10.12.2013

Pozitif Düşünmek ya da Düşünememek

Bundan böyle haftanın 1 günü kişisel gelişim ile ilgili yazayım dedim, ne dersiniz? Yok yazma ilgimi hiç çekmiyor diyorsanız da yazacağım ama yine de severek okuyacağınızı bilmek beni mutlu edecektir; istemeseniz de niye yazacağım, çünkü en çok kendim için yazıyorum; hani şu yazarak sınava hazırlanan öğrenciler gibi ;)



İnsanı pozitif düşünmekten alıkoyan yegane şey endişeleridir. Ve endişe öyle bir zehirdir ki beyni yavaş yavaş yiyip bitirir. Pozif düşüncenin gücünü ve önemini unutan veya önemsemeyen insanlar hayatlarında sürekli problem çözmekle uğraşan ama bir türlü yol alamayan insanlar haline dönüşürler 

Hepimizin sahip olduğu genel endişeler ve bunlara çözüm yollarına bakalım birlikte. Tüm bunların dışında size özel endişeleriniz var ise bunları yazmanızı ve üzerine düşünmenizi öneririm; çözüm yollarını içinizde bulamıyorsanız, pozitif düşünce sahibi bir arkadaşınızla, olmadı bir uzman ile görüşebilirsiniz. 
1. Zamanım yok:  İşimi bitirmeye zamanım yok, arkadaşlarımı aramaya zamanım yok, evi toplamaya zamanım yok; yok da yok, liste böyle uzayıp gider. Ve tüm bu zamansızlık sizi endişeye sürekler, dolayısıyla da pozitif düşünmekten de alıkoyar. 
Çözüm: Her zaman önce kendiniz, sonra aileniz & dostlarınız ve zevk aldığınız şeyler için zaman yaratmalısınız. Bunu ben de biliyorum peki nasıl derseniz; cevabı net ve basit: planlı olmak; bunun içinde önerim yazılı bir biçimde planlama yapmak; bunu ev kadını olsanız bile yapmalısınız. (Planlama ipuçları bir başka yazının konusu olacak)
2. Rekabet: Günümüzde herkes bir şekilde rekabet içinde; belki sizde buna dahilsiniz ama farkında bile değilsiniz belki de rekabet hayatınızda söz konusu değil ki o zaman çok şanlısınız; pozitif düşünmenizi engelleyecek bir genel maddeyi es geçmi oluyorsunuz. Sosyal medyaya ucundan kıyısından bulaşmışsanız ve anneyseniz bunu çok net görürsünüz; annelik bile rekabet konusu olmuş durumda. En bi anne, en iyi anne. 
Çözüm: Böyle bir durumun içindeyseniz durun ve hayatınızdaki yerinizi düşünün. Sizi mutlu eden şeyleri sıralayın ve onlara odaklanın. Rekabet, hele de kendinizi başkalarıyla kıyaslamak negatif düşüncenin ta kendisidir ve size bir yararı olmaz. 
3. Aynı anda bir çok şeyi yapamazsanız: Genel olarak insan zihni tek bir konuya odaklanabilir; aynı anda bir çok işi yapmaya çalışmak hem yapılan işlerin kalitesini düşürür hem de işin sonunda herşeyin yarım kalmasına sebebiyet verir. Ve bu büyük bir stres kaynağıdır. Annelerin genel bir sorunu olduğunu düşünüyorum; aynı anda o kadar çok şeye yetişmeye çalışıyoruz ki hangimiz bunun strese sebebiyet vermediğini söyleyebilir ki?
Çözüm: Bu işin tek ve yegane çözümü öncelik sırasını belirlemek; bu zihniyeti hayatınızda oturtmadan önce hergün sabah kalktığınızda yazılı planlama yapmanızı öneririm size. Önemli işler, acil işler, önemsiz işler gibi. Yazılı olmanın faydasını göreceğinize eminim.
4. Sağlık ve Para. Paranız ve sağlığınız olsa bile ya yarın olmazsa endişesini mutlaka yaşarsınız; ve olmama ihtimali ciddi depresyon sebebidir. Sanırım özellikle ebeveyn olup da bu endişeyi yaşamayan yoktur. 
Çözüm: Paranın bir hedef değili araç olduğunu daima hatırlayın. Hayatın size zevk veren yanlarına odaklanın; ve sahip olduğunuz sağlık para koşullar için daima şükredin.
5. Yaşlanma: Gençlik; ister doğal olarak genç olun isterseniz de bakımla genç gözükün, son yıllarda en çok üzerinde durulan konulardan biri de bu; çünkü insanlar genç görünürlerse aynı zamanda mutlu ve başarılı gözükeceklerine inanıyorlar; hatta bu nedenle 25 yaşında ilk kırışlığı ile karşılaşıp mutsuz olan hemen botoks yaptırması gerektiğine inanan insanlar var.
Çözüm: Kaç yaşında olursanız olun; ister bebek ciltli iser kırışıksız olun pozitif bir düşünce yapısına sahip değilseniz kesinlikle güzel ve genç görünemezsiniz. Ama ister kırışık sahibi olun ister de yaşlı; pozitif düşünceye sahipseniz bunun enerjisiyle herkese güzel ve genç gözükeceğiniz kesin. 
6. Bilgi sahibi olma: Günümüzde herkes herşeyden haberdar olmak istiyor; ya bir haberi belki de dedikoduyu kaçırırsam, ya ne olduğundan haberdar olmazsam.... 
Çözüm: Sadece gerçekten ihtiyacınız olan bilgiye sahip olmak için çaba gösterin. Herşeyden ve herkesten haberdar olmak isteği insanı endişeye ve sıkıntıya sürükler. tam da sosyal medya bağımlılığına bir örnek. Twitteri her 10 dk bir güncellemek, haber sitelerini dakika başı bakmak... Hepsi ya bir şey kaçırırsam telaşından...
7. Değer yargıları: Bir çok insan bir şekilde hayatının ters gittiğini düşünüyor. Bunun yegane sebebi de etraflarındaki insanların ne düşündüğü veya ne düşüneceğiyle ilgili. Bu da bir çok insanın kendi bildiği gibi kendisi gibi davranmasının önünde büyük engel. 
Çözüm: Başkalarının ne düşündüğünü veya ne düşüneceğini unutun lütfen. Bu kendi hayatınızı riske atmaktan başka bir şey değil. Sizin nasıl hissettiğiniz etrafınızdakilerin nasıl hissedeceğinden çok daha önemli 
8. Sevgi: Sevgi insanın bir şekilde endişe ettiği bir durum. Sevgiye sahip olduğunuzda onu kaybedersem endişesi, sahip değilseniz ya hep yanlız kalırsam endişesi ve var olan sevgiyi kaybettiğinizdeki haliniz. 
Çözüm: Hani bir söz vardır; yarını düşünsekte gelecek düşünmesekte, o yüzden endişe etmeye hiç gerek yok; sahip olduklarınızın tatını çıkarmaya odaklanırsanız yarın geldiğinde hala herşeyin yolunda olduğunu göreceksiniz. 
9. Kazalar: Her an her dakika bir kaza haberi duymak mümkün. Trafikte olduğumuz her an da risk altındayız ve bunun endişe yaratmadığını söylesek yalan olur; özellikle sevdiklerimiz ve evlatlarımız adına. 
Çözüm: Korku ve endişe insana asla kendini iyi hissettirmez; bu nedenle en iyisi pozitif düşünmek ve Tanrısal güce tam anlamıyla teslim olmaktır. endişe etmek yerine pozitif düşünüp Allah'a teslim olmak kesinlikle daha iyi hissettirecektir. 
10. Hava durumu: Komik ama böyle; hava durumuna göre ruh halini belirleyen insanların sayısı çok fazla. 
Çözüm: Çözüm de komik olacak ; hani bir söz vardı: Havalar nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsun diye. İşte tam da böyle; elbette bilimsel olarak da kanıtlanmış, güneşli ve güzel havaların insanların mutluluk hormonu üretmesine vesile olduğu ama yine de her mevsimin tadı çıkartılabilir. yine devreye pozitif düşünce giriyor. Hava kötü diye gününüzü ve kendinizi kötü hissetmeyi mi tercih edersiniz yoksa o hava koşullarında bile ufakta olsa güzel birşey bulmayı mı? 

Tüm bu ve benzer endişeler hayatımızın her gününde var; hepsini engellemek mümkün değil. Ama daha az düşünmek ve bu endişeler akla geldiğinde farkedip, tamam bunun farkındayım ama iyi, güzel ve pozitife odaklacağım demek ve bunu seçmek sanıldığı kadar zor değil. Pozitif düşünce biçimi başarının ve mutluluğun anahtarıdır. Bir kez bu düşünceyi seçip, benimserseniz o anahtarı elinizden asla bırakmazsınız. Pozitif düşünceye açık olun ve negatif düşüncelerin sizi ele geçirip, sizi kontrol etmesine izin vermeyin. 


Hiç yorum yok: