23.12.2011

Ezber Bozduran


Aşkım ve Evladım

Bana kalırsa hayatta ezber bozduran iki şey var biri AŞK biri EVLAT. İnsan her ikisine de sahip olduğunda tüm bildiklerini hatta bazen inandıklarını bile unutabiliyor veya bir kalemde üzerini çizebiliyor. Her ikisi de ciddi manada insanın kimyasını değiştiren durumlar. Kimbilir belki de bu nedenle kadınların çoğu evladını aşkım diye seviyor.

Aralarında en büyük fark aşk ile evladın yine bana kalırsa Evlat kaybetmeden de değeri anlaşılabilen yegane şey.

Kendi aşk ve evlat hikayelerimden yola çıkarsam. Güray'a aşık olmadan önce sakallı erkekleri ve sigara içenleri hiç sevmezdim. Lakin Güray'da her ikisi de mevcuttu. (Sakal hala var şükür sigara içmiyor artık) İşte ezberim bozulmuştu. Kendisine seni sakalınla sigaranla seviyorum demişliğim bile var ki seviyordum sevmek ne kelime sırılsıklam aşıktım kendisine gözüm sakal sigara görecek halde değildi. Fiziksel ezber bozduranların dışında huy, karakter anlamında da yok asla olmaz dediğim çok şey vardır kocamda ama elbette terazide iyi ki var olmazsa olmaz dediğim şeyler daha ağır basıyor.

Gelelim evlat konusuna. Bebeğim olmadan önce ben ciddi manada şuursuz bir insanmışım. Hamile olmadan önce yapmam etmem dediğim ve utanarak itiraf ediyorum kınadığım şeyleri yapar oldum. Ezberlerimin hepsi bozuldu. Tek tek bakalım mı sevgili okur bunların ne olduğuna. Bu arada eğer ben bu yazıyı yazmasaydım kocam bir gün hepinize ilan edecekti zaten. Bu Tüten aslında kınadığı herşeyi yapıyor diye. O beni rezil etmeden ben itiraf edeyim dedim :)

Emzirme: Öncelikle ciddi bir sağlık sıkıntısı yokken emzirmeyen kadınları anlayamazdım. Hııhh derdim hem çocuk yapmış hem de emzirmekten yüksünüyor. Vallahi hastaneden eve çıktığımız gün takriben Aren 3 günlükken dilimde mama lafı vardı. Hani uyusun da uyanmasın emzirmeyeyim diye dua eder haldeydim. Hoş şimdi uyansında emsin aman lütfen emmeye devam etsin haldeyim o da ayrı bir konu :) Bir de bilmiş bilmiş derdim ki emzirme bir ritueldir bebeğinle yanlız kalacaksın hep aynı yerde aynı konumda emzireceksin. Ooo nerde o vakit nerde o sabır nerde o imkan. Her yerde herkesin yanında emzirir oldum. Bir tek dışarda emzirme olayını hiç kınamaz çok doğal bulurdum ve sevgiyle bakarken dışarda emziren annelere şimdi ben de rahatlıkla hoop mememi açıp Aren'i dışarda emzirebiliyorum. Ve tuhaf bakanları da kınıyorum. Ve bilindiği üzere erkeklerden daha çok kadınlar tuhaf tuhaf bakıyor, inceliyor, kınıyor ki bunların içinde anne olanlarda var.

Sahiplenme: Şöyle bebeğini başkasının kucağı vermeyenlere verse de gözü üzerinde olanlara gıcık mı gıcık olurdum. Aslında benim bu konuda tek bir insanla problemin var. Ve ben Aren'i bizden başka hiç kimsenin benim oğlum diye sevmesine dayanamıyorum. Bir başkasının ağzından benim oğlum lafını duyunca delleniyorum deliriyorum resmen diyen insanı boğasım geliyor. İçimde susturamadığım hayırrrr o benim oğlum diyen bir çığlık oluyor. Aklım çıkıyor Aren benden bizden daha fazla bir başkasını severse diye. Buna kıskançlık denirse evet oğlumu herkesten kıskanıyorum babası hariç ama babasından da daha çok beni sevsin istiyorum ee kolay mı en çok benim emeğim geçiyor bana kalırsa.

Uyutma: Genel anlamda ağlatarak birşey öğretmeye çok karşıyım bu konuda ezberimin bozulacağını da şimdilik! hiç sanmam. Lakin uyumadığı gecelerde şunu yatağına atayım da ağlar ağlar uyur nasıl olsa dediğim oldu. Halbuki hamilelik öncesi ve hamilelikte ve hatta ilk günlerde üzerimde uyusun hep öyle kalsın ne varki demişliğim çoktur. Ve bu sebeble son 3 gündür boynum ve sırtım feci şekilde tutulmuş durumda. Öyle sürekli kucakta taşımak kucakta uyutmak pek kolay birşey değilmiş ama yine de hala henüz ağlatarak uyutmuyorum ve fakat çocuğuna 7/24 yanlız bakan insanların ağlatarak uyutma ve birşeyleri öğretme hallerini de daha iyi anlıyorum.

