3.11.2011
Lohusa Cinleri
Hepimizn ortak hayatı diyebileceğimiz alanda yani yaşamın içinde pek de güzel şeyler olmadığı için, şehitler, deprem, 13 yaş tecavüzü gibi ben de güzel olmayan bir başka şey yazmak istemezdim aslında ama yazıyorum işte.
Yarın oğlumun yarı kırkı. Yani lohusalığı yarılamış olacağız. Doğumdan önce lohusa depresyonuna girmeyeceğimi düşünüyordum bu konuda oldukça ümitliydim. Girersem de girdiğim gibi çıkarım diye düşünüyordum. Bu konuda da oldukça şuursuzmuşum. Kocam da geçen gün ben karımı tanıyamıyorum dediğinde anladım ki ben fazlaca hayalperest fazlaca başıma gelecekler konusunda iyi niyetli biriyim. Neyse....
Tramvatik bir doğumdan sonra (bu konuda da daha sonra yazacağım her normal doğum normal gelişmiyor) oldukça mutluydum. Örneğin doğum anından sonra çok ağlarım gibi geliyordu ama hiç ağlamadım belki şoktandı bilemiyorum. Mutluluk perisiydim ama bu bir gerçek. İçimden svgi taşıyordu herkesi çok seviyordum buna hastane görevlileri bile dahil düşünün içimden taşan sevgiyi. Doğumun ertesi günü de ruh halim aynen böyleydi. Oğlumun emdiğini sanıyordum ve emzirmenin hastanedeki gibi birşey olduğunu yani acı vermeyen keyifli birşey olarak cikliyodum twitterda emzirmek harika birşey falan diye. Emin misin diye soranlara da aa niye ki evet diyordum :) İçimden de tamam ya sen lohusa depresyona falan girmezsin baksana ne mutlusun diyordum.
Ve eve çıktık. Cinler evde beni bekliyormuş. Evdeki ilk gecemizde yatağın içinden böcek çıktığını söyledim. Yatağa yattık, ben bir anda böcekkkk böcek çıkıyor dedim. Herkes sakindi kayınvaldem tamam buluruz öldürürüz falan dedi. Gördüğüm bir halisülasyondu sanırım. Gece uykusuz kalmalar, halsizlik, yorgunluk, doğru emzirememe, memelerin çok acıması gibi durumlar gümdür gümbür üzerime gelmeye başladı. Lohusalık depresyonu hoşgeldin demek düştü bana da.
Bu süreçte galipten sesler de duydum evin içinde geçen cinleri de gördüm lakin bunu kimseyle paylaşmadım. Hem durumumum çok kötü olduğunu sanırlar hem de endişe ederle diye kocam bile bu yazıyı okursa öğrenecek. Hala zaman zaman galipten sesler duyuyorum ve sadece kulaklarımı kapatıyorum.
Vicdan azabı çok çektim ve çekiyorum. Lohusa depresyonuna girmeye hakkım yokmui gibi düşündüm zira bunu kocam ve etrafımda bana hissettirdi. Herkes etrafımdaydı evde ev işlerine ve bebek bakımına yardımcı olan biri var. Bir elim yağda bir elim baldayken bebeğimi sadece emzirirken altını bile başkaları değiştirirken nasıl olurda depresyona girerdim. Girdim ama işte.
Lohusa depresyonunu belki yanlız kalmak yani etrafınızda yardım edecek kimsenin olmaması daha da perçinliyordur. Benim ki hafif şiddetli bir depresyon farkındayım. Belki de sadece hormonal. Ama bir kadının durumu ne olursa olsun depresyona gireceği varsa giriyor işte. Doğumda ve doğumdan hemen sonra akıtmadığım gözyaşlarını şu 20 günde oldukça çok akıttım. Geceleri emzirmeye kalktığımda ansızın gözlerimden yaşlar boşanıyor. Oğluma anne üzgün değil merak etme diyorum bir yandan. Onu da üzmek istemiyorum çünkü.
Şimdi ya geçmezse diye korkuyorum. İnsanların da beklentisi olduğunu düşünüyorum yani 40. gün gelecek ve 41. gün aaa ama bitti lohusalık hadi artık diyeceklermiş gibi geliyor bu da beni geriyor aslında. Ama en iyisi iyi düşünmek güzel düşünmek. Geçen akşam kocam neden o müthiş güçlü düşünce gücünü kullanmıyorsun dedi. gücüm yok ki düşünebileyim dedim. Gerçekten böyle gücüm yok ki kullanayım.
Geçecek diyecek deneyimli anneler biliyorum ve buna yürekten inanmak istiyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Geçecek merak etme,lohusalık hüznü bunun adı..İçinden taşa taşa coşaarak ağlayıp iki dakika sonra deliler gibi gülebilirsin.Herşey çok normal.Sana iyi hissettirecek dostlarınla görüşebilirsen daha rahat hissedersin.Birde bol bol dua evde gördüklerin bir an önce çekip gitsin diye..
Sevgiler..Kolaylıklar diliyorum.
Senden lohusalıkla ilgili post bekliyordum desem inanırmısın...seni öyle iyi anlıyorum ki. Birçok anne gibi benimde başımdan aynı olmasa da farklı farklı sıkıntılar geçti. Anne, baba, eş çok anlayışlı ve sabırlı olması lazım. İnan ki lohusa kadın çekilmiyor ;)kendimden biliyorum...
