18.03.2011

Tarifi Yok ki...


Şu resimdeki kız abla oldu dün. Hepimizi gururlandırdı, kardeşine gösterdiği sevgi ve ilgiyle. Elbette içinde fırtınalar kopuyor ama öylesi olgun ki öylesi tatlı ki. Günçe'nin yeri ömrümde hep farklı olacak.


Gelelim henüz adı belli olmayan ailemizin en genç erkeğine. Tarifi yok sevgili okur. Bir bebeği anlatmanın ona duyulan sevgiyi anlatmanın tarifi yok. Bir bebek bulunduğu ortama kesinlikle sevgi, huzur, şükür, umut getiriyor. O masumiyet yok mu o masumiyet insanın içini eritiyor.

Yeni bebeğimizi de çok sevdim gördüğüm anda Allahım bu ne güzellik dedim elbette bizim gözümüzden öyle görünüyor. O meme arayan dudaklar. O anne baba ve hatta ablasının sesini duyar duymaz sakinleşme hali bunların tarifi yok....


Dilerim Allahtan önce kendime, üzgünüm evet kendimi kayırıyorum, sonrada isteyen herkese bu tarifi olmayan duyguyu tattırsın. Bir bebeğin insanı ve hatta insanlığı kesinlikle daha iyiye götürdüğüne inanıyorum.


Ve bir de bayıltınalı, spinali, epidurali yok kardeşim yok ben kesinlikle normal doğum istiyorum. Acısına sancısına razıyım hepsini bebeğimi kucağıma alınca unutmayacak mıyım nasıl olsa. Epidurali de gördük bu sefer resmen ameliyat sonrası hasta bir anne oluyor. Oradan buradan sarkan kordonlar, serumlar, su içme, yemek yeme, ağrı kesici kullan. Aman yok ben almayayım lütfen.


Gelelim bir de babaların doğuma girme mevzusuna. Ben illa girmeliler demiyorum. Abim kesinlikle girmem diyordu, son dakika nasıl fikir değiştirdi bilemiyorum ama girmiş ve şimdi keşke Günçe'ninkine de girseydim diyor. Bambaşka bir duygu zaten bebeğinden başka birşeyi görme şansın yok ki diyor. Benim sevgilim de asla girmem diyenlerden. Bakalım o gün geldiğinde asla mı daha ağır basacak yoksa bebeğini ilk gören olmak mı?


Tüten ben

Tarifsiz

Hiç yorum yok: