25.03.2014

S.O.S Veren Çocuk

Aslına bakarsanız ülkenin S.O.S durumuyla daha ilgiliyim şu sıralar ve içimden çok fazla bir şey gelmiyor ama biliyorum ki hayattan kopmak doğru bir mücadele biçimi değil. Yazılara kaldığımız yerden devam edelim. 



Geçtiğimiz hafta bizim evde kırmızı alarm'lı S.O.S durumu vardı; evden kaçmayı bile düşündüğümü itiraf edebilirim. Her gün eve dönerken içimi bir sıkıntı kaplıyordu ve ayaklarım geri geri gidiyordu. Kapıdan girer girmez ağlayan bir çocuk ve ağlaması hiç bitmeyen bir çocuk, herşeyi mızmızlıkla isteyen bir çocuk. Zordu çok zordu. Mutsuzluğu yüzünden, hareketlerinden her halinden beliydi. Neyi olduğunu anlamamak bizi daha da delirtiyordu. O kırmızı alarma geçince biz de gidip yeşil reçeteli ilaçlardan almaya karar verdik. 

2 sebebi vardı bana kalırsa; bunlardan ilki kansızlığı ve kısa bir süre önce demir şurubuna ara vermemiz, ara verdik çünkü test yaptıracağız, ikincisi de değişen uyku düzeni. Çok geç saatlerde uyumaya başladı; bakarsan geç uyanarak ve gün içinde uyuyarak toplam saati dolduruyordu ama belli ki bünye bunu kaldırmıyordu. Ve artık yaklaşık 10 günün sonunda deli gibi ağladığı, yere eğilip oyuncağını alamayacağı duruma geldiği gün saat 7:30 uyuya kaldı. kafası bir anda düştü ve derin bir uykuya daldı. Güray sabahın 6:00'sında uyanacağını düşünürken, saat 9:00 uyanarak günlerin yorgunluğunu üzerinden atmış oldu. Eski Aren'imize kavuştuk. Bizim eski halimiz bir çoğunuz için S.O.S durumunudur ya neyse buna şükürler olsun diyoruz biz; bir daha da böyle bir kabus yaşamak istemiyoruz. 

Gelelim herhangi bir sebeble S.O.S veren çocukla karşılaştığımızda ne yapacağız ve buna sebeb olan şeylerin altında yapan sebeblere. 


Çocuklarımızın konuşmasını 4 gözle bekleriz; çünkü o zaman iletişimimizin artacağını, birbirimizi daha iyi anlayacağımızı düşünürüz. Halbuki çocuklar dilli düdük dahi olsalar uzunca bir süre duygularını sözcüklerle değil davranışlarıyla ifade etmeye, anlatmaya devam ediyorlar; hele bu bir erkek çocuğu ise sanırım bu süreç hiç bitmiyor :) Neyse konuyu dağıtmayalım:)

3 yaşındaki bir çocuk başka bir çocuğa vuruyorsa, 5 yaşındaki oyuncaklarını size fırlatıyorsa ve hatta 7 yaşındaki çocuk kapısını hızlıca çarpıyorsa aslında sözlü olarak ifade edemediği duygularını göstermeye çalışıyordur. Yanlız bizim 2,5 yaşındaki çocuk yukarıdakilerinin hepsini yapıyor. Kapısını çarpıp yanlız kalmak istiyorum dedim sizeeeee diye bağırıyor; ergeliğinden korkuyorum bu Aren'in. 

Böyle durumlarda karşılaştığınızda elbette en kısa yol olan ceza vermeyi seçebilirsiniz ama o zamanda işlerin hiç iyiye gitmeyeceğini söyliyeyim size. Evet davranışı kesinlikle kabul edilebilir değil ama burada sakinleşip onun bu davranışına sebeb olan duygusunu anlamak gerekiyor; işte bunu anlamayınca çocuğun S.O.S durumunu göremez oluyoruz. 

Hemen sıcağı sıcağına bir örnek vermek isterim; dün akşam yemeğinde makarna vardı, Aren genellikle eliyle yer makarnayı çatala zor geliyor diye, dün ona çatala sarmayı öğrettim pek hoşuna gitti, genellikle babasını taklit eder dönüp dönüp güray'a baktı ve güray gibi yapamayınca çok sinirlendi ve makarnaları yere atmaya başladı; ben bu kısmı atladım ama Güray farketti ve sanırım sinirlendi benim gibi yapamadığı için dedi ve hemen Aren'in yanına gidip dur ben sana yardım edeyim dedi ve ortalık süt liman oldu. Bir S.O.S durumuna acil ve ilk yardımı yaparak ucuz atlattık ;)


Hatırlatmak isterim ki davranışlarının altındaki neden biz yetişikinler için son derece saçma ve anlamsız olabilir ama doğru empati onun penceresinden onun ayakkabılarını giyerek bakmaktır. 36 numara ayağınıza 23 numara giyerek bakacaksınız yani; kolay mı hiç değil. Ancak böyle bakabilirseniz ihtiyacı olan desteği ona verebilirsiniz. 

