Beden-ruh-zihin üçlüsünü bu güne kadar sıkça duymuşsunuz eminim ve bunların uyumunu. Beden-ruh ve zihine üçüz kardeşler diyebiliriz; üstelik tek yumurta! Bu üçlü bir arada hareket etmediğini bir şeyler mutlaka ki ters gider. 3'ünden biri bir diğerini ve sizi uyarıyordur aslında.
Kimi zaman zihin seslenir diğer ikisine; hey beni unuttunuz ama çok geride kaldım diye. Kimi zaman ruh seslenir ama beni kaybettiniz diye kimi zaman da bedeniniz size bir şeyler anlatmaya çalışıyordur. Tüm bunlar yaşanırken siz kendinizi hasta oldum zannedersiniz; ve pek tabii ki hastasınızdır. Hasta olduğunuzdan emin olduğunuz anda ilk yaptığınız şey genellikle doğru ilacı kullanmaktır, doktora gidip sorarsınız neyim var diye?
Oysa size neyiniz olduğunu söyleyecek ilk yer kendinizdir; bedeniniz size bir şeyler anlatmaya çalışıyordur; bu belki ruhunuzun kaybolduğu belki de aklınızın çok geriden geldiğinin mesajıdır. Ama siz bu mesajları almak yerine hastalığınıza iyi gelecek ilacı alırsınız ve bu mesajların sesini kapatırsınız; mesaj oradadır aslında hiçbir yere gitmemiştir sadece bastırılmış sesi off yapılmıştır; en kısa zamanda size yine sesi duyuracaktır ve malesef siz duymadığınız sürece daima bağırmaya devam edecektir.
Şimdi diyeceksiniz ki; ee yani ben duş alıp sokağa çıktım, havada 3 dereceydi, üstelik yolda biri suratıma hapşurdu ehh sonrası malum hasta oldum. Ben de size ehh pek tabii ki hasta olacaksınız diyeceğim; niye mi? Öncelikle zihniniz ve bedeniniz uyum içerisinde olsaydı ve iç sesinizi dinleseydiniz duş alıp 3 derecelik bir havaya çıkmazdınız.
Bunların dışında belki de çocukluktan beri size çok hassas olduğunuz ve hemen hasta olacağınız söylendi siz de buna inandınız ve duş alıp evden çıkarken içinizden bak yine hasta olacağım he dediniz.
Ve belki de moralinizin çok ama çok düşük olduğu bir gündeyseniz ve doğal olarak bağışıklık sisteminiz ve vücudunuz savunmasız bir haldeydi ve hooop virüsler, soğuk işinize işledi.
Başta da söylediğim gibi hastalıkların hepsinin bir mesajı vardır; size bir şey anlatmaya çalışırlar. Hasta olur olmaz yapmanız gereken ilk şey doktoru değil kendinizi dinlemektir. Tedavi için yapmanız gerekende bedeninizi dinleyip ona cevap vermektir. Elbette hastalıkların hepsinden kaçamayız; zaman zaman ilaç da kullanmamız gerekecektir ama akıllı ilaç kullanımı ve ilaç kullanırken bedenin sesini kapatmamak çok çok önemli. 1 haftada kurtulacağız bir hastalıktan 2-3 gün içerisinde kurtulabilirsiniz bu sayede.
Şimdi bazı hastalıkların ruhsal sebeplerinden örnekler vereceğim size, artık bilemiyorum beni biraz şımartırsanız bir başka yazıda daha da çok örnek verebilirim. Bu konularla daha yakından ilgilenmek istiyorum diyorsanız, Louise Hay'ın kitabını öneririm.
Alerjiler: Alerji kendi gücünü yadsımadandır. Eğer birileriyle anlaşamıyor ve bunu çok kafaya takıyorsanız; bedeninizde bunun dışa vurumu alerjidir.
Ateş: Yakıcı öfke. Öfkeniz çok fazlaysa ateşlenmeniz bunun en doğal sonucudur.
Bronşit: Huzursuz aile ortamı. Sessiz sürtüşme. Çok kısa bir süre önce ağır bir bronşit geçirmiştim evimizde huzursuz bir ortam olduğunu söylememe bile gerek yoktur sanırım.
Migren: Kusursuz olma isteği. Bastırılmış öfke. Cinsel Korkular. Hayatın akışına direnme.
Egzama: Kin. Zihinsel patlamalar.
Sırt ağrısı: Hayattan maddi manevi yardım isteği.
Bağırsak sorunları: Eskiden kolay kopamamak.
Diş sorunları: Uzun süren kararsızlıklar
Grip. Kitlesek karamsarlık
Horlama: Kalıplaşmış düşünceler ve bunlara direnme
Hımmm bir de aklıma gelmişken ses kısıklığı bugun BB'de mi yaşıyormuş ne :) Aşırı öfkelenme, öfke dolup dolup konuşamamak.