düşünün; nasıl hissederdiniz. Sinirlenmez miydiniz, kısıtlandığınızı, sürekli eleştirildiğinizi hissetmez miydiniz; belki de sırf bu olumsuz cümlelerin size hissettirdikleri nedeniyle tam da aksini yapmaya, canınız sıkıldığı kadar karşınızdakini sıkmaya çalışırdınız öyle değil mi?
 
Şimdi bir gün boyunca çocuğunuzla geçirdiğiniz zaman dilimlerinde söylemlerinizi gözden geçirmenizi rica ediyorum sizden, hatta yazarsanız her söyleminizden sonra büyük resmi daha da net görebilirsiniz.
 
Kendimden örnek vermek gerekirse:
 
Aren tırmanma oraya
Aren kabukları yere atma
Aren etrafı ıslatma
Aren koşma
Aren öyle yapma dedim sana.
 
Farkındalığımı yitirdiğim zamanlarda bu cümleleri günde defalarca kuruyorum ben de. Her bir cümlenin geri dönüşü aynı olumsuzlukla sonuçlanınca dur bir dakika, söylemlerine bak diyorum ve tutumumu anında değiştiriyorum; işe yarıyor mu kesinlikle evet! En azından olumsuz söylemelerin neticelerinden daha etkili olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
 
 
Şimdi yine sizden gün içinde çevrenizdeki insanlardan iyi yaptığınız şeylere odaklandıklarında söylediklerini düşünmenizi ve bunun karşılığında nasıl hissettiğinizi hatırlamanızı istiyorum. Eminim ufak bir gülümseme olacak yüzünüzde ve kaslarınızın gevşediğini hissedeceksiniz.

(every positive thought propels you in the right direction. via Inspiration)

Kelimelerinde tıpkı insanlar gibi enerjileri var ve bu enerjinin insan üzerinde etkileri. Olumlu söylemlerin enerjisi bizi okşarken, olumsuz söylemlerin enerjisi bize çarpıyor ve geri tepiyor. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır denir ya, işte bu çok doğru.
 
Geçtiğimiz yıllarda kendi kendime bir egzersiz yapıyordum; kurduğum her olumsuz söylemi nasıl olumlu söyleyebilirim diye düşünüyor ve söylemek istediğim şey bir olumsuzluk, itiraz cümlesi bile olsa bunu olumlu cümlelerle kurmaya çalışıyordum; kimi zaman çok zorlandım ama sonunda bunu oturtabildim; hala olumsuz bir cümle kurmadan önce durup nasıl farklı bir dille söylerim diye düşünüyorum.  Kendi adıma verebileceğim en önemli örnek şu- bunu daha önce başka bir yazımda daha belirtmiştim sanırım- Genellikle, bir şeyi unutmak istemediğimizde bunu unutmamalıyım deriz oysa unutmak olumsuzluk içerir; bunun yerine hatırlamayalım demek inanın çok çok daha etkili. Başlarda garipte gelecek olsa hem kendinize hem de bir başkasına bir şeyi hatırlamasını istediğinizi söyleyeceğinizde "lütfen bunu unutma" demek yerine "lütfen bunu hatırla" deyin.

Unutmak yerine hatırlamak kelimesini kullanmaya başladığımdan beri her şeyi daha iyi hatırlar oldum; ya da şöyle söyleyeyim hiçbir şeyi unutmadım :)

Peki bunu çocuklar üzerinde nasıl kullanabiliriz; öncelikle; bilimsel olarak da kanıtlanmış olduğu üzere çocuklar özellikle 0-1 yaş arası -me-ma'lı cümleleri anlamıyorlar; beyin ilk kısmı anlıyor örneğin siz yapma dediğinizde ma eki beyne ulaşmıyor bile yap olarak algılıyor bunu. 1 yaştan sonra anlıyor elbette ama yapma değince yapmıyor mu tartışılır elbette :)

Aren oraya tırmanma-Aren aşağıya iner misin ?
Aren kabukları yere atma-Aren kabukları çöpe atar mısın?
Aren suyu yere dökme- Aren suyu tezgahın üzerine koyar mısın ?
Aren karda koşma- Aren karda minik adımlarla yürür müsün?

Yukarıdaki örneklerde iki farklı söylemi görüyorsunuz değil mi? Her iki söylemde de varmak istediğim sonuç aynı; peki sizce hangisi daha etkili oluyordur; elbette olumlu olarak söylediğim cümleler bazen hemen bazen zamanla ama kesinlikle daha etkili oluyor. -Burada şunu unutmamak gerekiyor, çocukların işbirlikçi olabilmesi için hem çok sevildiklerini, hem onaylandıklarını bilmeye ihtiyaçları var hem de arsızca, daima ve elbette ruhlarının doymuş olmasına-  Bunu  siz de yapmak istiyorsanız söylemlerinizin farkında olmalısınız ve benim yaptığım egzersizi her gün yapmalısınız, zamanla bunun nasıl da otomatik olduğunu göreceksiniz.

Bir başka örnekte; Aren'e bugüne kadar hiç yanlış yaptın demedim, hiç mi yanlış yapmadı elbette her gün yanlış yaptığı şeyler var ama biz daima sanırım doğru olmadı dedik; doğru kelimesini yani olumlu bir cümleyi duyan beyinin daha işbirlikçi ve daha öğrenmeye yatkın olduğunu göreceksiniz.

Diğer örnekler:

Aren bu çirkin bir davranış- Aren bu güzel bir davranış değil. (Çirkin kelimesinin duyduğunuzda nasıl hissediyorsunuz, güzel değil dendiğinde. Şahsen güzel değil beni daha çok etkiliyor)

Bu yaptığın çok kötü bir şey. Bu yaptığın iyi bir şeye benzemiyor.

Beni çok üzdün- Bu davranışın beni mutlu etmedi. (mutsuz etti bile demiyorum)

Bir günün sonunda teraziye bir bakın; çocuğunuza kaç kere yapma etme olmaz demişsiniz, kaç kez iyi güzel ve doğru yaptığı şeyleri tekrarlamışsınız. Bunları yine yazın ve büyük resmi görün. Çocuğunuzla, sevdiğiniz insanlarla birlikte olduğunuz her an terazinizin olumlu kısmı daha dolu olsun, her şeyin nasıl daha iyiye gittiğine göreceksiniz.

Bir kez bunu yapmaya başladığınızda ve işlerin daha da iyiye gittiğini gördüğünüzde bu tutum sizin bir parçanız haline gelecek!



 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok: