Bazı yaşlar dönüm noktası olur insana, 37'de bana öyle.... Öğrenciyken azimli ve çalışkan değildim ama iş hayatımda ki,üniversitedeyken çalışmaya başladım, daima çalışkan, sebatkar ve azimli oldum. Yıllarca çalışmayan veya çalışmayı tercih etmeyen insanları anlayamadım. 18 yılda sadece 3 ay çalışmadım onda da ağır depresyona girdim.
Spritual konularla ilgilenmeye başlayıp bilinçaltının nasıl bir güç olduğunu ve nasıl çalıştığını öğrendiğimde anladımki; çalışmak, hatta çok çalışmak benim bilinçaltıma yerleşmiş bir inanç. Babam, annem ve hatta onların babaları ve anneleri tüm ailem hep çalışkan ve çalışmaktan yana insanlar olmuş. Babaannem, anneannem döneminin üniversite okuyan, çalışan ve işlerinde çok başarılı olan kadınlarından olmuşlar. Dedelerim isimlerini tarihe yazdırmış insanlardan olmuşlar.
Annem kendimi bildim bileli çalışmamı öğütler bana; benimle ilgili en çok gurur duyduğu şey çalışıyor olmamdır belkide; bazen işi bırakacağımı söylerim, annem çok ciddi bir biçimde üzülür ve üzülmesinin sebebi para kazanmayacak olmam değil, çalışmıyor olacak olmam. Kendisi gençken çalışmamış lakin 35'inden sonra tam zamanlı çalışmaya başladı çok uzun bir sürede çalıştı.
Spritual konularla ilgilenmeye başlayıp bilinçaltının nasıl bir güç olduğunu ve nasıl çalıştığını öğrendiğimde anladımki; çalışmak, hatta çok çalışmak benim bilinçaltıma yerleşmiş bir inanç. Babam, annem ve hatta onların babaları ve anneleri tüm ailem hep çalışkan ve çalışmaktan yana insanlar olmuş. Babaannem, anneannem döneminin üniversite okuyan, çalışan ve işlerinde çok başarılı olan kadınlarından olmuşlar. Dedelerim isimlerini tarihe yazdırmış insanlardan olmuşlar.
Annem kendimi bildim bileli çalışmamı öğütler bana; benimle ilgili en çok gurur duyduğu şey çalışıyor olmamdır belkide; bazen işi bırakacağımı söylerim, annem çok ciddi bir biçimde üzülür ve üzülmesinin sebebi para kazanmayacak olmam değil, çalışmıyor olacak olmam. Kendisi gençken çalışmamış lakin 35'inden sonra tam zamanlı çalışmaya başladı çok uzun bir sürede çalıştı.
Şimdi 37'imde en çok sorguladığım şey; kurumsal hayatın içinde olmalı, olmamalı mı ? İş hayatı, kurumsal hayatta bulunmak, tıpkı o ağır ateşte kaynayan kurbağa hikayesine benziyor, farketmiyorsun, farkına bile varmıyorsun sana ne olduğunun ama yavaş yavaş kaynıyorsun işte. Hala üretmekten yanayım ama hayatımın geri kalanını dün şöyle özetledim;
"Cocugu okula gonul rahatligi ile biraktiysam; annecim seni seviyorum kendine iyi bak gorusuruz dediyse bana ve bugun 19 Mayis Genclik&Spor bayrami ise yuruyusumu, sporumu,cimlerde yogami yapar evime doner yemegimi hazirlar gidip okuldan cocugumu alirim.... Aslinda hayatimin bundan sonrasinin boyle gecmesini istiyorum; arada da cok sevdigim hatta yaparken zamani mekani kendimi unuttugu farkindalik ve ilk yardim egitimlerini yaparsam ne ala♡ O yavas yavas isinan kurbaga halinden plaza hayatindan emekli olmak istiyorum"
Son zamanlarda gerçekten hayatı yaşayıp yaşamadığımı farkında olup olmadığımı sorgulamaya başladım ve şundan emin oldum; iş hayatının içindeyken gerçekten yaşamıyorsun, kaçırıyorsun asıl amacını hayatın. Ama ben yine de hedefleri, kariyer planları olan insanlara bunu gerçekleştirmelerini dilerim, çok uzun surmesin lakin :) Hem aynı hedefleri olan gençlere de yer açmak lazım.
Kendi evladımın için hiçbir zaman kariyer hayallerim olmadı; ama daima mutlu olacağı, üreteceği, başkalarına da yarari katkı ve mutluluk katacağı bir insan olmasını diliyorum.
İnsanın hayallerine doğru planlarla ve kendini sabote etmediği sürece ulaşabileceğine inanıyorum. Planlarım ve dualarım var.