28.07.2011

Sahip Olmak

İnsan hayatında mutlaka birşeye sahip olmak istiyor öyle değil mi? Sahiplik duygusu ne tuhaf! Yani en azından bana öyle geliyor.


Bazı insanlar var, hayatta hiçbirşeye sahip olamamışlar hastalık sahibi olmuşlar ve tuhaf bir şekilde o hastalıklarına bağlılar tuhaf bir şekilde seviyorlar aslında o hastalıkları. Çoğunlukla farkında bile değiller bu durumun. Ama seviyorlar o hastalıktan konuşmayı. Benim birşeyim var işte benim de birşeyim var sahip olduğum şeklinde yansıtıyorlar bu hastalıklarını.


En büyük hastalıkların bu hastalığı sahiplenmek olduğunu farketmiyorlar bile. Hastalıklarını sahiplenmeseler bunca evlat misali sevgili misali terkedecek bünyeyi o fiziksel hastalık ama gelin görün ki kafaca öylesi bağlılar ki yine evlat msali büyütüyorlar bu hastalıklarını.


Ben bu insanların bazılarına çok üzülüyorum ama bazılarını da hiç mi hiç sevemiyorum. Etrafımda böyle biri var bir iş arkadaşı tüm acıma duygumu tüm iyi niyetimi kaybettiğim biri. Seni durdurup hastalıklarını güzel bir haber gibi veren biri. Başı sıkıştı mı hastalıklarını bahane edip işten izin alan biri. Ailesinde sık ölümlerin gerçekleştiği (?) biri. Bunu anlatan sanki bundan bile zevk alan biri.


Tüm bu durumu gözlemlediğimde hayatta sahiplendiğim şeylere şükür duyuyorum. Çünkü ben sağlığımı, huzuru, mutluluğu, ailemi, sevgiyi sahiplenmek dışında ki bunları da hastalıklı bir biçimde değil, hiçbir şeyi sahiplenmiyorum.

Hiç yorum yok: