Geldi yaz ayları başladı tuvalet yazıları :)
Ben tuvalet eğitimine inanan biri değilim. Aslına bakarsanız "eğitim" kelimesine de artık gıcıyım. Çocukların temel konularda eğitime ihtiyacı olmadığına inanıyorum (yemek, uyku, tuvalet) Bunlar zaten doğal gelişimin parçası ve öğrenilebilir şeyler bana kalırsa. Öğretmekten yanayım ama fazla müdahale etmeden, eşlik ederek. Sinyalleri iyi alıp ona göre eşlik etmekten bahsediyorum.
Araştırmaya ve öğrenmeye hem meraklı hem de açık biriyim; buna rağmen tuvalet eğitimi ile ilgili hiçbir araştırma vb yapmadım. İnanmıyorum çünkü, başında da belirttiğim üzere. Hep, bence 3 yaşa kadar yolu var dedim. Yakın bir arkadaşımın tuvalet macerasını dinlediğimde, biz birlikte tuvalete girdik, ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz hep şahit oldu ve bence bu da bizim işimizi çok kolaylaştırdı demişti. Bu söyledikleri benim aklıma yatmıştı; dolayısıyla benim de tek dikkat ettiğim bu oldu.
Aren özellikle benimle birliktedir tuvalette, çok tercih ettiğim ve allahaşkına hadi birlikte girelim dediğim bir durum değil aslında. Yani bir orada kendimle başbaşa kalacağım ona da fırsat yok. Ama tutturunca hele de evde yanlız olunca başka çare de yoktu. Madem girecek benimle o zaman ben de bu durumu fırsata çevireyim dedim ve her seferinde olan biteni yaptığımı ettiğimi anlattım. Elbette oturup beni can kulağı ile falan dinlemedi. Ama biliyordum, o cümleler bir şekilde aklının bir köşesinde duracak. Her seferinde bir gün canın istediğinde sen de bezin yerine tuvalete yapacaksın dedim.
Yaklaşık 1 aydır Aren'e bir heves geldi; tuvalete oturma, sifonu çekme gibi. Yine 1-2 ay öncesine denk geliyor, her banyo sonrası kaçıp tuvaletini yere yapmaya bayılır oldu. Yapıp çişşş çişşş diyerek naralar attı. Kakasının geldiğini söyleyip klasik çocuk hareketi bir yere çömelip kakasını yapıp, kaka bitti diyordu.
18-19. aylarda Aren sürekli "ben" demeye başladı. Kim ne yapıyorsa ben ben... Elbette bu durumu da fırsata çevirdik. Bak baba ayakkabısını giymiş. Aren ardından, ben ben. Aaa tabii ki sen de giy, hadi oturda giy canım. Ben ben diğdim :) gibi. Tuvalet konusunda iyice merakı da böyle başladı. Çişi geldiğinde çişşş diyerek tuvalete koşmaya aç aç demeye başladı; bazen oturup yaptı bazen sırf sifonu çekmek için bu numaraya başvurduğunu anladık. Geçtiğimiz hafta önce birazını yere sonra da tuvalete yapmaya başladı. Yardımcımız açık bırakayım mı Tüten hanım, arada açın, yaparsa da yere falan hiç üstünde durmayın, zorlamayalım da nasıl olursa olsun dedim.
Aynı şekilde gün içinde de biraz yere arada tuvalete falan yapmış. Sanırım eğitimlerde fazla çoşku göstermeyin deniliyor, ama biz hep çok çoşku gösterdik, yere yapsa dahi. Ooooo alkış, bravo Aren, helal sana şeklinde. Oldukça hoşuna gittiğini de söyleyebilirim.
Hani diyorlar ya çocuğu doğal olarak yaptığı şeylerde alkışlamayın, fazla takdir etmeyin. Gereksiz alkış da iyi değildir, sonra çocuk hep bekler, ve daha bir sürü dezvantajından bahsediliyor. Bana cahil diyebilirsiniz, istediğinizi demek de özgürsünüz, ama ben buna da inanmıyorum; varsın doyasıya alkışlansın, doyasıya takdir görsün ailesinin içersinde. Bizim ona öğreteceğiz şey de bu takdiri ve alkışı dış dünyada her zaman bulamayacağı olsun. Ben çocukların güvenli bir limana ihtiyaç duyduklarına ve bu limanın da ailesi olması gerektiğine inanıyorum. Dışarıda yeterince takdir göremedi mi koşssun gelsin limanına, orada takdir göreceğini bilecek nasıl olsa. Şımarık olmaz ailede takdir görüyor diye veya vay be ben neymişim demez, eğer sen bunu olması gerektiği gibi verip ona da açıklarsan. Ya napalım, sırf hayat adil değil diye sırf hayat yeterince zorlu ve buna alışsın diye elimizi ayağımızı bu anlamda çekelim mi çocuktan. Yok ben buna inanmıyorum arkadaş!
Neyse konumuza dönelim; evde bezini taktırmamaya başladı Aren. Don giy demeye başladı; çünkü neden, anası, babası, Koko (amcası), anneannesi,babaannesi, dedesi don giyiyordu, Aren giymesin olur mu hiç :). Babasını veya beni iç çamaşırla görünce hemen soruyordu; bu bu? Bizde işte bu don falan diyorduk ve sırayla soruyordu; Koko don? Evet Koko'da don giyiyor, anneanne don? Evet anneanne de don giyiyor, dede don, evet dede de don giyiyor. Çişini kakasını tuvalete yapanlar don giyiyor kuzum. Ben bennnn? Sen daha don giymiyorsun kuzum, bezine yapıyorsun ya. Ben don don!!! Ehh el mahkum gittik Dinozorlu donlar aldık, ondan önce de geçen seneden boy olarak düdük kadar kalmış şortlar için bak senin de donların var dedim ve giydirdim :)
Cumartesi günü tüm gün çimlerdeydik. Dışarı çıkarken altını bağlamayacak kadar cesur bir ana olamadım henüz. Bağlarken de bunu açıkca söyledim Aren'e. Dışarı çıktığımız için gel bezini bağlayalım, çişin gelince söyle sen bezini çıkarırız diye. Temam dedi :) Çimenlikte babasıyla oynuyorlardı. Birden babasına çiş çiş demiş, ben biraz uzaktaydım, Güray, Tüten çişim geldi diyor dedi; hemen pantolonunu indirdik bezini açtık ve yap şimdi dedik: Sonuç yukarıda resimdeki gibi oldu :)
Çimlere işediysek n'oldu yaniii. (bir daha altını giydi mi sizce :)) |
Dün de dışarı çıkarken bezini taktırmadı ve dışarıda da altına yapmadı; eve geldiğimiz sırada içeri girmeden çiş dedi ve yere yaptı. Evde 2 kere yerlere yaptı sonrasında duş zamanıydı ve uyku öncesi hadi gel bezini takalım, uyurken seni kaldırıp rahatsız etmiyeyim sabah don giyeriz dedim, temam dedi.
Velhasıl, biz de yeni bir dönem başladı mı bilemiyorum. Bugün'e bez takmayarak başladık, yaşayarak öğreneceğiz durumu. Hiç kasmıyorum, yarın bez takalım derse geri takarım. Geceleri bir müddet kuru kalkana kadar da bezini takarım. Diyeceğim o ki bence çocuğa güven en önemlisi. Asıl güvenilmediğinde, ay nasıl olacak dendiğinde çocuk iyice stres oluyor. 2,5-3 yaş arası hala söylemek istemiyor ve bir şekilde bezlenmek istiyorsa da sanırım o durumun altındaki nedenlere bakmak en doğrusu olur. Mutlaka bir çekincesi, korkusu vb vardır zaten onu bulup onu çözdükten sonra gerisi gelir diye düşünüyorum. En geç bezi bırakan çocuk kaç yaşında bırakmıştır bilmiyorum, benim çevremde en geç bırakan çocuk 3,5 yaş ki bence bu bile gayettt doğal. Çocuklar işini bilir, güvenelim onlara serüvenlerinde eşlik edelim yeter bence. Bizden bekledikleri eğitim değil, onlara eşlik etmek ve güvenmeniz bana kalırsa.