Çocuğunuzun sizi en rahatsız eden davranışları aynı zamanda S.O.S davranışlarıdır yani çözülmesi gerekenler. Yani bir bakın şöyle; sizi en çok hangi davranışı delirtiyor işte orada hala çözülmemiş bir duygu durumu söz konusu. 

S.O.S örneklerine bakacak olursak; 
  • Bir çocuk sürekli huysuz ve işbirliği yapmıyorsa genelde daha çok uykuya ihtiyacı, daha çok ilgiye, çözülmesi gereken fiziksel bir ihtiyaca veya annesinin güvenli kollarında ağlamaya ihtiyacı vardır. İşte tam da geçtiğimiz haftalarda yaşadığımız durum. S.O.S'ın tepe noktası aman allahım böyle huysuzluk kolik zamanında bile olmamıştı. 
  • Özellikle kardeşi olan çocukların daha çok görülmeye, farkedilmeye ve yaptıklarının değerli olduğunu duymaya ihtiyaç duyarlar. 2 çocuğunuz varsa Allah kolaylık versin diyorum başka ne diyebilirim ki ben 1 taneyi idare edemezken. 
  • Limitleri zorlayan çocukların görmek istedikleri şey ailelerinin duruma hakimiyetleridir aslında. Ay bu limitleri zorlamaya hiç girmeyeceğim ben yoksa ağlayabilirim tamam mi :) 
  • Söylediklerinizi duymayan, dinlemeyen çocuklar bilinçli veya bilinçsiz bizi ciddiye almayacak şekilde yetişmişlerdir ancak bağırınca ciddiye alırlar ki aslında vermek istedikleri mesaj; lütfen sakin kal ve benimle iletişime geçtir. Burada şunu söyleyebilirim çocuğunuzla beraberken dünya duracak arkadaş sadece o olacak ve bu da onu bilecek; yok elinde telefon yok ocakta yemek, gözün sağdan sola dönmeyecek, ona odaklanacaksın; ne kadar benciller değil mi?!?
  • Sürekli isyan eden çocuğun gücünü daha çok hissetmeye ve daha çok saygıya ihtiyacı vardır. Oğlum biz sana daha nasıl saygı gösterebiliriz; yaşın 2 keskin bıçak kullanıyorsun, yaşın 2 her lafa dahilsin yaşın 2 ben gideceğim diyorsun git diyoruz daha ne saygısı oğlum daha ne!
  • Çocuk bize saygı göstermiyorsa vermek istediği mesaj; daha çok ilişkiye, iletişime, saygıya ve sıcak yaklaşıma ihtiyacım vardır. Hep bana hep bana olmazki oğlum benim de bunlara ihtiyacım var. 
  • Yalan söyleyen çocuk mutlaka ki korkuyordur. 


S.O.S durumlarıyla karşılaştığınızda veya zaten farkındaysanız kendinize sorabileceğiniz 7 soru var: 

  1. Sizi rahatsız eden nedir bu durumda?
  2. Bu duruma sebeb olarak ilk aklınıza gelen nedir? uyku, iletişim, fiziksel bir ihtiyaç
  3. Ne yapmalısınız, bir liste hazırlayın lütfen. 
  4. Durum karşısınıda kendi korkularınızı farketmeye çalışın. Mesela çocuğunuz birden bire bebek gibi konuşmaya başladı; onu düzeltmeniz gerektiğini mi düşünürsünüz yoksa bebek gibi ilgiye ihtiyacı oldğunu düşünüp ona göre mi davranırsınız? Korkularınız için derin bir nefes alın ve nefesinizi verirken bu korkunun gittiğini düşünün. Çocuklarımızın ihtiyaçlarını doğru bir biçimde karşıladığımızda çocuklarımızda kaldıkları yerden devam ederler ama ihtiyaçlarını karşılayamazsak  soruna takılı kalırlar.
  5. Lütfen plan yapın hem de yazılı bir biçimde ve mutlaka gün içinde bu planlardan birini uygulayın. 
  6. Çocuğunuzun davranışı değiştiğinde olumlu veya olumsuz bunu hemen farkedin, farketmemek mümkün mü tabii, ve durumu analiz edin, ne öğrendiniz, neyi farklı yaptınız gibi. 
  7. Neyi değiştirmeniz gerekiyormuş bakalım ;)

Çocuk S.O.S verince ne yapacağımızı az çok öğrendik değil mi? Peki ya siz çoktan S.O.S durumuna geçtiyseniz o zaman ne olacak; gidip yeşil reçeteli ilaç mı alacaksınız olmadı daha ucuz gidip kendimi camdan mı atayım diyeceksiniz? Hayır sadece kendinizle aranızdaki iletişimin koptuğunu farkedeceksiniz ve kendinize zaman ayırıp kendinizi şımartıp sarılıp seveceksiniz. Önce kendi S.O.S çözüp sonra çocuğunuza odaklanacaksınız. 

İşte böyle sevgili okur; çocuk büyütmek biraz da kendini büyütmek!


Hiç yorum yok: