İnsanların ailelerini seçerek dünyaya geldiklerine inanırım; dünyaya gelen çocuk ile geldiği ailenin birbirinden mutlaka öğreneceği bir şeyler olduğuna da inanırım. Ben ailemi neden seçtiğimi keşfettim ve müslüman bir aileye doğdugum için de çok mutluyum. Elhamdülliah müslümanım ve müslümanlığı çok seviyorum. Kuran okudum mu? az biraz, namaz kılıyor muyum? hayır ama isterdim, oruç tutuyor muyum; son yıllarda hiç tutmadım bu yıl Allah nasip ederse düşünüyorum, Hacca gittim mi hayır, kısa vade de düşünmüyorum, kelime-i şaadet getirir miyim evet bolca özellikle uyumadan önce... Yani kısacası aslında müslümanlığın olmazsa olmaz şartlarını yerine getirmiyorum. En kızdığım şey bir kere bile Kuran-ı eline almamış; gerek hükümet, gerek peçeli, gerek cübbeli, gerekse abuk yorumlar neticesinde dinini söven insanlardır. Kuran-ı Kerim tüm insanlığa gönderilmiş bir kitaptır; herkeste bilgisi, aklı ve gönlü kadarını anlar. Sen de oku bir kere bakalım nasıl anlayacaksın, Allah seni anladığında değerlendirir hiç merak etme.
Müslümanlığın ötesinde tüm dinlere ve onlara inanlara saygı duyarım; çünkü tüm din kitaplarının gönderilme amacı aynıdır; insana rehberlik etmek; daha güzel, daha anlamlı ve kendini daha iyi keşfetmek için. Neden yaşıyorum, bu hayattaki amacım ne gibi soruların hepsinin cevabı kutsal kitaplarda saklıdır aslında. Ve kutsal kitapların hepsi temelinde aynı şeyi söyler sana:
İyi ve ahlaklı insan ol!
Allah bir takım kurallar koyduysa ve yapmanı söylediyse bunlar elbette kendi egosu için değildir; Allahın egosu da yoktur çünkü o bir insan değil, peygamberler sadece ve sadece aracıdır ve özel insanlardır, Allahın mesajını sana doğru bir biçimde aktarır ve dünyadaki vücut bulmuş rehberlerimizdir.
Yani ne yapıyorsan kendine yapıyorsun aslında; müslümanlıktan yola çıkarsam; namaz saatlerini incelerseniz görürsünüz; örneğin sabah namazı, çakraların en açık olduğu saate denk gelir, yani sabah namazı kılan insan yoga yaparak kazanacağı enerjinin ve ruhsal dinginliğin en tepe noktasına ulaşabilir. Öğlen namazı tam enerjinin düşmeye başladığı, dünyevi tüm işlere kendini kaptırdığın bir anda okunmaya başlar ve sana tekrardan hakikati hatırlatır. Abdest, yarı yıkanmak gibi bir şey, bir insanın gün içinde ellerini ayaklarını yıkamasının nesi kötü olabilir ki? Abdest alıp pis kokan yok mu var elbet ee her gün aynı kıyafeti giyersen abdest alıp aynı çorabı giyersen olmaz elbette. Ama dinimiz temizlik imandandır der zaten!. Oruç detokstan çok daha güzel bir arınma biçimidir, doğru bir biçimde oruç tutan zinde olur ve detokstan daha da güzel bir bağırsak temizliği yapmış olur. Ve daha nicesi; benim gördüğüm, bildiğim ve inandığım din insanı güzele yönlendirmekten, insanı geliştirmekten ve kendini keşfetmekten başka hiçbir şey söylemiyor.
Gelelim kutsal kitaplarla kişisel gelişimin nasıl doğrudan bir ilişkisi olduğuna. Yıllardır kişisel gelişim ile ilgilenir ve üzerine çok okurum; okuduğum tüm kitaplar, tüm öğrendiklerim beni dinime daha da yaklaştırdı, daha da şükretmeme sebeb oldu. Çünkü aslında tüm kişisel kitapların söylediklerini ve hatta daha fazlasını Kuran-ı Kerim söylüyor; ama malesef tıpkı dün Üstün Dökmen'in eğitim notlarında da yazdığım gibi bu bilgileri evcilleştiremiyoruz biz; aman kurana abdestsiz dokunma aman öyle yatarak okunmaz aman o günah aman bu şöyle diye diye ve malesef çok ama çok abuk bilgiler etrafta dolaştığı için insanların aklına alıp okumak bile gelmiyor; içinde nasıl bir hazine saklandığının farkında bile değiliz.
Rhonda Byre'nin Secret kitabını bilmeyen yoktur; hatta bir çok insan kişisel gelişim yolculuğuna bu kitap ile başlamıştır. Son kitabı The Magic yani Sihir kitabını okursanız ki bu kitapta aynı amaca hizmet ediyor; yani bu kitabı okuyup uygularsanız size harika bir hayat sunulacağından, hayatınızın olumlu anlamda tamamen değişeceğini garanti ediyor. Ve kitap bolca ama bolca Kurandan ve diğer kutsal kitaplardan metinlerle ve örneklerle dolu. Rhonda tüm bilgilerini kutsal kitaplarla destekliyor; hatta kitap kutsal kitaplardaki bir metnin açığa çıkarıldığını işte sihir bu cümlenin altındaki anlamdır diyor. VE bilin bakalım kitap ne üzerine kurulu; minnet duygusu, şükran ve şükür duygusu üzerine. Şimdi size sorarım Allah'a ve herhangi bir kutsal kitaba inanlar arasında bu duygulara uzak olan var mıdır? Minnet etmenin şükran duymanın şükretmenin gücüne inanmayan?
İyi düşünmek, olumluya odaklanmak ve şükretmek tüm kişisel gelişim kitaplarının, öğretilerinin ve nicesinin temelidir ve ne tesadüftür ki kutsal kitaplarda bunları nasıl başarabileceğinizin ve yapmanız gerekenlerin cümleleriyle doludur. Ben kişisel gelişim gurularının ki misal en bilinenin Budhha, peygamberler gibi dünyadaki rehberlerimizden olduğuna inanıyorum; bir şekilde kişiyi aslında inanca, Allah'a yaklaştırıyorlar.
Kendi dinime baktığımda da görüyorum ki yapılmasını emrettikleri her şey insanı daha iyi bir enerji daha iyi bir ruh hali ve daha iyi bir hayat'a yönlendirmek için.
Aracınız hangi kitap hangi rehber olursa olsun; eğer hayattaki amacınızı merak ediyorsanız, daha mutlu, daha huzurlu, daha olumlu ve daha bereketli ve daha iyi yaşamak istiyorsanız kendinize en yakın olanı seçmenizi, okumanızı ve anlamadığınızı size anlatabilecek bir dost, rehber, arkadaş seçmenizi öneririm.
Hiçbir şey okuyamam, hiçbirine de inanmıyorum diyorsanız günde sadece ve sadece 2 dk'ınızı sahip olduğunuz güzel şeyleri düşünerek ve bunlara şükrederek geçirmenizi öneririm göreceksiniz ki bir anda enerjiniz ve belki de gününüz değişecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder