15.08.2013

Fotoroman-22.ay



Göz kırptığını sanan Aren :)
Kuzum bugün itibariyle dolu dolu 22 aylıksın. Büyüyorsun biz de seni çoğu zaman "adam" yerine koyuyoruz ama aslında sen hala bebeksin. Bebek ol dediğimizde kucağımıza yatıyorsun, bence sen de bebek olmayı çok seviyorsun. 


Aramızdaki bağ günden güne güçleniyor. Bana aşkımmmm annemmm diyorsun ve sımsıkı sarılıp, öpüyorsun. Babana gösterdiğin ilgi, alaka ve sevgide bana gösterdiğinden farklı değil. Aslında sen hep adaletli olmayı seviyorsun. Biri birşey yiyorsa mutlaka diğerinin de yemesini istiyorsun. Hatta yedirmeden bırakmıyorsun. Ama işte anne yine de bambaşka tıpkı evladın anne için başka olması gibi. 


İnsanlar sana gülümsedi mi ve sen de o insana biraz sıcaklık hissettin mi hemen yukarıdaki fotoğraftaki gibi göz kırpıyorsun. Çok sosyal bir çocuksun ve biz senin bu haline bayılıyoruz. Mahallede dışarı çıktık mı el sallamadığın, selam vermediğin esnaf yok; herkes seni tanıyor ve selamını bekliyor. 

Ay dalga gelip götürür mü beni acaba :) O havadaki ayağı annem yer mi acaba :)


Geçtiğimi ayın sonlarından beri korku'yla tanıştın. Korkuların var ve bunu dile getiriyorsun. En büyük korkun sakallı ve uzun saçlı erkeklere karşıydı. Uzunca bir süre biz de afalladık; ama hep sana güven vermeye çalıştık. Sen korktum dedikçe, ben evet o insandan hoşlanmadın, olabilir, bakmamayı tercih edebilirsin dedim. Babam oğlum o sadece uzun saçlı biri ve sen bunu beğenmiyor olabilirsin dedi. Bıkmadan yılmadan sana yapmış olduğumuz açıklamaların meyvesini yemeye başladık. Şimdilerde uzun saçlı bir erkek gördüğünde sadece tedirgin oluyorsun ve sen daha korktum demeden ben sana evet uzun saçlı bir erkek ve sen uzun saçlılardan hoşlanmıyorsun, bakmamayı tercih edebilirsin diyorum; sen anlaşılmanın mutluluğu ile rahatlıyorsun. 

Tam da bu korku gündemimizdeyken Baby Center'dan o aya özel mail geliyor ve konusu korku; aynı seni anlatıyor şu cümleler: 
"Your toddler may suddenly develop a fear of something particular, such as insects or water. This may have arisen from an actual incident – maybe a spider dropped onto your child's arm, and his increasingly capable brain is able to remember it for weeks. Not to worry: Experts say that toddler fears and phobias eventually pass. In the meantime, there are several ways to help your child deal with his fear. For example, acknowledge how he feels and provide some reassurance: "I know you don't like spiders – I'll catch that one and put it outside." 
İçimiz rahat ediyor ve herşeyi akışına bırakıyoruz. Yüksek seslerdeni tanımadığın herşeye karşı "korktum" diyebiliyorsun biz de sana tamam diyoruz. 

Bakmayın böyle masum durduklarına aslında çok tehlikeli bir durum Aren av bulmuşcasına kızın üzerine atlayacak


Yaşıtlarında aran hiç iyi değil; açıkcası bu bizi üzüyor. 2 yaş krizlerinin en çok ortaya çıktığı zamanlar kendi yaşıtlarınla bir araya geldiğin zamanlar. Ben bilincin çok kuvvetli. Sahiplendiğin ortamlarda herşey senin. Bir başkasının dokunmasına bile tahammülün yok; yırtıcı bir hayvandan, mağara adamından farkın kalmıyor. Benim, ben ben diyerek ortalığı birbirine katıyorsun. Bu bizi şimdilerde son 2 ayda en çok zorlayan konu. Sana en çok bağırdığımız, en büyük tepkileri gösterdiğimiz ve sabrımızı tamamen yitirdiğimiz durumlar senin yaşıtlarına karşı gösterdiğin saldırgan tutumlarda ortaya çıkıyor. Kızların saçlarını çekmeye bayılıyorsun, hele tokalı bir kız ise hiç kaçmıyor o tokayı alana kadar mücadele ediyorsun, cimcimlemek sevdiğin başka şeylerden biri. Bunları yaptığında ki biz yapmaman için büyük mücadele veriyoruz, olurda bir yolunu bulursan ve karşındaki çocuk ağlarsa sen daha beter ağlıyorsun. 

