Hiçbir zaman dövme tutkum olmadı; hatta dövmeyi sevmem bile, vücudunun tamamı dövme kaplı insanlara hayret ederim ve bakmamayı tercih ederim. Dövme yaptıranların ruh hallerini merak ederim ve yakınımda biri yaptırırsa hemen sebebini sorarım; çoğu zaman tatmin edici bir cevap almam; seviyorum derler genellikle.
Güray'la da hep konuşmuşuzdur o da yaptıramayacağını söylerdi; ikimizde hep şunu dedik; ya sıkılırsak, bunun geri dönüşü yokki, ya yaptırdıktan sonra beğenmezsek. Ben mesela sürekli aynı şeyi görmekten sıkılabilirim; bir de mesela omzuna koluna yaptıranların bazı kıyafetlerde ucunun veya bir kısmının gözükmesi estetik ve güzel gelmiyor bana.
Bir ara, yıllar önce, bu kadar moda olmamışken, evlilik yüzüğü yerine isim yazdırma hayalim vardı; lakin bunu Güray asla kabul etmezdi ki, etmedi de zaten; ben de çok düşkün olmadığım için dövmeye ve bu tek hayalim olmadığından ısrarcı olmadım. Şimdilerde en çok gördüğüm dövme turu; bileğe kola yazılan çocuk isimleri. Güzel buluyorum ama herkeste görmek fason etkisi yapıyor.
Sanki son zamanlarda dövmeli olmak değil de dövme yaptırmamak daha orjinal bir hareket gibi.
Günlerden bir gün hayatta beni bugüne dek en şaşırtan süpriz ile karşılaştım; kocam dövme yaptırmıştı. Evli olunca ve birbirini uzun yıllar tanıyınca 5 aşağı 5 yukarı olabilecek süprizleri biliyorsun, tahmin edebiliyorsun; veya hiç aklına gelmediyse de karşılaşınca şok etkisi yapmıyor. Güray yaptırmadan önce arada hep dövmeyle ilgili muhabetlerimiz oluyordu; ama ben yine de hiç hissetmedim ve tahmin edemedim; çünkü hep yaptıramayız diye konuşuyorduk.
Dövmeyi gördüğüm gün son derece sıradan bir gündü; Güray eve geldi üzerinde uzun kollu, koyu renk bir gömlek vardı; eve gelir gelmez soyunup dökünen biri değildir, yemek yenir, biraz dinlenir sonra duşa gireceği zaman soyunur; yemekten sonra duşa gireceğini söyledi; Aren rahat bırakmayacağı için ben Aren'i alıp yukarı kata anneanneye çıktım; yarım saat sonra duştan çıkmış olabileceğini tahmin ederek eve indim, kapıyı açtım ve aman Allahımmmm dövmesini kremleyen bir adam; şoka girdim, gerçek bir şoktu, Aren bile çok şaşırmıştı. Baba bu bu bu demeye başladı çocuk :)
Ben inanamıyorum sana ne zaman yaptırdın, acıdı mı nedir bu gibi soruları tekrarlayıp duruyordum. Önce bana dair hiçbir şey yok diye bayağı bir bozuk attım. Oysa Güray kılıcın T harfi şeklinde olduğunu özellikle bunu yaptırdığını söylüyordu; Aren'in altındaki yeride özellikle boş bıraktırmış, 2. bir çocuğumuz olursa onun adını da oraya yazdıracakmış; çok uzun sürmüş bu dövme ve canınn çok acıdığı noktalar olmuş; bence sen dayanamazsın da dedi :) Bu dovmeyi kendisi çizmiş; kanatlar özgürlüğü, kılıç gücü temsil ediyormuş ve T harfine sarılan evladımızın ismi.
Bir anda dövme sever oldum dermişim :) Yok dövme sever olmadım ama bu dövmeye gözüm çok alıştı; sanki Güray hep bu dövmeyleymiş gibi; insanlar ilk gördüğünde ben hep hee evet dövmesi var di mi gibi bir tepki veriyorum, o kadar alışmışım yani dövmeye. Aren bile öylesi alıştıki, orada yazanın Aren olduğunu biliyor ve arada baba Aren'i aç diyor :)
Bir müddet Aren büyüyüp anne neden babam benim adımı dövme yaptırdı da sen yaptırmadın derse ne derim diye düşündüm; oğlum ben seni gönlüme yazmışım, sen benim içimden çıktın o yüzden dövmem yok derim diyorum :) Aren bununla tatmin olur mu bilemiyorum tabii :)
BÖYLE DURUMLARDA VAR TABİİ :) |
Fotoğraflara geçmeden önce; dövmeyle ilgili okuduğum en iyi yazı Kaan Gurorel'e ait Dövmeler yazısı, yazının tamamı için tık tık. Yazıdan bazı alıntılar yapmak istiyorum; (Bu arada bu blogun sahibini hiç tanımıyorum; tesadüfen karşıma çıkmış bir yazı. Hoş ben tesadüf denilen şeye inanmam; benim zihnimde neden sorusu dönüp duruyorken, karşıma bu yazı çıktığında göre vardır elbet bir sebebi)
"Benim de bir dövmem olsun diye dövme yaptırılmaz. Yaptırılmamalıdır.
O güne kadar hangi dövmeyi yaptıracağı hakkında hiç düşünmeden, ömür boyunca bedenindeki o dövmeyle yaşayacağının bilincine varmadan herhangi bir dövmeciye gidip, katalogdan seçilen bir dövmeyi yaptırmak, üzeri yazılı bir tişört satın almaktan pek de farklı değildir. Üstelik asla çıkaramayacağınız bir tişört. " Böyle söylüyor Kaan Guroler ki ben de buna inanıyorum; şuan benim de bir dövmem olsun da öteye geçen bir nedenim yok, o yüzden de yaptırmıyorum işte.
Dövmeniz sizin tarafınızdan seçilmiş, sizi temsil eden, sizi utandırmayacak, zaman içinde anlamını yitirmeyecek, yaşlandığınızda bile size ait kalmayı başarabilecek bir dövme olmalıdır. Günlük moda akımlarından, anlık duygusal dalgalanmalardan, popüler figürlerden, gelip geçici siyasi trendlerden uzak durmanız gerekir dövmenizi seçerken. Bu seçim o kadar önemlidir ki, aslında kim olduğunuz, kendinizi nasıl gördüğünüz, nasıl ifade ettiğiniz hakkında hiç bir özgeçmişte olamayacak kadar net ve kesin bir bilgi verir dövmeniz. Sahi böyle değil mi?
İşte bu yüzden dövmeniz ilk gençlik yıllarınızda yapılmamalıdır bedeninize. Dövme taşımanın, kişiliğiniz ve yaşamınız hakkında gözardı edilemeyecek kadar önemli bir sorumluluğu vardır. Kişiliğiniz oturmadan, kendinizi tanımadan yaptıracağınız bir dövme sizi pişman edebilir. İşte bunu ben de sıklıkla düşünüyorum; ve bir çok gencin şimdilerle heyecanla, hevesle yaptırdıkları dövmelerden yıllar sonra bıkıp, pişman olacağını düşüyorum.
Sildirdiğiniz her dövme kişiliğinizden ödün vermektir aslında. Pişmanlık izidir. Oturmamış karakter işaretidir. Silinmiş dövme izi de, en az dövme kadar bilgi verir hakkınızda. Kararsızlığın, tutarsızlığın işareti olarak algılanır. Sizinle ilgili algıya, zayıflık ve tutarsızlık notu olarak düşer. Üstelik silinmiş dövme iziniz, kesilmiş bir kol gibi hep kendisini hatırlatacaktır size. İşte bu! Ben bir dövme yaptırsam ve kocamın adını yazdırsam mesela; o dövmeyi ayrılsak bile sildirmem; çünkü pişmanlık duymam ve o benim bir dönemimin simgesidir; evladından vazgeçiyor musun boşanınca, evladın da kocanın bir parçası en nihayetinde. Kocamın ismini görmek o saatten sonra bana geçmişimde yaşadığım büyük aşkı ve evladımı hatırlatacaktır; başka da bir anlamı olmayacaktır.
Yazının tamanımı okumanızı öneririm; tıpkı Kaan G'nin söylediği gibi, özellikle dövme yaptırmak isteyen ergen bir çocuğunuz var ise mutlaka okutun.
Gelelim benim yaptırmayı düşündüğüm dövmeye; bir ağaç figürü yaptıracağım yaptırırsam, muhtemelen de aile ağacı olacak. Boynumda taşıdığım bir kolyem var, hiç çıkarmadığım, en sevdiğim kolyem de bir aile ağacı üzerinde isimlerimiz yazıyor; o kolyenin de ufak bir boş kısmı var, başka bir evladımız daha olur ise onun da adı oraya yazılmak üzere. Bir de siyah bir dövme yaptırmayacağım eminim; mutlaka renkli bir dövme olacak, ağaç düşündüğüm içinde yeşil olacaktır.
Veya
Yazıyı yine Kaan G'nin yazdığı bir bölüm ile bitirmek istiyorum;
Tabii bu demek değildir ki dövmesiz yaşamayı tercih edenler daha az cesur, ya da daha az maceraperesttir. Dövmesizlik de en az dövme sahibi olmak kadar kişilik sergilemektir aslında. Dövme yaptırmamayı tercih etmek de bir kişisel ifade biçimidir son tahlilde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder