5.07.2010

İçimden...


Hayatta kullanmamaya özen gösterdiğim kelimeler vardır. Tesadüf gibi kader gibi. Tesadüflere hiç inanmam, çünkü herşeyin bir nedeni olduğuna inanırım. Kader hakkında yazmak ise benim boyumu aşar. Ama kader konusunda da ana hatların belli olduğunda inanır, detaylarda insanın etkili olduğundan şüphe etmem.

Evlilik hazırlıklarını yazarken şimdi bu da nerden çıktı diyebilirsiniz. Güray ile 7 yıl önce tanışmıştık. Yaşadıklarımız inanın bir başka blog'un konusu olur. Bir Eylül ayında tanıştığımızı çok net hatırlıyorum. Ve aylarca msn ve şimdi adını hatırlayamadığım diğer programlar üzerinden neredeyse 7/24 yazıştığımızı. İnsanları hayerete düşürecek denli hızlı klavye kullanabiliyor, 10 parmak yazabiliyor ve 10 parmağım kalvyenin üzerinde 1 parmak gibi duruyorsa sebebi biraz da Güray ile bitmek tükenmek bilmeyen yazışmalarımızdır. Şimdi o yazışmaları zaman zaman özlüyorum ve biliyorum ki evlendiğimiz zamanda şimdiki telefon konuşmalarımızı özleyeceğim. Uyumadan önce sesini telefonda duymak gibi... Biliyorum uyumadan önce gözlerinin içine bakıp sarılıp iyi geceler demenin de tadı bambaşka olacak...

Düğün tarihimiz için farklı bir tarih düşünüyorduk sonra 17 Eylül'de karar kıldık aslında bunda seçtiğimiz mekanın boş günü de etkili oldu. Üzerinden 7 yıl geçince ve tanışma günümüzü kutlamak gibi bir adetimiz olmadığından hangi gün tanıştığımızı hiç hatırlamıyordum. Ama iyi bir arşivciyimdir meslek hastalığı diyelim. Yazılı hiçbirşeyi atamama hali vardır bende. Silinmiş öğelerdeki postaları silerken bile tuhaf hissederim kendimi. İşte eski yazışmalara baktım taaa 7 yıl öncesine ilk işyerimdeki maillerime. Güray ile 17 Eylül günü ilk yazışmamızı yapmışız birbirimizi tanımaya çalışmışız.

Tesadüf demek istemiyorum bu güzel olaya... Kader demek için de 17 Eylül Cuma 2010'u beklemek istiyorum. Kader denilen şeyde etkimiz var ise bu yolda sevinç ve tüm kalbimle ilerlediğimi söyleyebilirim.

Şu süreçte içimde her duyguyu yaşıyorum. Her duygu bir bulut olup gün içinde üzerimden geçebiliyor. Kadın olmak gerçekten bambaşka birşey....

Kısık ateşte pişen aşure misaliyim ben. Yani içimde birbirine benzemeyen bir çok şey var ama hepsi birarada mükemmel bir uyumda....

Tuten ben
aşure tadında

2 yorum:

Gülsun dedi ki...

Bu satırlarda yazdıklarında aslında sadece senden değil hepimizden birseyler var arkadaşım o yüzden bana sıcacık geldi, hoş geldi. Ayrıca aşure en sevdiğim tatlıdır zaten başka tatlıda yemem o yüzden daha bir güzel geldi:) Hayatta herşeyin bir sebebi olduğuna inananlardanım biliyorumki senin de onunla biraraya gelmende bir sebep var. Sonunda mutluluk var, sevgi var, aşk var arkadaşım. Mutululuğunuzu paylaşın ama bence bir kısmınıda sadece ikinizin ulaşabileceği bir dolaba saklayın ve anahtarını da kimselere vermeyin...

Tuten dedi ki...

Canım arkadaşım ne güzel yazmışsın gözlerimi doldurdun. Haklısın küçük bir dolabımız olmalı...