Anne olduktan sonra kendimi çok ezik, çok aciz ve çokca da çaresiz hissetmeye başladım. Ufacık bir şeyin, üstelik bana muhtaç olan bir bebeğin karşısında, özellikle ağladığında pek aciz durumlara düşüyordum. Bebek haliyle bile beni parmağında oynatmaya başlamıştı, annesi miydim yoksa kölesi mi gerçekten belli değildi. Öyle ezik öyle çaresizdim ki hani dile gelip anne şu bokumu ye bak inan daha az ağlayacağım daha az mızmızlanacağım deseydi 1 dakika düşünmez o boku yiyiverirdim.
Bebek biraz daha büyüyünce ve neredeyse her şeye karşı hale gelince, daha konuşamadığı dönemde bile otur çocuğum şöyle ııhhhh, yat çocuğum şöyle ııhhh, aç bakalım ağzını ıhhhh yapınca, aile büyükleri başta olmak üzere herkesin dilinde bir kararlı ol önerisi vardı. Kararlıydım işte; daha ne yapabilirdim ki, benim çocuğum öyle bildiğiniz çocuklardan değildi üstelik :)
Kararlı olmanın ne demek olduğunu ben 3 senenin sonunda daha çok yeni anlayabildim ve aman Allahım elimde ne büyük güç varmış benim böyle. Eskiden kararlı olmaya çalışırmışım, başka birinin üzerime olacak elbisesini giymek gibi bir şeymiş aslında yapmaya çalıştığım. Yelkenleri çok hızlı suya indiriyormuşum.
Kararlı olunacak konuda en az kararlılık kadar önemli elbette; luzümsuz şeylerde kararlı davranıp limitleri doldurmaya da gerek olmadığını düşünüyorum.
Ben bu kararlılık olayını geç de olsa çözünce daha uyumlu bir ilişkimiz daha sağlıklı bir ortamımız oluverdi. Örneğin uyku saati ve rutini konusunda son derece kararlı olmaya karar verdim. Saat 9-10 arasında yatakta olunacaktı; yatağa gitmeden önce çiş yapılacak diş fırçalanacak, yatağa gelinip 3-5 kitap okunacak ve uyunacak. Bunu Aren'e anlattım; uygulamaya geçtim, itiraz ettiği günlerde hep sakin kalıp, bunu ona anlattım. Ağladığı zamanlarda; farkındayım uyumak istemiyorsun, oyun oynamayı çok seviyorsun, ben de seninle oynamayı çok seviyorum ama şimdi yatak vakti dedim. Ağlaman beni rahatsız etmiyor buna dayanabilirimi de ekledim. Hoop kısa sürede ağlama kesildi, istemeye istemeye banyoya gidilip çiş yapılıp dişler fırçalandı. Artık biliyor bu sınırı aşması neredeyse imkansız.
Kararlı bir anneye eşit olabilecek başka bir güç yoktur |
Hemen yakın zamandan bir başka örnek vereyim; dün kepçelerinin hepsini odasından salona taşıdı ve dağıttı; sonrada ben bahçeye inmek istiyorum dedi; ben de tamam önce kepçelerini toplayalım dedim. Hemen ağlamaklı sesle hayırrrr ben şimdi inmek istiyorum, kepçelerimi de toplamak istemiyorum sen topla dedi. Arencim bir oyunu bitirmeden başka bir şeye geçemeyiz, ben dağıtmadım sen dağıttın, o yüzden sen toplamalısın ama ben sana yardım edeceğim dedim. Hayır işte hayır ben şimdi bahçeye inmek istiyorum dedi. Ben de bunları söylemek yerine toplamaya başlasaydın şimdi bahçeye inmiş olurduk dedim; hayır sen topla dedi. Ben de aynı şeyi sakince yinelemeye başladım; ben de seninle bahçeye inmeyi çok istiyorum ama bu dağınıklığı toplamadan olmaz.
Odasına gidip kapıyı suratıma çarparak kendini yatağa attı ve ağlamaya başladı; kapısını çalarak içeri girdim, dokunmak istedim izin vermedi, kendini yere attı, yanında durdum ve sırtını okşamaya başladım; haydi topla inelim dedim. Ağlaması kesildi; başka bir oyuna geçtik. Bahçeye inmedik hoş o da kepçeleri toplamadı. Ama görmüş oldu ki; annesi sözünden dönmüyor ve kararlı.
Kararlı olmak sadece sözcüklerle olmuyor; moda bir deyim kullanacağım ama en güzel anlatacak kelime şu; içselleştirmek; kararlı olmak vücut dili, ses tonu, kullanılan kelimeler hepsinin bir bütünü. Ve kararlı olunan her olayda çocuk bir adım geri atıyor. Zamanla huzurlu bir ortam, iyi bir çocuk & ebeveyn ilişkisi kurulmuş oluyor. Çocuk sınırlarını öğreniyor, iç disiplininin temelleri atılmış oluyor. Ama hepsinden ötesi anne bir ohhhhh diyor!
Artık zamanı gelmiş değil mi sevgili arkadaşlar; bundan sonra takma adım Kararlı Anne olsun mu :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder