Tanya yazmış ben de yorum bıraktım sonra da bu konuda 1-2 cümle de ben yazmak istedim. Kendime de not olsun diye.
Lohusa depresyonu diye bir gerçek var. Bazı kadınlar yakalanıyor bazı kadınlar yakalanmıyor. Hormonlar etkili mi kesinlikle etkili. İnsan düşünce gücüyle herşeyin üstesinden gelebilir mi evet bir yere kadar gelebilir. Ama hormon dediğimiz şey vücudun orkestra şefi düşünce gücüyle bir yere kadar şefe müdahale ediyorsunuz. Depresyonu belki daha kısa sürede belki daha az acılı atlatabilirsiniz ama depresyona girecekseniz hormonlar nedeniyle gireceksiniz kaçınılmaz bir gerçek.
Açıkcası Tanya'nın bir cümlesi canımı şimdiden acıttı anne olmuş depresyonu dibine kadar yaşamış bir başka anne Tuğba'da bunu belirtmiş. Tanya diyor ki, kendi arzuyula çocuk dünyaya getirmiş birinin depresyona girmesini anlamam pek mümküm değil (cümle tam böyle değil belki de kötü bir özeti yazıyı okuyabilirsiniz)
Bence annelerin depresyonu en çok bu yüzden katmerleniyor belki de bu yüzden daha ağır hissediyorlar. Çünkü vicdan azabı çekiyorlar bunlar benim görüşüm elbette böyle olabileceğini düşünüyorum. Düşünsenize 9 ay içinizde taşıyorsunuz daha içinizdeyken çok sevip aşık oluyorsunuz ona sonra 1 gün kucağınıza verdiğinizde garip birşeylerler oluyor o aşk nereye gitti diye düşünüyorsunuz çünkü hormonlarınız dibe vurmuş durumda beyninizde kalbinizde başka birşey vücudunuzda başka birşey oluyor. Ve siz tamamen arafta gibisiniz. Neden 40 gündür süredi neden lohusa yanlız bırakılmaz. Bunların hepsinin açıklaması hem de çok mantıklı bir açıklaması var.
Tanya bunu hiç yaşamamış ne şanslı ne güçlü bir kadın diyelim. Şans kelimesinden hazetmem kendi etkisi, düşünce gücü elbette çok etkilidir ama işte hormonları da çok yardımcı olmuş ona. Babanın etkisinden bahsetmiş yardımcı bir babanın çok etkili olduğundan. Ben katılmıyorum buna. Anneliğin o ilk serüveni yapayanlızlık bence. O bebek anneden başka hiçbir şeye bağımlı değil çünkü o ilk günlerde o bebekle etrafın tüm kalabalığına babanın tüm ilgisine ve pervane oluşuna rağmen kimsecikler farketmese de yapayanlızsınız aslında. Sen anne olmayı öğreniyorsun bebeğinde bebek olmayı nerede olduğunu bile bilmiyor. Babanın katkısı çok önemli elbette ilgisiz baba da anlayışsız koca da katmerler depresyonu ama başlıbaşına depresyona girmene engel değildir ilgili baba, koca modeli.
Ben hep güzel hayaller kuruyorum. Ama depresyona girersem de girerim girdiğim gibi çıkarım da diyorum. yoo asla girmem girmemeliyim baskısını şimdiden kendime yapmıyorum. Ve biliyorum ki depresyona girersem bunun bebeğimi çok isteyip istememekle veya onu sevip sevmemekle alakası olmayacak. Hormonların bir oyunu diyeceğim en önemlisinin bunun farkında olmak olduğunu düşünüyorum. Farkedersem en kısa sürede atlatmak için elimden geleni yaparım.
Şükürler olsun ki şimdiden farkındayım kimse kolay olacağını söylemedi ve ben de kolay olmayacağını biliyorum. Bebek dünyanın en güzel mucizesi bence. Bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. Ama inkar etmemek görmezden gelmemek gerekiyor. Bu işin büyük büyük zorlukları var ne var ki denilmeyecek cinsten terazide sayısal olarak işin zorlukları ağırda çekse terazinin diğer kısmındaki ufacık bir gülümsemenin de herşeye bedel olabileceğini şimdiden hissediyorum.
Bazı hassas konular var onlardan birinin de lohusalık olduğunu düşünüyorum. Ne bu depresyonu yaşayan yaşamayanı ne de yaşamayan yaşayanı anlar kanatındeyim. En nihayetinde annelik serüveni başlı başına kişiye özel bir durum.