İçin sıkıldığında bebişini kokla, iyi gelecektir. Hem psikolojin, hemde bedenin yeni düzene zamanla alışacaktır. Kendini baskıladıkça daha çok hırçın oluyor insan. Bırak koyuver gitsin, sen lohusasın ;)
tütencim,ben emel,yasemin hanımın kursundan...
biliyorum arayıp sormadığım ve uzak durduğum için hakkımda pek hoş düşünmüyorsun ama ben yine de yaşadıklarını yaşamış biri olarak birkaç şey söylemek istiyorum...:)
bloğunu tesadüfen gördüm,öncelikle tebrik ederim,hem evliliğin hem oğlun için...göğüs uçların için çinko kremi kullanmanı tavsiye ederim,benimde çok yara olmuştu,emzirdikten hemen sonra emzirdiğim mememe sürüp bekletiyordum,o arada diğer memeyi kullanıyordum,tekrar emzirmeden önce iyice yıkıyordum,kısa sürede iyileşmişti...
depresyon konusunda çok tecrübeliyim biliyorsun sanırım,öncelikle geçecek bunu bil,sonra dışarı çık mutlaka...oğluna biraz süt sağ bırak,kaşıkla beslerler merak etme acıkırsa,sen mutlaka dışarı çık,eşinin koluna gir ve gez boş boş...bunu mutlaka yap,kendini "normal" hissedeceksin...hissettiklerin hayatının tamamen değişmiş olduğunun farkına varmaktan kaynaklanıyor,merak etme bir süre sonra kendine vakit ayırmaya başladığında daha iyi hissedeceksin...uyurken meme verebileceksin,oğlun memende uyurken sen dinleneceksin...çok zor bir dönem biliyorum ama az kaldı emin ol...herşey gönlünce olsun,sağlık ve mutluluk diliyorum hepinize...:)
Elbette her doğum yapan kadın geçiyor bu dönemden. Yasemin'in dediği gibi, bunun tek ilacı "normal hayata geri dönmek" ve tabii her şeyin ilacı "zaman".
Yalnız "Benim ki hafif şiddetli bir depresyon farkındayım" cümlesine kafam takıldı benim. Halüsinasyon görmen ve olmayan sesler duyman, hatta var olmayan sesleri duymamak için ellerinle kulağını tıkıyor olman bence şiddetli bir depresyon geçirdiğinin belirtisi. Ve bence bir iki seans pisikolojik yardım alman seni çok rahatlatacak ve normal hayata dönmeni kolaylaştıracaktır. Bir düşün derim...
Tüten'cim, benim kuzenim kadın doğum uzmanı... ve bir kadın. Lohusalıkla ilgili bana uzun uzun anlattığı, cinlerle falan alakalı olmayan(?!) , gayet rasyonel bir durum vardı. Yanlışlık yapmamak için biraz gebelik.org'dan kopya çekerek aktarayım: Gebeliğin başlamasıyla kadın vücudunda önceden varolmayan, gebeliğe özgü çok sayıda hormon üretiliyormuş (Beta-HCG, AFP, relaksin gibi). Bazı hormonlar ise gebelik öncesi dönemde vücutta olsalar bile gebelik sürecinde seviyeleri yükselirmiş (progesteron, östrojenler, prolaktin gibi). Tüm bu hormonlar anne adayının gebeliğe uyum sağlaması, bebeğin gelişmesi ve doğum eyleminin başlaması açısından önemliymiş ve yavaş yavaş, aylar geçtikçe yükselirlermiş. Östrojen hormonu doğum sonrası çok çok kısa sürede, progesteron yaklaşık bir hafta içerisinde gebelik öncesi düzeye inerken, beta-HCG'nin kandan kaybolması iki hafta gibi bir sürede gerçekleşiyormuş. Yani düşün, dokuz ayda sakin sakin olan yapısal değişiklikler, bir anda, bıçakla kesilir gibi tekrar tersine dönüyor. Kuzenim demişti ki bunu anlatırken "Çoğu erkek doktor bunu açıkça söylemez. Doğumu çok doğal, çok basit bir şey gibi anlatmaya bayılırlar. Oysa ki öyle değildir. Vücudun, ruhun, dengelerin allak bullak olur doğumdan sonra. O yüzden hissettiklerinden korkma, bil ki ortalık durulunca, zamanı gelince normalleşeceksin" Bunu çok mantıklı bulmuştum, belki sana da iyi gelir. Sen gayet iyisin Tüten'cim, sadece hormonların sapıtmış vaziyette :)))
Hepinize yorumlarınız ve desteğiniz için teşekkür ederim. Öncelikle çok daha iyi olduğumu söylemek isterim. Ve;
Anne Kraliçe: Dualarımızı hiç eksik etmiyoruz ve dediğin gibi bazen kahkaların ardındanda gözyaşları gelebiliyor ama dediğim gibi daha iyiyim.
Pembe Yastık: Çok teşekkür ederim Yasemin ben de kendimi çekemiyordum en başta. Şimdi şimdi daha iyiyim ama tamamen geçtiğini söylemem tabii :) daha 40'mın dolmasına var zaten di mi ama :)
Emel: Emelcim hakkında pek de iyi şeyler düşünmediğimi nerden çıkardın. Ben sadece senin hiçbir şeye cevap vermemene kızmıştım o kadar. Yorumun ve desteğin için çok teşekkür ederim. Dediğin gibi dışarı çıkmaya da çalışıyorum.
Çok Bilmiş: O halisünasyonlar falan çok uzun sürmedi kısa süreli idi zaten devam etseydi vakit kaybetmez giderdim canım hiç çekinmem öyle şeylerden. Teşekkürler desteğin için
Görkem: Evet canım şu zaten herşeyi doğal anlatılmasına illetim birazdan onunla ilgili yazı bile yazacağım. Çok teşekkür ederim Görkemcim kesinlikle kuzeninin dediğin gibi bak 2 hafta bitti ben daha iyi hissediyorum gerçekten. Dediğin gibi iyiyim ben sapıtık olan hormonlarım ;)
Yorum Gönder