Seninle bu konuda konuşup görüşeceğimiz kişiyle görüşmeden önce söz vermeni istiyoruz Aren diyoruz. sanki söz vermek ne demek bilirmişsin gibi söz anne söz bana diyorsun; diğer çocuğun annesine&babasına da söz diyorsun, yani söz verdim çocuğunuza birşey yapmayacağım gibi. Bu aslında benim yüreğimi burkuyor, sanki omuzlarına büyük bir yük koymuşum gibi. Şu sıralar kendimi en çaresiz hissettiğim konu bu. 

Kendinden büyük çocuklara ise kız erkek farketmez hayransın, hatta bayılıyorsun. 



Tam bir erkek çocuğusun; tırmanma, atlama, zıplama senden soruluyor. Vücut kordinasyonun, dengen çok iyi. Kendine bu konularda oldukça güveniyorsun ve seni cesaretlendirmemiz hoşuna gidiyor. 



Doğayıi doğada vakit geçirmeyi, hayvanları çok seviyorsun. Hayvanlara yanaşmak konusunda hiçbir çekincen yok. En sevdiğin oyunlardan biri yine bu. 



Seni hayvansever olarak yetiştirmeye çalışıyoruz; bazen hayvanlara yaklaşmaman gerektiğini söylediğimizde çok bozuluyorsun ve garip karşılıyorsun ama amacımız sadece seni korumak ve aslında çok sevdiğin hayvanlardan uygunsuz bir davranış görürsen, tamamen hayvanlardan soğumanı engellemek. Köpek ve kedilerle oynamak, köpeklere sarılmak en sevdiğin şeylerden biri. 



Çatal bıçak kullanarak yemek yemeyi çok seviyorsun ve sana özel çocuk çatal bıçaklarını değil illa bizimkilerden kullanmak istiyorsun. Artık kendi yemeğini tamamen başından sonuna kendin bitirebiliyorsun.




Ve hala en sevdiğin aktivite&oyun suyla oynamak. Suyun senin üzerinde inanılmaz sakinleştirici, yatıştırıcı ve keyiflendirici etkisi var. Suya karşı bugüne kadar ne bir korku ne de başka bir olumsuzluk geliştirdin; umarım ilerleyen aylarda da bu su tutkun devam eder. 



Üzgünüm tatlım seni ıvır zıvırlardan "junk food" diye tabir edilen yiyeceklerden en fazla 20 ay koruyabildim. Şeker, çikolata ve ıvır zıvır yiyeceklerle tanışmış oldun. Hoş ne kadar traji-komiktir ki ilk şekerin doktorun elinden oldu. Bunlar senin günlük yiyeceklerin arasında yok, sıklıkla yediğin şeyler de değil. Evimizde bulunmuyor. Ama anladım ki, sadece anne&baba ve yardımcının istikrarı ve özeni işe yaramıyor. Çevren bu konuda hassas değil ise algıları kuvvetli ve açık bir çocuk ise bu tip şeylerle tanışmak kaçınılmaz oluyor. Çok katı olmamaya kararlıydım zaten; henüz muakeme yeteneğin gelişmemişken, yanlış, sağlıksız ve benzeri kavramlar senin için bir anlam ifade etmezken,herhangi bir ortamda şeker yiyen çocuklar varken ve sen bunu isterken, hayır olmaz sen yiyemezsin çünkü sağlıksız demeyi düşünmüyordum ki zaten genellikle tanışma şeklin bu şekilde oldu. Kontrollü oluşumuz senin tanıştığın halde bu yiyeceklere düşkün olmayışın içimi rahatlatıyor. 

Şekeri iki yalayıp çöp diyorsun; çikolata ile tanıştıktan sonra sana bitter oranı yükseklerden vermeye başladık ve sen çikolatanın acı birşey olduğuna ikna oldun ve artık istemiyorsun :) Dondurma en sevdiğin şeylerden biri. Kapalısını da yedin, en pisini de yedin. Ama bizim de senin de tercihin kesinlikte açık dondurma. 



Bu ay ilk kez çok hasta oldun be kuzum. Antibiotik kullanmak zorunda kaldık ki benim hiç istememden midir nedir antibiotigini içmiyorsun :( Baban nasıl hisli bir insansın yahu korkulur senden diyor :) Büyüyorsun kuzum büyüyorsun ve her büyüme gibi bunun sancısını çekiyorsun..... 





Seninle eğlenmek bambaşka ve güzel... Seni çok seviyorum kuzum öyle çok ki...... 

Hiç yorum yok: