29.11.2013

Nadas




Bu yazıyı uzun bir süredir yazmadığımı farkedip, yazılarımı özlediğini söyleyen sevgili  Betül, Gece, Buya ve Derya için yazıyorum öncelikle; ve elbette okuyan herkes için. Belki sıklıkla dile getirmediğim bir şey ama yazdıklarımın okunması, üzerine düşünülmesi, işe yaradığının söylenmesi, yapıcı eleştiriler; bunlar oldukça kıymetli benim için. Bekledikleri veya beklediğiniz gibi bir yazı olmayacak. 



Bir süredir kendimi ve düşüncelerimi nadasa bıraktım, hayatımı yavaşlatıyorum; adımlarımla, yediklerimle, düşüncelerimle ve yaptıklarımla. Kendime ve kendime dair ne varsa nadasa bıraktığımda, içime dönüp kendimi dinlemeye başladığımda öylesi şeylerle karşılaştım ki hepsi birer mucize oldu benim için.  İçimde yeni kapılar, yeni kararlar ve yepyeni umutlar var; delicesine bir çoşku, delice bir sevinç ve bir o kadar da durağanlık. Yaşadığım süreci, ektiğim tohumlar biraz daha toprak üzerine çıktığında biraz daha filizlendiğinde elbette paylaşacağım; kimbilir belki bu süreç başkalarının da motivasyonu, sevincine vesile olabilir. 

Tüm bu süreçte bana eşlik eden Isra süresinin bir bölümü var: "Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık" Hayattan bekledikleriniz, istedikleriniz için inançla çabalamanızı tavsiye edebilirim size ve çabalarken bile kaderinize teslim olun; her an her dakika kendiniz için bir sınav verdiğinizi farkedin. Seçimin elinizde, kontrolün ise sizde olmadığını bilin, kontrol sadece Allah'a ait. 

Aren'i merak edenler; bu süreçte bu serüven de ailem ve sevdiklerim bilmeselerde fazlasıyla yanımdalar; annesi iyi, Aren iyi. Annesi değişiyor, Aren gelişiyor. Aren hayatımın en güzel mucizesi, Güray hayatımın en büyük öğretisi, aynam. Dostlarım, arkadaşlarım sürecin en önemli parçası. 

Huzur sizinle başlar bunu daima hatırlayın, iç huzurunuzu yakaladığınız anda etrafınızdakiler de size huzur vermeye başlayacak. 

Benden şimdilik bu kadar....
















Hiç yorum yok: