28.06.2011

Lohusa Depresyonu





Tanya yazmış ben de yorum bıraktım sonra da bu konuda 1-2 cümle de ben yazmak istedim. Kendime de not olsun diye.



Lohusa depresyonu diye bir gerçek var. Bazı kadınlar yakalanıyor bazı kadınlar yakalanmıyor. Hormonlar etkili mi kesinlikle etkili. İnsan düşünce gücüyle herşeyin üstesinden gelebilir mi evet bir yere kadar gelebilir. Ama hormon dediğimiz şey vücudun orkestra şefi düşünce gücüyle bir yere kadar şefe müdahale ediyorsunuz. Depresyonu belki daha kısa sürede belki daha az acılı atlatabilirsiniz ama depresyona girecekseniz hormonlar nedeniyle gireceksiniz kaçınılmaz bir gerçek.



Açıkcası Tanya'nın bir cümlesi canımı şimdiden acıttı anne olmuş depresyonu dibine kadar yaşamış bir başka anne Tuğba'da bunu belirtmiş. Tanya diyor ki, kendi arzuyula çocuk dünyaya getirmiş birinin depresyona girmesini anlamam pek mümküm değil (cümle tam böyle değil belki de kötü bir özeti yazıyı okuyabilirsiniz)



Bence annelerin depresyonu en çok bu yüzden katmerleniyor belki de bu yüzden daha ağır hissediyorlar. Çünkü vicdan azabı çekiyorlar bunlar benim görüşüm elbette böyle olabileceğini düşünüyorum. Düşünsenize 9 ay içinizde taşıyorsunuz daha içinizdeyken çok sevip aşık oluyorsunuz ona sonra 1 gün kucağınıza verdiğinizde garip birşeylerler oluyor o aşk nereye gitti diye düşünüyorsunuz çünkü hormonlarınız dibe vurmuş durumda beyninizde kalbinizde başka birşey vücudunuzda başka birşey oluyor. Ve siz tamamen arafta gibisiniz. Neden 40 gündür süredi neden lohusa yanlız bırakılmaz. Bunların hepsinin açıklaması hem de çok mantıklı bir açıklaması var.



Tanya bunu hiç yaşamamış ne şanslı ne güçlü bir kadın diyelim. Şans kelimesinden hazetmem kendi etkisi, düşünce gücü elbette çok etkilidir ama işte hormonları da çok yardımcı olmuş ona. Babanın etkisinden bahsetmiş yardımcı bir babanın çok etkili olduğundan. Ben katılmıyorum buna. Anneliğin o ilk serüveni yapayanlızlık bence. O bebek anneden başka hiçbir şeye bağımlı değil çünkü o ilk günlerde o bebekle etrafın tüm kalabalığına babanın tüm ilgisine ve pervane oluşuna rağmen kimsecikler farketmese de yapayanlızsınız aslında. Sen anne olmayı öğreniyorsun bebeğinde bebek olmayı nerede olduğunu bile bilmiyor. Babanın katkısı çok önemli elbette ilgisiz baba da anlayışsız koca da katmerler depresyonu ama başlıbaşına depresyona girmene engel değildir ilgili baba, koca modeli.



Ben hep güzel hayaller kuruyorum. Ama depresyona girersem de girerim girdiğim gibi çıkarım da diyorum. yoo asla girmem girmemeliyim baskısını şimdiden kendime yapmıyorum. Ve biliyorum ki depresyona girersem bunun bebeğimi çok isteyip istememekle veya onu sevip sevmemekle alakası olmayacak. Hormonların bir oyunu diyeceğim en önemlisinin bunun farkında olmak olduğunu düşünüyorum. Farkedersem en kısa sürede atlatmak için elimden geleni yaparım.



Şükürler olsun ki şimdiden farkındayım kimse kolay olacağını söylemedi ve ben de kolay olmayacağını biliyorum. Bebek dünyanın en güzel mucizesi bence. Bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. Ama inkar etmemek görmezden gelmemek gerekiyor. Bu işin büyük büyük zorlukları var ne var ki denilmeyecek cinsten terazide sayısal olarak işin zorlukları ağırda çekse terazinin diğer kısmındaki ufacık bir gülümsemenin de herşeye bedel olabileceğini şimdiden hissediyorum.



Bazı hassas konular var onlardan birinin de lohusalık olduğunu düşünüyorum. Ne bu depresyonu yaşayan yaşamayanı ne de yaşamayan yaşayanı anlar kanatındeyim. En nihayetinde annelik serüveni başlı başına kişiye özel bir durum.










