Biz ebeveynlerin genel sorunlarından biridir sınır koymak. Peki farkıda mısınız, çocuğunuzun davranışlarına mı sınır koyuyorsunuz yoksa duygularına mı?
Çocuklar duygularını gösterme ve yaşama anlamında sınırsız olmalılar ama davranışları konusunda sınırları olmalı. Örneğin; canları acıdığında veya sinirli hissettiklerinde uzunca bir süre bağıra bağıra ağlayabilmeliler ama canları acıdı diye başkasının canını acıtmamalılar. Ağlarken tamam artık çok ağladın biraz sus diyor musunuz mesela? Veya bunda ağlanacak ne var? Veya buna bu kadar ağlanmaz? Bu cümleler duygularına sınır koymak oluyor. Oysa ağlarken bir yandan size vurmaya çalışıyor ise ve etrafındaki her şeyi atıyor ise ve siz ağlayabilirsin ama bana vuramazsın diyorsanız, davranışına sınır koyuyorsunuz ki bu da aslında çocuğunuza yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri.
Çocukların duygularına sınır koymak, onların üzülmesine ve üzgün hissetmesine engel değil. Aksine çocuk şu mesajı alıyor; yanlış bir şey yapıyorum ve bu yüzden kabul görmüyorum; şimdi hemen bu duygumu baskılamam gerek. Duygular baskılandığında bilinçin bu duygular üzerinde hiçbir etkisi kalmıyor; bu nedenle regule olmamış bir biçimde ortaya çıkıyorlar ve bir süre sonra otomatikleşmiş hale geliyorlar. Çünkü duyguların da bir enerjisi var ve akıp gitmek istiyor; oysa baskılanan duygular bloke olup kalıverir insanın içersinde.
Çocuğunuza bu konuda yapabileceğiniz ne güzel şey; ona duygularını tanımlaması için fırsat vermeniz sonra da bu duyguları yaşamasına izin vermeniz. Delirip ağladığı bir zaman ona şuan üzgün hissediyorsun farkındayım demeniz ve üzgünken insanların ağlamasının doğal olduğunu söylemeniz ve ağlamasına izin vermeniz; işte bu bir ebeveynin çocuğuna verebileceği en iyi şeylerden biri. Duyguların iyisi kötüsü yoktur, duyguların hepsi insan olmanın parçası. Hislerimize engel olamayız biz bastırmak istesek de bir şekilde bastırılan her şey gibi ortaya çıkacaklardır; ama nasıl davranabileceğimizi seçebiliriz.
İzin verelim de çocuklarımız hislerini değil davranışlarını seçebilsinler; onlara nasıl hissetmeleri gerektiğini değil nasıl davranmaları gerektiğini öğretelim.