Bebeği Bırakma: Sütünü sağıp bebeğini anneanneye babaanneye bakıcıya işte her kimeyse bırakıp gidenleri kınardım hele hele tatile gidenlere yuhhh derdim. Lakin son zamanlarda hayalimi böyle şeyler süslüyor yapamam henüz o kıvama gelmedim. Ama hayalini kuruyorum işte. Kah sevgilimle kah tek başıma kah arkadaşlarımla gezdiğimi tozduğumu düşünüyorum. Mesela kocamla başbaşa geçirebileceğim bir haftasonu için neler vermezdim ki ama şimdi gönlümde aklımda mantığımda otur oturduğun yerde gezdiklerine say diyor. Ayıptır söylemesi biz flört ederken hemen her hafta farklı bir yerde kalırdık gören bizi otel rehberi hazırlıyoruz falan sanırdı yoo evsiz barksız da değildik zevk işte :) Yine başbaşa bir yurtdışı seyahati off tadından yenmez vallahi. Hoş geçen gün kocama şuraya gidelim mi dedim? Aren'siz mi diye sordu. Dedim ki biz Arensiz ancak markete gideriz :) Şuan yurtdışı seyahatini hayal ederken Aren'i de o kareye koyuyorum ama onsuz da olmasını hayal etmek güzel olurdu. Nasıl bir dengesizsem bunları isterken 3 ay sonra işe nasıl başlayacağım ben bunu bırakamam ki diye de ağlanıyorum. Ee annelik yarı delilik çokca dengesizlik öyle değil mi?

Bunlar benim ana başlıklarım sevgili okur alt başlıkları hiç açtırma bana ne sen sor ne ben söyliyeyim. Ama diyeceğim o ki iyi ki ezberlerim bozulmuş benim iyi ki doyasıya bir aşk yaşamışım ve iyi ki şimdi tüm ezbelerimi bozan değerini ilk günden içime düşmeden bile bence bildiğim ve daima bileceğim aşkı sevgisi her gün daha da içimde çağlayan bir evladım var benim!






4 yorum:

Deli Anne dedi ki...

Çok, çok güzel yazmışsın gene Tüten'im.. Benim her zaman dediğim; büyük konuşmamayı annelikte öğrendim ben. Ne varsa yaladım yuttum çünkü:)

my little world dedi ki...

sahiplenme uyutma konularında tamamen katılıyorum yazdıklarına..Emzirmeden yana çok dertliyim emse de 2 saat emse modundayım,o yüzden hiç girmeyeyim oraya.Bebeği bırakma konusunda ise 3.aydan sonra daha farklı düşüneceğine inanıyorum.Biz eşimle markete gittik bir kez Melisi bırakıp,eve gelene kadar somurtmuşuz,ve hiç konuşmamışız suçluluk duygusundan.Sürekli eve tıkılıp kaldım artık hep böyle olacak deyip duruyordum,dışarda da vicdan azabından ölüyordum.Şimdi artık ilk zamanlardaki kadar huysuz değil ya da ben alıştım sanırım.Onunla dünyanın öbür ucuna bile gidebiliriz gibi geliyor,bırakabileceğimi hayal bile edemiyorum.2-3 ay sonra sen de aynı şeyleri hisssedeceksin bence,evlat en iyi yol arkadaşıymış:))

Adsız dedi ki...

Annelik tam da yazdığın gibi :) Aren bey azcık daha büyüsün, daha kolay bırakıp kaçamak yaparsınız

Adsız dedi ki...

Tüten'cim, kaçamak yapmaya bir an önce başla yoksa benim gibi olursun :) Yani kaçamak dedimse, emzirirken öyle koca bir hafta sonu kaçamağı biraz hayal gibi. Çünkü oturup günde altı kere süt sağacaksan, ne anlayacaksın o kaçıştan??? Hani bir yemek olur, bir film olur, hakikaten havanız değişir. Beni örnek alma demem de şuradan: Oğlan 4 yaşında, ben hala onsuz bir şey yapamıyorum. Uykusunun düzene girdiği, gece beslenmesinin bittiği dönemde, sekizde yatırır, anneme bırakıp çıkardık kocamla dışarı. Meğer bu, kısacık bir mutluluk süreciymiş. Arkasından terrible two dönemi, gece kabusları geldiği ve sadece benimle sakinleşebildiği için bitti o gece turları. Arkasından yıllar sonra işe başlayınca suçluluk duygusu çöreklendi içime, bu defa da işten koşa koşa eve gider oldum. Şu an artık canım hiç bir şey yapmak istemiyor, sanırım biraz da bağımlılığa dönüştü benimki :(