6 yorum:

ibeking dedi ki...

ben yıllar evvel böyle yazmışım.http://ibeking.blogspot.com/2005/11/lohusalk-bunalm.html

lohusalık depresyonu vardır, ister kafadan kaynaklansın, ister hormondan, sonuçta vardır. Ben iki çocuk doğurdum birinde depresyonsa adı girdim depresyona,ağladım, ağlarken güldüm, kaygılandım, yoruldum, çaresiz hissettim.... diğerinde girmedim. Çünkü biliyordum ki girsem de ne yazar, nasılsa geçer. Önemli olan bu depresyonun atlatılabilir birşey olmasıdır, destekli veya desteksiz. Hep derim önemli olan problemi yaşamak değil, onunla nasıl başedip onu aştığımızdır. Yoksa taş değiliz, duygularımız var, başkalarından daha fazla üzülüp, daha fazla iplememe olayımız var. Garip olan depresyona girmedim diye bunun dillendirilip girenlerin içinin acıtılmasıdır.

WebMD ise olayı şöyle özetliyor:

What Is Postpartum Depression?
Postpartum depression is linked to chemical, social, and psychological changes associated with having a baby. The term describes a range of physical and emotional changes that many new mothers experience. The good news is postpartum depression can be treated with medication and counseling.

The chemical changes involve a rapid drop in hormones after delivery. The actual link between this drop and depression is still not clear. But what is known is that the levels of estrogen and progesterone, the female reproductive hormones, increase tenfold during pregnancy. Then, they drop sharply after delivery. By three days after a woman gives birth, the levels of these hormones drop back to what they were before she got pregnant.

In addition to these chemical changes, social and psychological changes associated with having a baby create an increased risk of depression.

sevgiler

Tuten dedi ki...

İbek yorumun için çok teşekkür ederim. Çok faydalı olacağını düşünüyorum. Senin blogunu takip ediyorum yazılarını bir gün oturup baştan sona okumuştum çok da güzel ifade etmişsin, teşekkür ederim paylaşım için.
İngilizce metin de hehh işte de ben de bunu diyorum ya dedirtiyor okuyunca ;)
Sevgiler

ibeking dedi ki...

bir de bence anne yaşı da çok önemli bir parametre bu depresyon işinde. 20 yaşında anne olmakla, 40 yaşında anne olmak arasında illa ki bir fark olmalı. Nasıl ki 20lik bir genç kızın alalede bir olaya bakışı 40 yaşındaki olgun bir kadına göre daha başka olabilirse, bu da mutlaka öyle olmalı. Ben ikinci lohusalığımda depresyona girmememi buna bağlıyorum. İki dönemi kıyasladığımda;Yaşama bakışım değişmiş, kaygılarım şekil değiştirmiş, evimin içindeki parametreler, duygusallığım ve hatta hatta hane gelirim bile değişmiş. Gönülü hoş tutmak lazım bence. Depresyon çizgisi öyle inceki inan lohusa felan olmaya gerek yok. Hayatın şu karmaşasında bence hepimiz delilik ile velilik arasında gidip geliyoruz be yaw :)

Tuten dedi ki...

Son cümlenle delilik ve velilik beni çok gülümsettin İpek harikasın :) Ve çok doğru bir analiz ben de sen yazınca farkettim bunu ben de etrafımda gözlemledim olgun yaşlarda anne olununca depresyona girilse bile hemen çıkılıyor veya girilmiyor.
İyi tatiller dilerim size bu arada harika tatil resimleriyle döneceğine eminim en kısa zamanda yayınla da gözümüz gönlümüz açılsın

Tanya's dedi ki...

Tüten,

Dışarıdan alınan her yardım ki buna baba da dahil bence çok yardımcı, ben buna inanıyorum, çünkü bazen biraz soluklanmaya ihtiya duyuyorsun, bir durdurayım şu hayatı diyorsun, o zaman yardımcılar çok önem kazanıyor, kastettiğim oydu benim.

Birde İbeking doğru bir noktayı vurgulamış, yaş, ben 40 yaşında doğurdum Leo'yu, onun etkisi olduğuna cok inanıyorum,,hayata dair kaygılarımın yönü çok başkalaştığı bir dönemdi, kendimle alakalı birçok şeyi halledip artık sıranın beni zenginleştirecek bir bebeğe geldiği bir dönemdi.

Ama aklın yolu bir..hormonlarının o küçük deliklerden girmesi an meselesi:)))

Sen bomba olacaksın onu biliyorum.

Tuten dedi ki...

Tanya çok teşekkür ederim işallah dediğin gibi "bomba" olurum hayallerim bu yönde.
Yardıma da açık olmaya şimdiden hazırım ;) Dur daha babynap konusunda senin de yardımına çok başvuracağım gibi geliyor. Kimseler inanmıyor da bezsiz büyütmeyi başaracağıma ;)