13.08.2013

Gölge


Bu ülkenin tarihi, son zamanlarda yaşananlar ve kısa bir süre sonra tarih olacaklar, insanın mutluluğunun, adım attığı her anının gölgesi gibi. Hayat devam ediyor bir şekilde, hele kendi başına bizzat yakının başına gelmedi mi daha da devam ediyor. Oysa bazılarının hayatı bir duruşma salonununda "karar verildi"  cümlesiyle bitiyor. Bazılarının hayatı ekmek almaya giderken, bazılarınınki ise ömür boyu hem gölge hem de yük olarak taşıyacakları taciz olaylarıyla bitiyor.

İnsan olmaktan, yaşamaktan, mutlu olmaktan utanç duyar haldeyim ben aslında son zamanlarda. İçimde hep bir huzursuzluk, içimde hep bir utanma hali. Düşünüyorum benim tüm bunları yaşayan insanlardan farkım ne diye, hiçbir farkım olmadığını sadece şanslı olduğumu ve bu şansı da hakedecek hiçbir şey yapmadığımı görüyorum. Göğsüm sıkışarak şükürler olsun diyorum ve bu cümleyi dolu dolu demelerini istiyorum diğer insanların da.

Bu topraklarda bir aydınlanma yaşanıyor ve çok sancılı yaşanıyor. Adaletsizlik, tecavüz olayları, ensest ilişkiler, cinsel istismalar,  bunları yaşayan bir çok ailenin "namus" a bakışı; tüm bunlar bu topraklarda uzun süredir zaten varolan hatta uzun süredir varolduğu için kanıksanmış şeyler. Sadece bu aydınlanma sürecinde daha çok insan farkediyor ve bazılarımız belki bir kum tanesi kadar, evet malesef kum tanesi kadar, çünkü bizim sadece içimize işliyor oysa bazılarının sadece içine değil bedenine, hayatına da işlemiş durumda, acısını hissediyor, geçmeyen bir sancı kalıyor içinde.

Bazı şeyler kaderdir bazı şeyler ise kederdir ve aslında önüne geçilebilir. Adaletsizlik bir kader değildir, sistemle ilgilidir. Ensest ilişkiler, cinsel istismar kader değil eğitimsizliğin yine bir noktada adaletsizliğin eseridir. Tüm bunlar değiştirilebilecek şeylerdir.

Tüm bunlar yaşanırken sadece kendi hayatına bakan ve başkalarının mutluluğu, huzuru, adaletli yaşama hakkı ve nicesini hiç umursamayanları hiç anlayamıyorum; ama bu konuya girmek bile istemiyorum. Ne kadar mutlu olabilirki bir insan 16 aylık bebeğe tecavüz edildiğini bilerek, ekmek almaya giden çocuğun komaya girdiğini bilerek, terorist sıfatıyla müebbet hapis yemiş aslında vatan sevgisiyle dolu birinin 4 duvar arasında işkence çektiğini bilerek, bir babanın evladına tecavüz ettiğini ve o evladın hiçbir zaman iyi olmayacağını bilerek ne kadar huzurla ve mutlu yaşayabilir bir insan.....

Bu yazı benim kendime olan bir borcum aslında, belki de sadece vicdanımı rahatlatmaya çalışıyorum; dedim ya mutlu bir anımı paylaşırken, haketmediği şeyleri yaşayan insanları düşünüp suçlu hissediyorum kendimi.

Gerçek mutluluk, tanıdığın tanımadığın sevdiğin sevmediğin kısacası tüm insanlığın iyiliği düşündüğünde hem sana hem dünyaya gelecek birşeydir. Ve ben tam anlamıyla mutlu olabilmeyi çok istiyorum; lakin bu topraklarda, yaşadığımız coğrafyada sanki çok zor bu iş.

Tıpkı ülkemiz gibi tıpkı dünya gibi ben de kendi içimde sancılı bir uyanış, sancılı bir farkındalık yaşıyorum. Sonumuz hayrola...






Hiç yorum yok: