12.07.2010

Adım Adım


Bugün gelinlik ayakkabımı teslim alıyorum. yukarıdaki ayakkabının pembesi. Önce beyaz yaptırmaya karar vermiştim sonra düşündüm ve neden pembe olmasın dedim. Pembe benim en sevdiğim renk hiç belli olmuyor değil mi? Ve ayakkabımı yaptırdığım yeri (Pınar Arkun design bakmanızı öneririm)arıyarak beyazdan vazgeçtim pembe yaptırıyorum dedim.
Attığım her adım hayatımızda Güray ile birlikte atacağımız her adım pembe olsun öyle değil mi ;)

Öyle zorlu yollardan geçerek geldim ki buraya ben. Bazen hiç hatırlamak istemesem de o günleri sıklıkla kendime hatırlatıyorum. İnsanın yaşadığı başına gelen olumlu olumsuz her olayın bir öğretisi olduğuna inanıyorum. O yaşadıklarımdan dersimi aldığımı düşünüyorum ve almaya devam ettiğimi. Neyi görmem gerektiğini geç de olsa farkettim belki geç demek doğru değil herşey zamanını bekler çünkü. O çok üzücü o gerçekten yıpratıcı süreçlerde görülmesi gerekeni görmeseydim yürüdüğümüz yol bambaşka olabilirdi.

Yaşadığım herşey beni bir iç yolculuğa sürükledi kendimi bulduğum kendimle yüzleştiğim bir süreçten geçtim ve o süreçte ayağımda pembe ayakkabılarım yoktu hatta ayaklarımın çıplak olduğunu bile söyleyebilirim. yaralandı berelendi ayaklarım kanadılar kanadım. Gördüklerimden korktum ama yürümeye devam etttim. Adımlarım beni öyle bir yola soktu ki işte o pembe ayakkabılara kavuştum.

İşte bu nedenle; düğün günümde giyeceğim o pembe ayakkabıların benim için anlamı başka çok başka. Adımlarım o gün çok başka olacak.

Bir blog yazarı demiş ki; bir erkeği değiştirebilir miyim diye değil ona katlanabilir miyim taşıyabilir miyim diye yola çıkılması lazım. Nikah memurunun Güray Yolukar ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz sorusuna vereceğim cevap "EVET" olacak ama kendi içimdeki soruya da evet diyor olacağım. Bir ömür boyu sevdiğim adımı taşımaya ve katlanmaya da evet diyor olacağım. Evet hayatın yor yolu ayağımdaki ayakkabı gibi pembe olmayacak. Pembe düşlerdeki gibi bir hayat elbette yaşamayacağız ve elbette ne güray ne de ben pembe pamuk şekeri kıvamındayız. Ama biliyorum ki o düğün gününde giydiğim pembe ayakkabılarla attığım adımdaki gibi en kötü günümde, günümüzde bile atacağım adımlar bundan sonra çıplak ayaklı olmayacak.

Hiç itiraf etmese de benim canım sevgilim, ben öyle kişisel gelişime inanmam da dese aslında o da kendini çok geliştirdi. Evlilik hazırlıkları öyle pembe tadında geçmiyor ve ben bridezella kıvamına çabucak gelebiliyorum ve Güray sakin kalabilmeyi idare edebilmeyi becerebiliyor ve onun bu hali onu tekrar tekrar tekrar sevmeme neden oluyor.

Dilerim birgün adımları ayacıkları gibi pembe pembe olan evlatlar yetişriririz.

Hiç yorum yok: