8.11.2012

Beslenme Saati

Yiyelim içelim güzelleşelim dostlar:)

Aren hayatımıza girmeden önce beslenme konusunda çok uyumlu ama bir o kadar da kötü beslenen bir çifttik. Ne zamanki bir çocuğumuz oldu,  beslenme konusunda kendimize de çekidüzen vermeye başladık. Çünkü inanıyoruz ki çoçuk gördüğünü ve alıştığını uygulayacak. Dahası biz sağlıklı olmazsak çocuk nasıl olsun. İkimizinde kilo problemi var(dı) Benim hala var ve sanırım ömrü billah tombul kadın kategorisinde olacağım. Diyetisyene gittik ve kilo verdik. Eve bazı yiyecekleri ve gruplarını sokmamaya başladık.

Güray'ın organik gıda sektöründe olması ve neredeyse sektörde başı çeken tüm firmaların içini dışını işleyişini bilmesi nedeniyle bakış açımız sektörün içinden olmayanlara göre biraz daha farklı. Buna rağmen evimizde organik fasulye, organik pirinç falan pişmezdi. Kahvaltı soframızda bildiğin market sucuğu, nutella ve reçel de olurdu. Akşam yemeğinde tavuk çoğu zaman başrollerdeydi.

Aren ek gıdaya başladığında doktorumuzun da tavsiyesiyle oldukça dikkatli davrandık. En önem verdiğimiz husus mevsiminde tüketim. İlk aylarda herşeyin organiğini alıyorduk. Feriköy organik pazarından Güray'larında tezgahı olması nedeniyle oradan alışveriş yapmak fiziki anlamda da kolay oluyordu. Zamanla yumuşak bir geçiş yaptık çünkü inanıyoruz ki sadece organik beslenmekte doğru değil. Bebekken ve ek gıdayla ilk  tanışmasında en doğrusunun organik olduğuna inanıyorum fakat sonra azar azar yumuşak geçişlerle organik olmayan gıdalara da alışmalı ve tanımalı düşüncesindeyim. Sadece organik beslenen çocukların ileride hem sağlık hem de sosyal sorunlar yaşayacağına inanıyorum. Organik olmayan gıda bile olsa doğal olmasına dikkat ediyorum. Günümüzde hala organik ve doğal gıdanın aynı olduğunu düşünen çok insan var. Halbuki birbirinden oldukça farklı. Evde yapılan veya köyünüzden gelen her ürünün organik olduğunu düşünmeyin lütfen. Örneğin pazardan meyve alıp içine bardak bardak şeker atıp sonrada ev yapımı yani organik reçel demek olmuyor olmaz. Doğal reçel denir mi, bence o bile tartışmaya açık.

Konu her ne olursa olsun çerçeve içine koymayı ve uç noktalarda olmayı sevmiyorum. Dolayısıyla Aren'le dışardaysak ay bu ekmek organik mi ama şimdi de domatesin mevsimi değil yemesin demiyorum. Yiyecekse ve tadacaksa yiyor. Süreklilik arzetmediği sürece bence hiçbir şeyin sakıncası yok. Kendimiz için de aynı şey geçerli. Evimize sosis ve tavuk girmez. Ama bir dost meclisinde bir arkadaşımızın evinde yemeğe gittiysek ve önümüze sosisli makarna çıkardıysa pardon şekerim biz sosise ağzımızı sürmüyoruz demiyoruz elbette. Veya sakız çiğnemeyenleri bilirim yok vallahi çiğnerim. Güzel bir schnitzel'e de hayır dediğim görülmez. Lakin bebekli bir aile olarak ne kadar sosyal olduğumuz ve böyle durumlarla ne kadar karşılaştığımızı yazmama gerek yoktur sanırım :) Aren de dışarıda yemek yemeği pek sevmiyor örneğin ev köftesine bayılan Aren'in henüz herhangi bir köftecide köfte yediğini görmedik bu ne ya gibi bakıyor ve tükürüyor.

Beslenmemizde organik olmazsa olmaz ürünlerimiz ise aşağıda. İşte bu ürünleri organik almaktan vazgeçmiyoruz.
Bizim eve ya Saklı Cennet ya da TEMA balı girer başka bal girmez. Marka vermeyeyim ama yediğiniz bir çok balın  sadece şeker olduğunu bilin bal değeri olmadığını. Arılara kesme şeker yedirilip kovanlarına naftalin koyulduğunu. Hem bal hem organik hem de nefis. 

Aren için zeytinyağ tercihimiz yine Organik Saklı Cennet. Evimizde diğer yemekler için diğer  zeytinyağları kullanılyoruz misal Tariş.


Tüm bakliyatlarımız da organik Saklı Cennet markasından. Bakliyatı kendimiz için de kullanıyoruz  ve farklı ilk tadışta  anlamak mümkün hatta pişme süresi bile oldukça farklı.

Tereyağ olarak benim içime sinen bu oldu Güray pek taraftar değil ama diğerleri yerine bunun en uygun olacağını söyledi. Organik Keçi sütünden tereyağ rengiyle tadıyla kokusuyla oldukça farklı. Ben de Aren de çok sevdik. (Gördüğünüz üzere sadece üray'ın dahil olduğu markaları kullanmıyoruz :))



Aren'in 1 yaşına 2 hafta kalmasından itibaren İnek sütünü ve Keçi sütünü  dönüşümli olarak kullanıyoruz. Alerjik bünyeye sahip bir bebek olmasına rağmen İnek sütünün hiçbir yan etkisini yaşamadık. Süt ile ilgili söylemlerin hiçbirine inanmıyorum ve fakat uzun ömürlü sütleri de ne kendimiz ne de çocuğum için kullanmıyorum. Bizim tercihimiz Lera Fresca günlük süt. Keçi sütünde de Mado'yu denedik. Sırada Atatürk Orman Çifliği ve Baltalı var.



Son olarak, her insan her çocuk kendi yolunu çizer. Biz doğru örnek bile olsak gün gelir bizi örnek almak istemeyebilirler. Hangimiz anne&babamızın hem söylediği hem bizzat uyguladığı her doğru davranışı örnek aldık ki. Eminim aramızda anne babası sigara içmediği  ve bu konuda çocuğuna asla içmemelisin gibi bir baskı yapmadığı halde sigara içenler vardır. İşte beslenme konusu da bunun bir benzeri. Çocuklarımız birgün gelecek okula sonrada sosyal hayatın içine karışacaklar; kendi seçimlerine yapacaklar belki de seçimlerinin arasında sağlıksız besinler ve beslenme biçimleri olacak. O zaman onlar için ancak daha sağlıklı beslenmeleri için dua edebiliriz. Bir de temelinin sağlam olması bir nebze de olsa içimize su serper. Biz anne&baba olarak kontrol kısmi  bizdeyken elimizden geleni yapalım ve gerisini düşünmeyelim derim.

Bu ürünleri ben nerede bulurum derseniz; Saklı Cennet Organik ve Doğal Gıda Dükkanı Akatlar'da açıldı aynı zamanda cafe olarak da hizmet veriyor; yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim. Saklı Cennet ürünleri Tekzen.com.tr üzerinden de alınabiliyor. (Ne alaka hırdavatçi dükkanında organik gıdanın işi ne gibi doğal bir soru gelirse aklınıza Tekzen ve Temari yani Saklı Cennet markasının üretimini gerçekleştiren şirket kardeş aynı holding'in çatısı altında)

Bu yazı size reklam kokuyor gibi geldiyse şirket ne babamın ne de kocamın. Kocamın da herhangi bir maddi kazancı olmuyor alınan üründen keşke olsaydı reklamın alasını yapardım zira bilmediğim, denemediğim ve aslında inanmadığım bir ürünün reklamını yapmaktansa denediğim bildiğim kocamın işin içinde olduğu ürünün reklamını yapmayı daha doğru bulurum. 

Hiç yorum yok: